Kendi kendine mektup yazmak!

Kendi kendine mektup yazmak!
19 Eylül 2014 08:41

Yurt Gazetesi köşe yazarı İdris Akyüz yazdı.

 

Bizim Temel, duvarın dibinde oturmuş elindeki kağıda bir şeyler karalıyor… Dursun, yanına yaklaşmış; Ula Temel ne yapayisun? Mektup yazayirum… Kime yazayisun Kendime… Peki, ne yazayisun? Pilmeyrum, daha gelmedi ki?

 

Teşbihte hata olmaz! CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yazdığı mektup, bu fıkrayı hatırlattı…

 

Şimdi soru şu; CHP lideri, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “Bankalar özelinde ekonomiyle ilgili kaygılar”ını içeren bir uyarı mektubu yazmak zorunda mıydı? Ki her ne kadar adını açıklamasa da “görünen köy kılavuz istemez”, kastedilen bankanın, Bank Asya olduğu apaçık ortada. Yani cemaatin, yani Fethullah Gülen ve şürekasının ortaklığı…

 

Kılıçdaroğlu’na bu mektubu yazdıran hangi kaygıydı? Gerçekten bankacılık sistemi kriz içinde mi? Yoksa mektubu, “tarihe not düşmek için” mi yazdı? Dahası, mektup; muhatabı Başbakan olsa da “kişiye özel” değil mi? Hal böyleyken mektubun içeriğini Kılıçdaroğlu yerine muhatabının açıklaması gerekmez miydi?

 

“Mektuplu diplomasi” iç politika kültürümüzde çok rastlanır bir yöntem değil. 1960 ve 1970’li yıllarda kimi siyasiler bu yöntemi kullanmıştı ama sadece tarihe not düşmek adınaydı. Dolayısıyla, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da böyle bir niyeti olabilir. Ancak bana yine de manidar geldi. Neyse… Gelelim mektubun siyasi sonuçlarına; Kılıçdaroğlu’nun “ilanen duyuru” biçiminde yazdığı mektuba, muhatabından yani Başbakan Davutoğlu’ndan herhangi bir yanıt gelmedi. Kılıçdaroğlu. buna rağmen, içerik konusunda gazetecilerin sorduğu tüm soruları yanıtladı… Kastını ve esas amacını açıkladı. Dedi ki; yürütmenin başı sen isen, yasaların verdiği yetkiyle gereğini yap! Yok eğer, yürütmenin başı sen değil de Anayasa’ya göre “sorumsuz” olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise O’nu da bilelim! Kısacası demek istedi ki “Başbakan sen misin yoksa Erdoğan mı?”

 

Hal böyleyken, “yandaş medya” eleştiri yağmuruna başladı:

 

” Vay vay vay! Biz demedik mi Kılıçdaroğlu ve CHP cemaatle iç içe! Paralel yapıyla işbirliği yapıyor. Şimdi inandınız mı?” Yandaş medyanın bu saldırısı “her ne kadar haksız olsa da” beklenen bir eleştiri olmalı. Sayın Kılıçdaroğlu için… Ve kanımca bunun da yanıtını kendisi verecektir. Ancak kamuoyunu ne kadar tatmin eder, ne kadar inandırıcı olur, bilemiyorum! Her ne kadar Kılıçdaroğlu’nun niyeti, “Başbakan’ın kim olduğu konusunda” Davutoğlu’nu sıkıntıya sokmak olsa da…

 

Sonuç olarak merak ettiğim: Kılıçdaroğlu’na “servis veren” hangi “süper zekâlı”ların bu öneriyi getirip önüne koyduğudur. Bence hata edilmiştir. Politik ve stratejik bir hata! Nihayetinde, yazının girişindeki fıkrada da belirttiğim gibi Kılıçdaroğlu’nun kendi kendine yazdığı bir mektup fotoğrafı ortaya çıkmıştır. Yazık, günah değil mi?