Kanatlar sana ait değilse yükselmek felaketindir!  Kaftancıoğlu’nun istifasının perde arkası

Kanatlar sana ait değilse yükselmek felaketindir! Kaftancıoğlu’nun istifasının perde arkası
1 Şubat 2019 08:15

”Daima pusulam olan CHP Örgütüm; sizlerin inancı ve verdiği yetkiyle, bir şey olmak için değil, hep birlikte bir şey başarmak için yola çıktım. Ve bugünden itibaren İl başkanınız olarak değil, partimin yılmaz,yorulmaz bir üyesi olarak İstanbul hayalimizi, hayata geçirmek için varım.”

 

 

H&H YORUM

 

 

Yukarıdaki tweeti CHP’nin,  ”Türkler Ermenilere soykırım yaptı” diyen, il başkanı attı ve 5 saat sonra da istifadan vazgeçtiğini duyurdu…

Şu tweeti okuyunca, insanın aklına ilk başta, idealist, ilkesel bir duruşla, istifa eden, kişilikli bir siyasi figür geliyor. Ancak, biliyor ve izliyoruz ki; sayın Kaftancıoğlu, Beşiktaş Belediyesi’nden başkan adayı olmak istiyordu. Ataşehir’de milletvekili Onursal Adıgüzel’i aday gösterme peşindeydi…

Hızlıca, Kaftancıoğlu’nun taktiksel istifasının perde arkasını anlatacağım;

CHP Kadıköy’e 10 Aralıkçı Şerdil Dara’yı atattılar, Aykurt Nuhoğlu gibi halkla içiçe bir ismi, Muharrem İnce’ye imza verdi diye Kılıçdaroğlu ile bir güzel yediler!

Dara, Oğuz Kaan Salıcı’nın en yakın dostlarından biridir.

sanliurfa-aday

http://www.halkinhabercisi.com/oguz-kaan-salicidan-chp-kadikoye-sanliurfali-aday

 

 

 

CHP Kartal’da yine imzacı olan mevcut başkanı devirip, Gökhan Yüksel’i atatan da Canan Hanım’dan başkası değildir. Kartal’ın 11 Kurultay delegesinden 10’u imza vermişken, sadece 1 delege İnce’ye imza vermemişti. Aa ne tesadüftür ki; o kişi de Oğuz Kaan Salıcı’nın yakın ekibinden sayın Yüksel’den başkası değil…

Yine Silivri’de, imzacı, sevilen başkan Özcan Işıklar’ı da MYK’dan oy birliği ile geçirmelerine rağmen, PM’de aynı MYK üyeleri aleyhte oy vererek yediler. Silivri’de yine Oğuz Kaan Salıcı’ya yakın bir isim göreve getirilecek.

Şişli’de Sarıgül’ün aday olmamasını da iyi okumak ve planın dahilinde görmek yanlış olmasa gerek. Sarıgül de mağdur gösterilip, ileride Salıcı ile yolları kesiştirilebilir!!!

Peki geliyorum; Canan Hanım niye istifa edip basında, ilkesel çıkış peşinde, bir mağdur yaratılıp, sonra yeniden görevine kaldığı yerden dönmüştür?!

Sıkı durun ve azıcık daha sabredin…

Kılıçdaroğlu’na yakınlıkları ile bilinen; Ataşehir, Bakırköy ve Maltepe  Belediye Başkanlarına karşı; Canan Hanım ve Salıcı ekibi müthiş bir tepki gösterdiler ve de başarısız oldular. Başarısız olacaklarını da az çok tahmin ediyorlardı. Ancak 10 Aralık ekibi, İstanbul’da ve yerel seçimde yaklaşan ve beklenen seçim hezimetini az çok görüyorlar.

Kaftancıoğlu ve 10 Aralıkçılar , medya manipülasyonu ve şimdiden future construction (gelecek algı yönetimi) yoluyla, seçim mağlubiyetini, yanlış adaylar ve aday belirleme yöntemindeki hatalara yıkarak, 1 Nisan’da mevcut CHP yönetimine karşı 10 Aralık olarak, büyük bir başkaldırı gerçekleştirecekler. Buradan açık ve net tarihe not düşüyorum.

resim 4

Kaftancıoğlu’nun göstermelik istifasının, nedeni; Oğuz Kaan Salıcı’nın CHP Genel Başkanı yapılarak, yeni CHP’nin nihai hedefine doğru ilerlemesinden başka bir şey değildir…

Perde arkasını, anlattıktan sonra biraz da kişisel, duygu ve düşüncelerime gelmek istiyorum…

CHP’de 10 Aralıkçıların il başkanı olarak çıkarttıkları Kaftancıoğlu, eğer ki, istifasının arkasında durmuş olsaydı, İstanbul’da geçecek yerel seçimler öncesi, partiye büyük hizmet etmiş olacaktı. Maalesef istifasından döndüğünü açıklayarak, AKP’nin İstanbul’da CHP’nin yumuşak karnına yönelik, atacağı açık hedef olmayı tercih etti.

Canan Hanım’a karşı niçin bu kadar olumsuzum, şöyle bir özet geçeyim;

Muharrem İnce geçen sene, bu dönemlerde, Kurultay talebi ile Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday çıktığında, sayın Kaftacıoğlu şu çıkışta bulunmuştu:

”Önümüzde kritik bir seçim varken, kurultay istemeyi doğru bulmuyorum…”

Ama aynı Kaftancıoğlu, Beşiktaş’ı alamayınca, Ataşehir’e ve bazı ilçelere de kendi yakınlarını atattıramayınca, seçime 8 hafta kala, il başkanlığından istifa edebilmeyi kendinde hak görüverdi. Aynı Canan Hanım, Şişli için istifa eden Sarıgül’e yönelik ciddi bir eleştiri getiremedi de! Bunları lütfen üstüste koyun ve birleşen parçalara tekrardan alıcı gözle bakın…

Dahası da var; Kılıçdaroğlu’na karşı Mersin ve İzmir il başkanları da istifa tehdidinde bulundular. Nereden baksanız, partinin çivisi çıkmış, ahşap at misali, sağa sola yalpalanıyor…

Sarıgül, aday gösterilmeyince, bilmem kaçıncı kez partiden istifa ederek, DSP’den aday oluyor. Kadıköy eski belediye başkanı Selami Öztürk keza, yine DSP’den adaymış…

Yakında İzmir Karşıyaka, Konak, Beşiktaş, Muratpaşa, Mersin Yenişehir, Adana Çukurova, Çankaya gibi CHP’nin kale gördüğü bir çok ilçede de DSP, tanınmış isimleri aday çıkartacakmış.

CHP yönetimi, adaylarını zamanında, hakkaniyete göre, kurumsal kimliğine yakışır biçimde belirlemiş olsaydı; yok olmama mücadelesi veren DSP gibi bir parti, yerel seçimde, böyle bir meydan okumaya cesaret edebilir miydi?!

Bugün sokağa çıkın ve şuanki DSP liderinin adını sorun, bir kişi yanıtlayamaz. AMA, DSP’nin çıkartacağı şöhretli ve paralı adayları da bu seçimde kimse hafife almamalı!

Çünkü, CHP tabanı, CHP seçmeni, aynı Ekmeleddin İhsanoğlu dönemindeki gibi yok sayılıyor… ‘‘ AKP ve Erdoğan karşıtlığı nedeni ile bize oy vermeyip de, ne yapacaklar, mecburlar” diye cepte düşünülüyorlar…

İdealist ve mağdur gösterilmeye çalışılan, sayın Kaftancıoğlu’nu şimdi de, gelin biraz eskiye dönerek, anımsayalım;

resim

Lütfen yukarıdaki tweeti dikkatle okuyunuz; sonra da kendinize şu soruyu sorunuz:

”Yahu Canan Hanım’ın iddia ettiği, Ermenilere karşı yapılan bu sözde soykırımı kim yaptı?’

İttihat Terakki,  artık var olmadığına göre, başta Atatürk ve silah arkadaşları, sonrasında da onların torunları olan bizler kastediliyor olabilir miyiz?

resim2

Rahmetli Turgut Özakman’ın, bir röportajında, ”Ben Mustafa Kemal’in yolunda, izinde daima askeri oldum” demesi üzerine, kısa sürede CHP seçmeninin dilinde slogana dönüşen, tamamen sembolik, militarize ile ilgisi bulunmayan sözlerini, hedef almak, kime ne kazandırır?

resim3

 

Seversiniz sevmezsiniz ama Erdoğan, bu ülke insanının büyük bir kısmından oy alan, siyasi bir figür. CHP il başkanı olacak kişi, Erdoğan’ı zeka dolu sözlerle eleştirip, yerden yere vurabilir. Ancak ”Allah belanı versin” gibi, mahalle aralarındaki kavgalarda görmeye alışkın olacağımız türden bir dili kullanarak, Erdoğan’ın tabanını konsolide etmesine fırsat tanıyamaz.

 

 

Siz hiç, aynı Kaftancıoğlu’nun saraya giderek, Erdoğan’ı ziyaret eden, CHP’nin ileri gelen isimlerini eleştirdiğini vs gördünüz mü? Ya da aynı Kaftancıoğlu’nun, il başkanı olarak, İstanbul’un CHP’li ilçe belediye başkanlarının, AKP’li mütahhitlerle içli dışlı, yakın ilişkilerini diline doladığına tanık oldunuz mu?

 

 

Doğrusu ben olmadım, varsa siz hatırlatın…

 

 

Kaftancıoğlu eğer CHP’de değil de, HDP’de siyaset yapıyor olsa, görüş ve düşüncelerine, katılmasam da, düşünce özgürlüğü çerçevesinde saygı gösterebilirdim.

 

 

Lakin çok net, görülüyor ki, Kaftancıoğlu gibileri, yeni CHP adı altında, mantar misali çoğalıyorlar.

 

 

Paraşütle indikleri yüksek makamlarda, başları dönüyor, örgütü, parti geleneklerini küçümsüyorlar.

 

 

Kolay, emeksiz, mücadelesiz geldikleri makamlarla tatmin olamıyorlar ve kendilerini kısa zamanda, her yere layık görüyorlar.

 

 

İstediklerini elde edemediklerinde de, hemen basın önünde, ortaokul talebesi gibi, ”küstüm o zaman topumu verin” misali mızıkçılık yapmaktan geri kalmıyorlar.

 

 

Ne diyelim;

 

 

Kendi kanatlarını çırparak yükselmezsen, yüksekler felaketin olur…