Fikri Sağlar: Bu din taciri iktidardan oylarınızla ülkeyi kurtulmalısınız!

Fikri Sağlar: Bu din taciri iktidardan oylarınızla ülkeyi kurtulmalısınız!
29 Şubat 2024 09:38

2024 yılı dünyada demokrasi ve diğer bilinen rejimler için önem taşıyor… Çünkü dünya nüfusunun yaklaşık yarısı, yani 4 milyar insanı barındıran 70’e yakın ülkede seçim var… Başta Türkiye olmak üzere ABD, Rusya, AB, Malezya, Hindistan, Meksika, İngiltere, Slovakya gibi ülkeler sandık başına gidecekler. Şu gerçek görülmeli ki, bu seçimlerin insan hakları, ekonomi, uluslararası ilişkiler ve istikrarsız dünyada barış beklentileri üzerinde büyük etkileri olacak… Bir kısım ülkeler yılbaşı itibariyle seçimlerini yapmaya başladı bile…

 

Fikri Sağlar/ Birgün

 

Klasik deyimdir. “Sandık, demokrasi için tek neden değildir!”

Bu sözün doğruluğu kanıtlanmıştır.

Demokrasi sadece seçimden ibaret değil!

Demokrasinin kurum ve kurallarını tam olarak oluşturmazsanız, gerçek demokrasiye ulaşamazsınız!

En taze örnek Türkiye!

Yerel seçimlere gidiyoruz…

Belediye başkan adaylarının belirleniş şekli, propaganda jargonu, vaatleri, iktidarın seçmeni tehdit eden sözlerini dinlediğinizde sandıktan çıkanın demokrasi değil, sadece birilerinin atadığı ve seçmenin oy vermek zorunda bırakıldığı bir kandırmacalar bütünü oluyor…

 

Basitçe demokrasinin tanımını; “siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik olarak tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi” olduğunu söyleyebiliriz…

Ancak yüzyıllar boyunca demokrasi ile yönetilen ülkelerde bile demokrasiye olan inanç eskisine göre çok azaldı…

Çünkü “artan dünya nüfusu, adil paylaşılmayan doğa ve çevre, orantısız gelişen ekonomiler, emperyalist yayılmacılık, emek sömürüsü, aşırı silahlanma, kapitalist düzenin zayıf ülkeler üzerinde barışı yok eden oyunları, yoksul ülkelerden varlıklı ülkelere göç ve dağılan iki kutuplu dünya yerine çıkan yeni güç odakları nedeniyle “Demokrasiden beklentiler yeterince karşılanamadı…”

 

Özellikle, gelişkin AB ülkelerinde pandemi sonrası yaşanan ekonomik istikrarsızlık, kitlesel göç, siyasilerin reel politika yerine popülizmi öne çıkarması demokrasiyle ilgili düşüncelerin değişmesine neden oldu…

Ukrayna/Rusya savaşına verilen destek, insan hakları, özgürlükler ve demokrasiyi önceleyen bu ülkelerin halklarında dahi demokrasiyi sorgulayan geniş bir zemin oluşturdu…

Ayrıca birçok ülkede halen iktidarda bulunanların muhalif adayların önüne koydukları engeller, baskıyla yorulan seçmenler, iktidarların oluşturduğu manipülasyon ve dezenformasyon potansiyeli, demokrasinin kaderini belirledi…

 

Görülen o ki çoğu ülkelerde oylamalar bağımsız ve de adil olmayacak…

Korkarım, 2024 yılında yapılan seçimlerde, “otoriter eğilimli liderler” daha da güçlenecek!

Ama bu liderler bile demokrasinin sandık cazibesinden kendilerini alamayacaklar…

Nitekim alamıyorlar…

2024 yılı dünyanın barış içinde yaşayabilmesi için bir tercih yılı olmalı!

Demokrasi mi yoksa otoriterleşme mi?

 

Yine de demokratik idealden vazgeçmemek lazım…

Hele bizim gibi; örgütlü toplumu dağıtılmaya, laik düzeni kaldırılmaya, insan hak ve özgürlükleri yok edilmeye, emek sömürüsüne geçit vermeye çalışılan, yargılaması ve ekonomisi çökmüş bir ülke için sandık ve demokrasi çok büyük önem taşıyor…

 

Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan çağdaş ve modern Türkiye Cumhuriyeti, 101. yaşına girerken diğer Müslüman ülkeleri arasında çok farklı bir yeri varsa, nedeni ülkemizin demokrasi ve insan haklarını sahiplenmesi, adalet ve barışı tek hedef olarak belirlemesidir…

Bu hedef ancak laik düzenle gerçekleşebilmiştir…

Şayet ülkemiz, ilkeleri ve aydınlanma devrimleriyle dünyada saygın bir yer almışsa bilinmelidir ki, Atatürk ve arkadaşlarının insanca yaşanacak bir ülke yaratmaları sayesindedir…

Yaşanacak ülkenin tek kodu vardır o da laik düzeni koşulsuz kabul etmektir…

 

Laiklik, inanç ve ibadet özgürlüğünün güvencesi olduğu gibi, demokratik, sosyal, hukuk devletinin de varlık nedenidir!

Laik düzen, düşünce ve ifade özgürlüğü kadar, kültürel gelişme, dayanışma ve ahlaklı bir toplum yaratmanın da önünü açar…

Kısaca laiklik, demokrasiyi sahiplenmenin, yurttaş ve halk olmanın mutlak temelidir.

Bu temel; Üreten, adil paylaşan, iktidarları sorgulayan, eşit hak ve özgürlükleri olan, örgütlü toplumu oluşturan ve kalıcı barışı sağlayan önemli bir dayanaktır…

Kısaca; “Laiklik ilkesi, onurlu yaşam ve saygın bir vatan demektir!”

 

Değerli yurttaşlar; “Laik demokratik bir düzende yaşamak, özgür bir birey olmak, örgütlenmiş toplum güvencesine kavuşmak istiyorsanız, hukukun üstünlüğüne inanmış, sosyal bir devlette yaşamanız gerekir!

Anayasal haklarınıza sahip çıkmak isteniyorsa, ülkeyi soyan, devletin kaynaklarını yandaşa peşkeş çeken, halkı tehdit eden, hilafet ve şeriat isteyen bu din taciri iktidardan oylarınızla ülkeyi kurtulmalısınız!