Erzurum boşaltılıyor, Türkiye tehlike altında; MHP seçimi kazanabilir

Erzurum boşaltılıyor, Türkiye tehlike altında; MHP seçimi kazanabilir
4 Aralık 2013 11:30

Bu yazıyı güvenle okuyabilmeniz için, gerçek bir Erzurumlu olduğumu, buram buram Türk tarihi kokan, Selçuklu eserlerinin kentin her tarafına yayıldığı merkez ilçesi olan ”Yakutiye”de doğup büyüdüğümü hemen baştan belirteyim.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Örneğin, çocukluğum gölgelerinde oyun oynadığım ve evimize çok yakın olan Selçuklu Saltukoğulları eserlerinden ”Üçkümbetler”,”Çifteminareler”,”Ulucami” ve daha birçok yüzde 100 Türk mühürlü abidelerin gölgesinde geçmiş, en az bin yıl önceki atalarımın nefeslerini, canhıraş mücadelelerini ruhumun en derinliklerinde doya doya hissetmişimdir.

 

Ancak, bugün özbeöz Türk yurdu olan, Erzurum ile damarlarını kesen ay yıldızı bayrağımızı temsil edercesine ben Türk’üm diye haykıran, kırmızı asil kanlı Türk gerçek dadaş, kendi şehrinde mahzun ve yetimdir.

 

Bakın neden?

 

Doğu’da, Anadolu’nun korunmasında ve vatan hainlerinin her türlü ihanet girişimlerinin püskürtülmesinde en büyük ve tek kale Erzurum, onun içindeki kahraman yurtsever askerler ise dadaşların ta kendileridir.

 

Erzurum dediğimiz bu Türk kalesi düştüğü zaman, PKK alçak hainlerinin oluşturduğu ihanet teşkilatı çok kısa sürede derin bir hatla Anadolu’dan ayırıp düşledikleri şerefsiz devletleri ‘’Kürdistan’’ı çok kolaylıkla kuracaklardır.

 

Ama bu Türk kalesinin içindeki yiğit dadaşlar, hain PKK örgütünün bütün girişimlerini her defasında yüksek cesaretleri sayesinde püskürtmüş ve bu çirkef emellerine ulaşmasına engel olmuşlardır.

 

Şimdi bakın, bu konuda çok yakın tarihimizde iki kanlı olayı anlatıp Türk oğlu Türk yiğit dadaşların nasıl dimdik ayakta durduklarını, yüksek cesaretleri ile lanetli PKK örgütünü inlerine gönderdiklerini anlatmak istiyorum.

 

Tarih 25 Ekim 1993, PKK denilen terör örgütünün eli kanlı aşağılık teröristleri akşam saat 20.00 civarlarında asker kıyafetlerine bürünmüş şekilde, Çat ilçesinin diğer Kürt köyleri arasındaki tek Türk köyü olan ‘’Yavi’’ beldesini basıp, bir kahveye girerek sohbet eden insanları bir araya toplayıp, topluca üzerlerine soysuz kanlarına yakışır şekilde ateş edip, hemen orada 38 insanımızı katledilip şehit etmiştir. Ölülerin altında kalan 8 kişi ise  yaralı olarak kurtulmuştur.

 

Üstelik, bu toplu cinayetlerin olduğu gün, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, kuvvet komutanları ve Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan Erzurum’dadır.

 

Devlet üstesinden gelir diye bu kanlı olaydan sonra Erzurumlu ‘’lahavle’’ çekmiş ama şımarıklıkları sonucu beş gün sonra ikinci kanlı olayı gerçekleştirmişlerdir.

 

Erzurumlu’nun sabrını taşıran bu kanlı olay şöyle oldu.

 

Bugün, Türkiye’yi bölünme noktasına getiren Recep Erdoğan’ın siyasal karar ortağı olan eli kanlı PKK terör örgütünün iğrenç kanı bozuk katilleri, Pasinler ilçesinin Türk köyü olan ‘’Çiçekli’’ köyünü gece basarak 6 hemşerimizi şehit edip, 13 kişiyi de ağır şekilde yaralayıp kaçıyorlar.

 

Bu olay üzerine Erzurum merkezde, Cumhuriyet caddesinde çok hızlı bir şekilde toplanan Erzurumlu önce HADEP il teşkilatını basıp sonra Kürt yurttaşların çok yoğun olarak yaşadığı ‘’Mahallebaşı’’ semtine doğru yürüdü ki, bu semt aslında çok tipik ve tarihsel olguları sembolleri ile taşıyan bir Türk semtidir ama sonradan çevre illerden Kürt nüfus göçleri nedeni ile Kürt kimliğine bürünmüştür; bir Türk-Kürt çatışması zorla önlenmiştir. Allah korusun böyle bir vahim olay olsaydı, nesiller arasında yüzyıllar boyu sürecek derin travmalara neden olabilirdi.

 

Evlerine sığınan Kürt kökenli kardeşlerimizin üzerine yürüyen on binlerce Erzurumlu’yu, devrin valisi ve komutanları ikna edememiş, ancak o zaman hayatta olan ve hemşehrilerimiz tarafından çok sevilen din alimi Naim Göller Hoca tarafından sakinleştirilerek kalabalık yığın dağıtılmıştır.

 

Aksi halde yüzlerce ölümün olacağı çok kanlı talihsiz bir olay olacaktı.

 

Erzurumlu’nun bu toplu isyanından sonra, eli kanlı PKK örgütü Erzurum’da bir daha kanlı baskınlar yapmaya cesaret edememiştir.

 

Ama, Erzurum PKK terör örgütü için stratejik bir öneme sahip.

 

Mutlaka bu kentin diğer Doğu ve Güneydoğu illerinde olduğu gibi ele geçirilmesi, yani hakimiyet kurulması gerekmektedir.

 

Aynı zamanda Erzurum, “İstiklal Savaşı“nın temellerinin atıldığı, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin kurulma yollarının açıldığı, Atatürk tarafından ‘’Kongre’’ yapılan, yakın Türk tarihinin önemli izlerini taşıyan bir kent olması dolayısıyla sembolik açıdan da eli kanlı PKK örgütü tarafından hakimiyet kurulması gerekiyor; ülkemizin parçalanması adına.

 

PKK’ya destek veren ABD’de bunun farkındadır ve bu işe ayrı bir destek vermektedir.

 

Bunun için ne gerekmektedir?

 

Yerli işbirlikçisi ve taşeronu Recep Erdoğan’ı bu konuda devreye sokması gerekmektedir.

 

Çünkü, sanki öyle değilmiş gibi ‘’Kürtlere özgürlük’’ denilen ve ‘’çözüm süreci’’ diye adlandırılan vatan bölücü alçak sürecin arkasında, anlaşmaları gereği emperyalist Amerika ile ‘’Apo’’nun siyasal karar ortağı Recep Erdoğan vardır.

 

Bu nasıl olacak?

 

Erzurum’daki Türk nüfus, politik manevralarla Batı illerine göç ettirilecek, yerine çevre ve diğer Doğu illerinden PKK sempatizanı Kürt nüfus yerleştirilecek.

 

Evet, bugün maalesef acı bir gerçek olarak bu çirkin politika uygulanıyor, çok bilinçli bir şekilde AKP hükümeti tarafından ama bundan daha acı olan bir gerçek varsa, o da Erzurumlu’nun arkadan sinsice hançerlenmesinin farkında olmamasıdır.

 

Bunu nasıl becerebiliyorlar?

 

Çok münafıkça, din zokası altında yutturuyorlar.

 

Çünkü, Erzurumlu çok dindardır, ona ancak din sosu katarak zehiri içirebilirsiniz.

 

İşte bugün AKP’nin Erzurum ve Tüm Türkiye’de yaptığı budur.

 

Kasım ayı içinde Erzurum’a gitmiştim.

 

Bitik ve harap gördüğüm şehirde Türklüğün mührü olan bütün Selçuklu eserleri ile Merkez ‘’Yakutiye’’ ilçesi adeta ‘’Türklük’’ yok olsun diye kaderine terk edilmiş; her taraf yıkık ve dökük.

 

Kasıtlı yapıldığını anlamak için bilgin olmaya hiç gerek yok.

 

Ben 2002’de milletvekili seçildiğim zaman total nüfusu yaklaşık olarak 1 milyon olan Erzurum, bugün itibariyle 700 küsür bine gerilemiş ki, yapılan ihanetin korkunç boyutlarını açıkça gösteriyor.

 

Erzurum’da yerel kaynaklardan aldığım bilgiye göre, her gün 8-10 ev batı illerine kamyonlarla taşınıyormuş ve bunların tümü Türk aileler.

 

Erzurum merkezdeki sonradan kurulan ilçeler çevre illerden gelen PKK sempatizanları ile dolduğu gibi, şimdi de yukarıda bahsettiğim tarihsel ‘’Yakutiye’’ ilçesi son hamle ile gerçek Erzurumlu’nun elinden çıkarılarak çevre illerden gelen PKK sempatizanları tarafından doldurulmaktadır.

 

‘’Yakutiye’’ nin en sembolik caddeleri olan ‘’Cumhuriyet’’ ve ‘’Taşmağazalar’’ ile diğer birçok önemli caddelerdeki dükkanlar PKK sempatizanlarınca yüklü para verilerek tek tek alınmaktadır, Erzurumlu’nun elinden.

 

11 yıllık gerek merkezi, gerekse yerel yönetim iktidarlarında AKP ve onun başı olan ‘’Apo’’nun siyasal karar ortağı Recep Erdoğan tarafından uygulanan bu çirkin politika neticesi, Erzurum’dan boşalan Türk nüfusu, yukarıda belirttiğim stratejik nedenden dolayı Türkiye’nin ‘’ulusal güvenliği’’ni önemli ölçüde tehlike altında bulundurmaktadır.

 

Bu durumu yurtsever milliyetçiler olarak önlemek zorundayız.

 

Bu nasıl olacak?

 

Önce önemli bir bilgi verelim.

 

Erzurum’da yerel seçimlerle ilgili olarak yapılan son kamuoyu yoklaması neticesi, AKP’nin oy oranı % 48, MHP % 43, CHP ise % 3 civarında oy alıyor, diğerleri zaten aşağı yukarı yok hükmünde.

 

Daha önce yapılan seçimde AKP % 56 civarında oy almıştı.

 

Bu durumda yurtsever milliyetçiler olarak, AKP ile MHP arasındaki az bir farkı kapatmak üzere, PKK’nın bu siyasal karar ortağını, Erzurum yerel yönetim iktidarından uzaklaştırmak ve yukarıda yazdığım nedenlerden dolayı Türkiye’nin güvenliğini garanti altına almak için, MHP’ye destek verip kazandırmak en akılcı bir politika olacaktır.

 

Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olacağız.

 

Bunlardan biri Erzurum’da oynanan oyunu bozmak için, hem ‘’Apo’’nun siyasal karar ortağı Recep Erdoğan’ı yerel iktidardan uzaklaştırırken, diğer taraftan 2015’te yapılacak genel seçimlerde AKP’ye Türkiye genelinde büyük bir oy kaybı yaşatacağız.

 

Bakın bir gerçeği bütün çıplaklığı ile belirtmek istiyorum.

 

O da tüm seçimlerde oy kullanma davranışlarında bilhassa Doğu illerimizin, Erzurum’u modellemesidir ki, bu durum yurdunu seven tüm diğer parti mensuplarını çok yakından ilgilendirmektedir.

 

Aslında tüm illerde bu model uygulanmalı, AKP dışındaki hangi siyasal parti güçlüyse tüm yurtseverler ona oy vermelidirler.

 

Şimdi, Erzurum’daki AKP ile MHP arasındaki 5 puanlık küçücük fark çok kolayca kapatılacak bir ölçüdedir.

 

Bu nedenle bazı propaganda yöntemlerinin uygulanması çok yararlı olacaktır.

 

Özellikle Erzurum’da, “Apo”nun siyasal karar organı Recep Erdoğan’ın, bölücülük yolunda Türkiye’yi getirdiği nokta ile ilgili bugüne kadar işlediği ihanet politikaları sıkça gündeme getirilerek, seçmen çok kolayca etkilenebilir.

 

Çünkü Erzurum insanı, temelde paradigmik olarak yüksek milliyetçilik düşüncelerine sahiptir.

 

Recep Erdoğan’ın tüm bölücülük cürümleri dadaşlara tek tek anlatılmalı, hatırlatılmalıdır.

 

Diğer yapılacak bir çalışma ise, Batı illerimizdeki bilhassa başta İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa olmak üzere hemşehri dernekleri ziyaret edilerek, Erzurum’daki eş-dost, arkadaş ve yakınlarını arayarak MHP’ye yukarıda saydığım nedenlerden dolayı oy vermeye çalışmalarını sağlamak çok yararlı olacaktır.

 

Birçok propaganda yöntemini uygulayacağından emin olduğumuz MHP Erzurum teşkilatının dikkat etmesi gereken hususlardan bir diğeri de, AKP’nin Büyükşehir adayının ithal olduğunu yoğun olarak işlemesidir.

 

Bir adayın Erzurum’un herhangi bir ilçesinde ‘’fi’’tarihinde doğup, küçük yaşta şehrini terk edip başka yerlerde görev yapıp diğer şehrin insanlarına hizmet etmesi, onun ithal aday olmadığı anlamına gelmez.

 

Şu çok işlenmeli; Erzurum’un içinde başka adam yok muydu ki, Erzurum’la ilgisi olmayan bu adamı Büyükşehir adayı yaptınız; bu davranış dadaşlara hakaretten öteye geçemez.

 

Bunu hatırlatmak Erzurum AKP adaylarından önemli ölçüde oy kaybı sağlar.

 

AKP’nin Erzurum Büyükşehir seçimlerinde alacağı yenilgi, tüm ilçelerin belediye başkanlığı adaylarına da sıçrar ve seçimleri toptan kaybetmeleri mukadder olabilir.

 

Kasım ayında Erzurum’a yaptığım seyahatimde öğrendiğim bilgilerden biri de, şehir merkezinde AKP ile MHP’nin başbaşa gittiği ama köylerde iktidar partisinin bir miktar daha güçlü olduğu anlatıldı.

 

Bu nedenle MHP’in seçim çalışmalarında köylere önem vermesi bu farkı kapatabilir.

 

Köylerin önemli sorunlarından biri de ‘’Büyükşehir yasası’’ ile mahalle statüsüne geçmelerine rağmen AKP’li Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne kadar otobüs hattı koymamasıdır ki, bu sorunun halledileceği vaadinin sık sık tekrarlanması gerekir.

 

Bir diğer işlenmesi gereken konu da, tarihi eserlerin etrafındaki eski binaların yıkılıp, imara açılmayan evlerin sahiplerine çok az para ödeme yoluna gitmesidir; bu haksızlığın giderileceği belirtilmelidir.

 

MHP’nin, akılcı projelerini Erzurumlu’nun gündemine mutlaka çok sık tekrarlarla sunması gerektiği gibi, bilhassa AKP’nin sinsi politikaları sonucunda dadaşların yoğun bir şekilde göç ettiğini, bunların yerine diğer illerden iskan politikası ile PKK sempatizanlarını yerleştirilerek yakın bir zamanda şehrimizin elden gitmesi ile birlikte tüm ‘’Doğu Anadolu’’ ve ‘’Güneydoğu Anadolu’’nun da vatan toprağından koparılıp ‘’Kürdistan’’ yapılacağı tekrar tekrar anlatılmalıdır MHP tarafından, cesaretle korkmadan ve bütün kitle iletişim araçları ile.

 

Son olarak, bildiğim bir gerçeği Erzurumlu hemşehrilerimle paylaşmak istiyorum.

 

AKP’nin Büyükşehir adayı ile birlikte 22.dönemde parlamenterlik yaptım. Kendisinin çok pasif olduğunun ve elinden bir iş gelmeyeceğinin çok yakın tanığıyım.

 

Yazdığım bu yazıyı okuyunca ‘’kendisi ne yapmış?’’ propagandasına karşı peşinen cevabımı vereyim hemen.

 

Örneğin, o dönem ben 300 civarında ülkem ve milletimin sorunları ile ilgili TBMM kürsüsünden konuşma yaptım, yüzlerce yazılı soru önergesi, binlerce sözlü soru sordum Hükümet’e, parlamento çalışmalarında.

 

Erzurum’un bütün sorunlarını TBMM kürsüsünde gündeme getirdim.

 

Öyle ki, Erzurum’da o tarihlerde olmayan ikinci bir teknik üniversite konusunu TBMM gündemine taşıyarak bugün bunun gerçekleşmesinde çok önemli fikirsel katkım olduğunu biliyorum.

 

Erzurum’un turizminin, eğitiminin, Palandöken Kayak Merkezi’nin dünyaya tanıtımı, kaplıcalarının önemini, tarihi eserlerini, ekonomisini, tarım ve hayvancılık sorunları ile onlarca sorununu defalarca anlattım.

 

TBMM tutanakları bunun en yakın tanığıdır; atmıyorum isteyen internetten girebilir.

 

Bunu neden anlattım biliyor musunuz?

 

Bu aday şehrimize geldiğinde, kendisine TBMM’de geçirdiği süre içerisinde yaptığı faaliyetleri sorun; milletimiz, ülkemiz ve Erzurumumuz için ne tür çalışmalarda bulunduğunu anlatsın sizlere.

 

Madem Erzurumluydu, milletvekilliği döneminde neden bir defa olsun şehrini ziyaret etmedi?

 

Neden bir defa olsun TBMM kürsüsünden, Erzurum için bir konuşma yapmadı?

 

Zaten yemin dışında ben kendisinin kürsüden konuşma yaptığına hiç tanık olmadım.

 

İnternet denilen bir icat var, yalan söylemesi kendisi için elbette hoş olmaz.

 

Erzurum’da MHP’nin tüm adaylarına başarılar diliyorum; AKP’nin bölücü politikalarından ve ‘’Apo’’nun siyasal karar ortağı Recep Erdoğan’dan kurtulmak adına.

 

Ben de Erzurumlu bir siyasi olarak, bana düşmanlık besleyen PKK sempatizanları ile AKP’nin hortumcuları dışında herkese sesleniyorum ki, beni yüreklerinden severler; oylarınızı AKP-PKK koalisyonundan ve ülkemizi parçalanmaktan kurtulmak için MHP’ye veriniz.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!