Ergenekon mağdurları: Kumpasçılar hesap verecek!

Ergenekon mağdurları: Kumpasçılar hesap verecek!
3 Temmuz 2019 09:07

FETÖ’nün Cumhuriyet’i, Atatürkçü, yurtsever aydınları hedef alan Ergenekon kumpası önceki gün mahkemenin verdiği beraat kararıyla 12 yıl sonra çöktü. FETÖ’cü polis, savcı ve yargıçların kurguladığı Ergenekon sürecinde aralarında Başyazarımız İlhan Selçuk ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Türkan Saylan’ın da bulunduğu 18 kişi yaşamını yitirdi.

 

 

 

Hukuksuz bir şekilde yıllarca cezaevinde yatan yüzlerce sanık ve aileleri tarifi imkansız acılar yaşadı. Ergenekon kumpasının mağdurları 12 yıl sonra gelen adaletin ardından gazetemize konuştu. Mağdurlar, “Geç gelen adalet adalet midir ki. Bunu neyle telefi edeceksiniz özür mü dileyeceksiniz? Aldığımız beraat kararı bu davanın bittiği değil yeniden başladığı anlamına gelir. Bu kumpası kuranların adalet önünde yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekir” dedi.

 

 

Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır: Geç gelen adalet adalet midir ki. Onların suçsuz olduğunu herkes biliyordu, artık onlarda biliyor. Suçsuz bir insanı suçsuz bulmak bana açıkçası abest geliyor. Alay ediyorlar. Zaten bu insanlar suçlu değillerdi ki. En büyük suçlu kendileri. Yazık ki bu ülkede saçma oyunlar dönüyor. hakimleri savcıları da bu oyunlara alet ediyorlar. 12 sene bir sürü insan mağdur oldu en başta da ben. Eşim iddianamesini bile göremeden öldü. Eşim ben cezaevindeyim devletin güvencesindeyim bana bir şey olmaz korkma derdi. Eşim devletine çok güvenirdi. Onların ihmalleri yüzünden eşim yaşamını yitirdi. Kasıtlı bir şekilde eşimin tedavisine izin vermediler. Değdi mi bu kadar insanı mağdur ettile ellerine ne geçti. 12 yıl sonra beraatına ettirdiniz benim işim geri gelecek mi? İnsanların başlarına gelmeyen kalmadı aileler parçalandı, işlerinden oldular bunların telafisi olacak mı? Devlet beraat ettirme lüksünde bulunma gerçek buydu suçsuzlardı kabul etti. Bunu yapan herkes mağdurlardan derhal özür dilesin. Mağdur ailelerin geleğini düşünmek zorundalar. Cezaevinde yatan mahkum ve tutukluların sağlık hizmetinden neden mahrum ediyoruz. Cezaevindeki insanların sağlık gibi önemli gereksinimleri karşılanmıyor. Devlet bu insanların her şeyinden sorumlu. Devlet güvencesi nedir? Tedavi olması gereken hastalar ölümü beklemek zorunda bırakılıyor. Elini kolunu sallayan haâkim ve savcılardan özür bekliyoruz. Ben eşime söz verdiğim sözü yerine getirdim.Koma halindeki hastanın cezaevinde ne işi vardı. Hakkımı helal etmiyorum.

 

 

‘Mağdur Türkiye Cumhuriyeti’

 

 

Hurşit Tolon: Mağdur olan kim? Mağdur olan yalnız bu davada sanık sandalyesine oturtulan insanlar değil takdir edersiniz. Toplumun sağduyu sahibi çok büyük bir kesimi ile biz askerler için Türk Silahlı Kuvvetleri mağdur oldu. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti bu Ergenekon davası ile mağdur edildi. Bunu bir başka türlü düşünmem mümkün değil…Bu süreç içersinde hukuk devletinde hukuk dışı yapılabilecek ne varsa hepsine maruz kaldık. Bunu hiçbir şekilde telafi etme, giderme, zihnimizden çıkarma şansları yoktur. Bunu neyle telefi edeceksiniz özür mü dileyeceksiniz? Özürle bunları telefi edemezsiniz. Özürle ölmüşleri geri getiremezsiniz. Eğer mutlu edilmesi düşünülen bir kitle varsa o bizim için söylüyorum. Önce silahlı kuvvetler sonra tüm Türkiye’nin sağ duyu sahibi insanlarının vicdanıdır.

 

Dursun Çiçek’in kızı İrem Çiçek:12 yıl oldu. Ben cübbemi ilk babamı savunmak için giydim. Çok sayıda değerli insana kumpas kurulan bu davanın içinde yer aldık. Aslında kamuoyu bu davanın sürecini dava devam ederken anlamıştı fakat siyaset ve FETÖ terör örgütü bir arada hareket ederek bu döneme kadar getirildi. Biz 2014 yılı itibariyle bu mücadeleye beraat karının beklemeden tahliye ile birlikte kumpas davalarına yönelik mücadelelerimizi başlatmıştık. Fakat soruşturma olarak çok yavaş ilerliyor. Hızlandırılması gerekiyor. Bizim aldığımız beraat kararı bu davanın bittiği değil yeniden başladığı anlamına gelir. Bu kumpası kuranların adalet önünde yargılanmaları ve cezalandırılmaları gerekir. Tabi devlet ne yazıkki bu tarz davalarda ders çıkarmıyor. Bugün yine buna benzer Cumhuriyet, Sözcü davası gibi, Gezi davası gibi davalarda bu tarz hukuksuzluklar denkleşiyor.