Çok İnşaat Biraz Çevre

Çok İnşaat Biraz Çevre
5 Aralık 2011 09:19

Yüz yıllar önce Kızılderili Ata'sı Seattle;  “ Biz bu dünyayı atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık”  derken bu günleri düşünmemişti herhalde; Şef,  bugünü görebilseydi  ne söylerdi bilinmez ama borusunu sert öttürürdü herhalde!



Dünya'nın iklimi değişiyor,asit yağmurları arttı, göller, dereler kurudu  ve kirlendi, tarım toprakları yapılaşma yüzünden kaybediliyor, buzullar eriyor,HES'ler canımızı yakıyor,  canlı türleri yok oluyor, ormanlar yanıyor, toprak erozyona uğruyor, çocuklarımızı ne  bekliyor?
Bu  tür haberleri  alabildiğince çoğaltmak mümkün ve hepsinin sebebi insan..



Çevre sorunları yaşamımızın bir parçası oldu, an geçmiyor ki yazılı ve görsel basında çevre ile ilgili bir haber olmasın. Salt bu  konularla ilgili televizyon proğramları ve gazete sayfaları yapılıyor. Çevre, yerel ve ulusal olmaktan çok öte; sorunun kaynağı ve çözüm yolları ile birlikte  küresel  kabul edilen bir dev.



Tüm bu tesbitlere rağmen, bir kaç yıl  önce  okuduğum bir minik haber ;“ İSO Çevre Büyük Ödülü ve “ KOBİ Çevre Proje Ödülü' ne değer firma bulunamadı” şeklindeydi.  Bu durum,  diğer tüm  kamuoyunu meşgul eden sonuçlar  toplum ve  diğer çevrelerin, konu hakkında yeterince çaba göstermediği gibi bir durumu akla getiriyor ..



Dünya kaynakları sınırlı; artan nüfus ve bilinçsiz kullanım korumayı da  zor hale getiriyor,  geri dönüş ve önleyici tedbirler ise, kamu ve özel sektöre, dolayısıyla da tüketicilere yüksek mali yükler getirdiği gibi haksız bir gerekçeyle öteleniyor. Bu durum ise  hasarı önlemek veya en alt seviyede tutmak, atılan her adımı  çok iyi planlayarak yapmak gereklililiğini zorunlu kılıyor.



Geçmişten bu yana yapılan hataları yinelemeden , bu büyük sorunla mücadele etmek amacıyla yaratılan güce katkıda bulunmak her bireyin , her kurumun ödevi;  günlük yaşamda basit, koruyucu ve tasarruf edici, daha az tüketmeye  özenli davranışların  sergilenmesi için eğitim alanında gidecek çok yol var ve bu haklı olarak herkesten bekleniyor. Günümüzde; su, elektirik  ve diğer enerji kaynakları , araç, kağıt, kullanımı ve diğer tüketim kanallarında özenli olmak yani  AZ  TÜKETMEK,  evlerde ve işyerlerinde atıkların ayrıştırılarak geri döndürülmesi konusunda katkı sağlanması, çevre duyarlılığı açısından önemli bir katkı  olarak değerlendiriliyor..



 
Peki ; biz neredeyiz, hangi noktadayız?



1 – Topraklarımız ciddi bir rant aracı ve kavga artarak devam ediyor.
2 – Çevre için kurulan kamu ve özel sektöre ait örgütler ve STK'lar pasifize ediliyor ve sonuçları alınıyor .( En son  Ankara'nın göbeğinde ; Atatürk Orman Çiftliği arazisindeki Gazi yerleşkesi 1.derece SİT statüsünden 3.derece SİT statüsüne alındı)
3 –  Çevre  Bakanlığımız  var ama kısaca beton işleri bakanlığı olarak bilinen Şehircilik ile birleştirilmiş durumda…
4- – ÇED raporlarını hazırlayan  Koruma Kurulları, siyasetçiye direk bağlanmış durumda…
5  – Ülkenin henüz, sorunları toplu olarak ele alan bir bütün stratejisi yok…
6 – Yasal olarak görevleri olmasına rağmen belediyeler,  özellikle geri kazanım konusunda yasal yükümlülüklerini yerine getirmiyor..
7 – TCK'da açıkça tarif edilen “çevreye karşı işlenen suçlara" karşı mücadelede uygulama sınırlı kalıyor.
8 – Ülkenin bitki ve hayvan kültürü zenginliği geliştirilemiyor  hatta korunamıyor.
8 – Siyasal partiler ne seçim beyannamelerinde ne de tüzüklerinde gerçekçi somut projeler, hedefler sunamıyorlar.
9 – Çevre örgütleri resmi çevrelerce gereksiz bulunuyor.Ulaşım politikalarımız çevresel değerlere uymuyor…
10 -70 yıldır söylenen  vahşi sulamanın önüne bile hala ve ne yazık ki geçilememiş durumda .


.
Yani sözün kısası,  daha yolun başındayız ve bu gidişle çocuklarımıza bir şey kalmayacak..
 Söylemeden edemiyor insan ; birbirinden güzel doğa ve tarih öykülerini gelecek kuşakların da devam ettirebilmesini istemek büyük zorluklar içerse bile  bu amaca ulaşmak  imkansız mı?
Olmasa gerek….


Yazarın Son Yazıları:
Kitaptan Okumak
Karşımıza birisini alalım ve ona diyelim ki
Kaçak