CHP'li Türmen: Erdoğan seçilmiş KRAL olur

CHP'li Türmen: Erdoğan seçilmiş KRAL olur
3 Ocak 2013 10:59

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski Yargıcı ve Türkiye’nin uluslararası hukuk alanındaki en önemli isimlerinden, CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen; başkanlık sisteminin, uygulandığı birçok ülkede diktatörlüğe dönüştüğünü vurguladı.

 

 

Yurt Gazetesi’ne konuşan Türmen, Erdoğan’ın seçilmiş kral olacağını savundu…


Başkanlık mı diktatörlük mü?

Avrupa insan Hakları Mahkemesi eski yargıçlarından Türmen, ‘kazanan hepsini alır, kaybeden hepsini kaybeder’ anlamına gelen AKP önerisine, kamuoyunun mutlaka direnmesi gerektiğini söyledi.

 

 

 

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun CHP’li üyesi ve İzmir Milletvekili Rıza Türmen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık önerisi ile ilgili Yurt’un sorularını yanıtladı:

BÖLÜNMEYİ DERİNLEŞTİRİR

Başkanlık sistemi Türkiye’de nasıl bir sonuç verir?

ABD’de partiler arasında ideolojik fark yok, parti için disiplin çok zayıf, bir demokrasi kültürü var.
Kendi içinde ‘fren ve denge’ mekanizmalarını oluşturmuş, çok bağımsız bir yargı ve özgür basın var.
Bütün bunlar başkanın yetkilerini dengeliyor.

 

 

 

 

Sert kuvvetler ayrılığı var, ne yasama başkanın işine karışıyor ne de başkan parlamentoya müdahale ediyor.
Bağımsız çalışıyorlar. Türkiye’de bunların hiçbiri yok.
Çok sert toplumsal bölünme var ideolojik farklılıklar var.
Böyle durumlarda başkanlık sistemi kutuplaşmanın artmasına yol açar.
Bölünmeyi derinleştirir. Çünkü bu sistemde kazanan başkan her şeyi alıyor, kaybeden de her şeyi kaybediyor, sistem dışına itiliyor.

TEK ADAM TEHLİKELİDİR

 

 

 

 

Siyasi doku sisteme uygun mu?

Türkiye’de parti içi demokrasi yok ve disiplin çok sert.
ABD’de başkan kanun teklifi veremese bile istekleri karşı tarafın da desteğiyle kabul ediliyor.
Bizde bu durum disiplin suçu sayılıyor.
4+4 görüşmelerinde komisyona bile sokulmadık. Bırakın işbirliğini, sesimizi bile duyuramadık.

 

 

 

 

 

 

 

Bir de Recep Tayyip Erdoğan’ın kişiliğinden kaynaklanan problemler var.
Kendi partisinde egemen, Türkiye’de çok sert toplumsal bölünme ve ideolojik farklılıklar var.
Böyle durumlarda başkanlık sistemi bölünmeyi derinleştirir, parti grubuna dayatarak her şeyi yaptırmaya alışmış.
Bu yapı başkanlık sistemine geçildiği için değişecek değil elbette.

 

 

 

Geçildiğinde kuvvetler ayrılığı olmayacak; tek adam, partisine ve parlamentoya hakim olacak, frendenge mekanizması işlemeyecek.
Tek adamın peşinden gitmek, ona sorgusuz itaat etmek, putlaştırmak gibi bir siyasi kültür var.
Bu da iktidarı kişiselleştiriyor.
Düşünün, ‘Ona dokunmak ibadettir’ diyen bir kültürün egemen olduğu bir sistemde başkan seçilmiş kral olacak.

KARARNAMELERLE YÖNETİM


 

AKP’nin ‘Türk tipi’ başkanlık sistemi önerisi gerçekçi mi sizce?

ABD Başkanı’nın bile sahip olmadığı örneğin parlamentoyu fesih yetkisi var.

 

 

Bu, sistemin temel felsefesine bile aykırı.
Yasama ile başkan ayrıdır, birbirlerine müdahale edemezler. Bu uygulamada şunu doğuracak:

Başkan sevmediği parlamentoyu feshedecek.
Kendisi yeniden seçilecek, parlamentoyu da kendisine göreşekillendirecek.
Yani başkan kalacak parlamento değişecek.
Başkanın kararname çıkarma yetkisi olacak ama parlamentonun denetim yetkisi olmayacak.
Başkan parlamentodan gelen yasaları veto edebilecek.
Vetoyu kaldırmak için beşte üç çoğunluk gerekecek.
Bu çoğunluk bulunamayacak, yasama tıkanacak başkan da ülkeyi kararnamelerle yönetecek.
Üst düzey kamu görevlilerini atama yetkisine sahip olacak. Yüksek yargının başkanları da bu tanıma girebilecek.

 

 

ERDOĞAN İÇİN GÜVENCE

Başkan ile parlamentonun eş zamanlı seçilmesinin gizli bir amacı var mı?

Başkan bir partinin başkanı olarak seçime girecek, o partinin desteğinden yararlanacak.
Bu yolla Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesi güvence altına alınmış olacak.
Partili başkan olacak. Bütün bunları topladığınızda tam seçilmişkrallık çıkmaktadır.
Zaten Türkiye’de artan bir şekilde otoriter rejime, dikta rejimine gidiş var.

 

 

 

 

Kimin kaç kez, nasıl doğuraca Türkiye’de diktaya doğru bir gidiş var.

AKP’nin önerilerine karşı mutlaka bir direniş, halk direnişi koymak gereklidir.

AKP’nin sisteminin gerçekleşmesi demokrasinin sonunu getirecektir.

 

 

DİRENİŞ MUTLAKA GEREKLİ

Kamuoyuna düşen bir görev var mı?

Kamuoyunun görmesi gereken büyük gerçek şudur:
Bu, iki sistem arasında bir tercih değildir.
Bu Türkiye’nin geleceği meselesidir.
Hükümet değil, rejim sorunudur. AKP’nin önerilerine karşı mutlaka bir direniş, halk direnişi koymak gereklidir.