Bunları kim konuşturuyor?

Bunları kim konuşturuyor?
10 Eylül 2012 10:31

BDP Eş başkanı Selahattin Demirtaş, PKK sınırda dört yüz kilometreyi denetliyor demişti de hepimiz yok daha neler diyerek bunun yalan olduğunu açıklayanlara inanmıştık ya, 9 Eylül 2012 Pazar günü Başbakanı dinleyince inancım değişti.

 

Hilmi SARAL H&H YORUM

AKP il başkanlarına konuşan Başbakan Erdoğan, gazetecilerden emekli paşalara, CHP’den BDP’ye kadar herkesin ağzının payını verdi! BDP’lileri çok sert uyardı. Dokunulmazlıklarının kaldırılacağı tehdidini savurdu ve onlara “Ya Kandil’i, ya Meclis’i” tercihi etme seçeneklerini sundu. “Teröristle kucaklaşanlar millet adına mücadele edemezler” diye de ekledi. Oysa üçüncü bir seçenek saha var ki Başbakan onu unutturmaya çalışıyor anlaşılan: Oslo. Evet, Oslo önemlidir ve unutulmamalıdır. Çünkü Oslo’da da tokalaşma ve uzlaşma vardır. Mücadele yoktur, müzakere vardır.
 
Aynı konuşmada, Güneydoğu’da bazı il ve ilçelerdeki AKP binalarının bombalandığını, yöneticilerinin bina kiralayamadıklarını, bölgeye yapılan yatırımların engellendiğini, işçi, memur ve vatandaşların kaçırıldığını da anlattı. Geçenlerde her şey kontrol altında demişlerdi de inanmıştık. Oysa bu söyledikleri ne? Demirtaşın açıklamasını doğrulamak. Onun için inancım değişti diyorum. Böylece bu acı gerçeği Başbakan da itiraf etmiş oluyor.
 
Başbakan’ın bir itirafı daha var ki bundan da acı ve ürkütücü. 5 Eylül 2012 tarihinde AKP Genel Merkezi’nde Genişletilmiş Grup Toplantısında, “Bu gün bölücü terör örgütü ve uzantısı siyasi parti,  eğer konuşuyorsa bizim OHAL’i kaldırmamız sayesinde konuşuyor.” dedi. Neymiş? Terör örgütü ve uzantısı siyasi parti AKP’nin Olağan Üstü Hal uygulamasını kaldırması sayesinde konuşuyor. Demek ki kim konuşturuyor onları? AKP ve Başbakan.  Peki, kim söylüyor bunu? Başbakan’ın kendisi. Buna Bop’un Eşbaşkanı olduğunu da birçok kez söylediğini de eklersek ülkemizin içinde bulunduğu durumu daha net anlamış oluruz.
 
Sınırlar kontrol edilemiyor, yolların kontrolü de sanki terör örgütüne havale edilmiş. Örgüt yol kesip kimlik kontrolü yapıyor, canının istediğine yol verip istediği araçları da yakıyor. Onlu sayılarla ifade edilen şehitlerimize Afyon’da “eğitim zayiati”  yirmi beş şehidimiz daha eklendi. Bu sayede mülteci kampına alınmayan CHP milletvekillerinin Gata’ya da alınmadıklarını öğrenmiş olduk.
 
Genel Kurmay yazılı bir açıklama yaparak, Gata’ya girişlerin özel izne bağlı olduğunu bildirdi ya ben tatmin olmadım. Bence hani 2007 yılında Nejat Uygur hasta olmuştu da Gata’da tedavi ediliyordu ya. Başbakanımızın Eşi Emine Erdoğan da onu ziyaret etmek istemişti de gelmese iyi olur diyerekten geri çevrilmişti ya. CHP milletvekillerinin şehit yakınlarını ziyaret etmelerine izin verilmemesi TSK’nin iki partiye de eşit  davrandığını göstermek içindir. Bir sizden, bir onlardan. Hatırlayınız 12 Eylül de idamlar da bu mantıkla yapılmıştı.
 
Gerçi CHP milletvekilleri türbanlı değildi ama olsun. O kadar kusur kadı kızında da olur.