Dün Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce kamera karşısına geçtiğinde Kılıçdaroğlu’nun yüzünde geniş bir tebessüm vardı.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Ama İnce gülümsemiyordu, havalıydı.

 

 

Bu ilk andaki çelişkili iki fotoğrafı sonradan anladık tabii.

 

 

Kılıçdaroğlu hiç pazarlık vs. adaylıktan çekilme konularına girmemişti.

 

 

Durum bu, sana yaptıklarımı anlatıyorum, karar senin, gibi bir konuşma yapmıştı.

 

 

Yani, Kılıçdaroğlu’nun beklentisi (yüksek bir beklenti olmamakla birlikte) İnce’nin kendiliğinden, ya ben çekileyim en iyisi, bakın buraya kadar da geldiniz, demesi idi.

 

 

Ama demedi bunu İnce, çünkü yüzde 7 civarı oy alabileceğini düşünüyor ve sonraki siyasi yaşamını da aldığı oylar üzerinden şekillendirmeyi planlıyor.

 

 

Tabii, Muharrem İnce meselesi daha epey su kaldırır, birinci turdaki duruma göre seçmen onu sıkıştırırsa çekilme yönünde, çekilir. Yoksa girer seçime ve ikinci tura zaten kalmaz.

 

 

Bu konuya çok fazla önem atfetmeye bence lüzum yok.

 

 

Önemli olan seçmeni kazanmak.

 

 

Şunu da söylemeliyim ama…

 

 

İyi Parti ile yaşanan kriz olmasaydı İnce bu kadar öne çıkamazdı.

 

 

Orda lastik patlayınca, o da bundan cesaret aldı.

 

 

Neyse, olan oldu. Olmayanlar olacak.

 

 

BANK OF AMERİCA’NIN ANALİZİ

 

 

Amerika’dan gelen her değerlendirmeye dış güçler olarak bakan bir zihniyetteyseniz bunu okumakla kendinizi yormayın.

 

 

Ancak Bank of America’nın Türkiye’de seçimler ve ekonomi ile ilgili analizini yazanlar ciddiye alınabilecek bir şey yazmışlar.

 

 

Ki, bu yazıda benim en çok dikkatimi çeken , 57 Hükümetin para ve ekonomi politikalarının sonradan verdiği muhteşem sonucu kavrayan bir kafaya sahip olması yazanın. Ki, 57. Hükümet döneminde olanlarda ABD etkisi sıfırdır. O zaman belirleyici olan faktör AB idi.

 

 

Onu diyordum…

 

 

Bank of America analizinde deniyor ki özetle ve mealen…

 

 

Seçimi mevcut iktidar alırsa ekonomik durum felaket.

 

 

Kur fırlar.

 

 

Seçimi muhalefet alırsa, o zaman da hiçbir şey hemen düzelmez.

 

 

Kur artmaya devam eder.

 

 

Ancak yeni ve Ortodoks diye tabir edilen ekonomi politikaları, yeni bir siyasi iktidarın altında istikrarlıca uygulanırsa, bir müddet sonra olay düzelir.

 

 

Ben de böyle düşünüyorum.

 

 

Şart şu…

 

 

1-Seçimde iktidar değişecek

2-Yeni hükümet derhal makro düzeyde herşeyi yeniden düzenleyecek, yeni bir siyasal iklim, yani bir güven ve ciddiyet iklimi hakim ve görülür olacak, ancak bundan sonra yaklaşık bir sene sonra ilk meyveler görünmeye başlayacak.

 

 

Bankanın analizinden farklı düşündüğüm bir husus var, onu kaydedeyim, daha doğrusu onların analizinde bu konuya hiç yer verilmemiş…

 

 

O da şu…

 

 

Yeni siyasi iktidar devlet ve hukuk düzenini tesis ettikten sonra, ekonomiyi asıl düzeltecek şey Ortodoks ekonomi politikaları vs. değil, devletin ve toplumun güven veren ve kaliteyi haiz bir yapıya kavuşması olacak.

 

Safile USUL Twitter

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan