Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara, her şeyin olumlu gitmesi durumunda aşının 6 ay içerisinde kullanıma sunulacağını söyledi.

 

 

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara, korona virüs aşısındaki gelişmeler hakkında Yeniçağ’dan Gülay Tunçel ve Barış Yahya Çinçin’e açıklamalarda bulundu. Hazırlanan aşının, hayvanlar üzerinde olumlu tepkiler verdiğini ancak 2 aşamanın daha olumlu sonuçlanması gerektiğini belirten Kara, “Virüse karşı oluşturduğumuz yapıyı vücuda gösterdiğimizde, farelerde buna karşı antrikor yanıtı oluşturduğunu gördük. Yani vücut bir cevap veriyor. Bu ilk ve zor olan kısımdı, biz cevap vermesini sağladık. Ancak ikinci kısım var şu anda, önemli olan acaba vücudun verdiği bu cevap bizi hastalıktan korumaya yetecek mi?” dedi.

 

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Ateş Kara’nın açıklamalarının devamı şu şekilde:

 

“Aşı çalışmaları zorlu bir süreci beraberinde getiriyor. Bizim bugüne kadar korona virüse karşı geliştirdiğimiz herhangi bir aşımız yok. Ancak aşı geliştirmenin birinci basamağında mikroorganizmayı vücuda tanıtıyoruz. Bazen mikroorganizmayı öldürerek tamamını gösteriyoruz, bu sayede vücudun savunma sistemine diyoruz ki, ‘bak bu mikrop, sen bunu öğren, geldiğinde de ona karşı tüm silahlarınla mücadele et.’ Bazen de zayıflayarak veriyoruz mikrobu, ‘bak bu zayıf ama sende hastalık yapabilir, yine de öğren sen bu mikrobu sende hastalık yapabilir’ mesajını yolluyoruz. Bazen de sadece parçalarını gönderiyoruz ve vücudun bu parçaları tanıyıp cevap vermesini istiyoruz. İlk etapta da virüsü ve şeklini öğrendikten sonra karşımızda mikroorganizmanın veya bu virüsün neye benzediğine ilişkin bilgiler bize geldi. Şimdi, bu basamaktaki elde ettiğimiz veri şu. Bu virüsün parçasını kullandığımızda da virüsün hücreye tutunması ile ilgili bir durum ortaya çıkıyor. Şimdi de virüsün kapıyı açarak proteinin içine yerleştirmesini vücuda gösterdik. Ve dedik ki, “Bu yabancı, senin için tehdit yaratıyor. Virüse ait, bunu öğrenmelisin.”

 

“FARELERDE OLUMLU SONUÇ VERDİ”

 

“Virüse karşı oluşturduğumuz yapıyı vücuda gösterdiğimizde, farelerde buna karşı antrikor yanıtı oluşturduğunu gördük. Yani vücut bir cevap veriyor. Bu ilk ve zor olan kısımdı, biz cevap vermesini sağladık. Ancak ikinci kısım var şu anda, önemli olan acaba vücudun verdiği bu cevap bizi hastalıktan korumaya yetecek mi? Yani, evet bir şekilde savunma sistemi bunu gördü, buna karşı silahını kullanıyor ama bu silah tamamen bu virüsü durdurmada yeterli olur mu? Olmaz mı? Bu konuda herhangi bir fikir oluşmadı. İkinci aşamada gerçekleştikten sonra şuna bakacağız, acaba biz bu aşıyı insanlara uyguladığımızda yan etkiye neden olur mu? Olmaz mı? Aşıyı uyguladığımız andan, birkaç gün içerisinde yan etkiye neden olup olmadığına bakacağız. İkincisi de belli bir süre geçtikten sonra yan etkiye neden oluyor mu? Buna bakacağız.”

“EN AZ 6 AY GEREKLİ”

 

“Tüm bunların hepsinin olumlu gelişmesi durumunda biz aşıyı kullanılabilir duruma getireceğiz. Ancak süreç ne kadar sürer diye sorarsanız, her şey olumlu giderse, minimum 6 ay sürer. 6 ay boyunca biz bu tedirginliği yaşayacağız. Evet, aşı çok işe yarayacak, çok koruyacak ancak önümüzdeki 6 ay içerisinde de mucizevi bir şekilde ortaya çıkmasını bekliyor muyum diye sorarsanız, hayır beklemiyorum. Bu nedenle ilaç çalışmaları daha hızlı devam ediyor, ilaç daha erken gelebilir. Fakat her şeyden daha önemlisi, bizim kişisel izolasyonumuza ve önerilen kurallara bire bir uymamızdır.”

“KURALLARA UYARSAK SÜREÇ KISALIR”

 

“Önümüzdeki 2 veya 3 hafta izolasyon kurallarına uyarsak, yani Türkiye’nin yüzde 90’u bu kuralları uygularsa, süre çok daha kısa olur. 6 aylar gibi olmaz. Ama biz bu sürede uyum içerisinde olmazsak ve kendimizi izole etmezsek, hanımlar ev görüşmelerine devam ederse, o zaman bu virüs yayılmaya devam edecektir. Ancak bu süre ne kadar olur? Eğer, hepsine uyarsak 1,5- 2 ay olur. Uymazsak, daha uzun sürer. Sonrasında ne olur derseniz, bu biraz tahmin yürütmek gibi olur. Yani, bilimsel veriler henüz bu sorulara yanıt verecek düzeyde değil. Ama 3 yol olur. 1- Virüs kendiliğinden ortadan kaybolur. 2- Mevsimsel bir özellik kazanır, yaz aylarında daha az görülür. 3- Bu dönem daha az görülür, son baharda yeniden bir atak yapar. Bu şekilde özetleyebiliriz. “