Bakın akillerin raporunda neler var:Andımız kaldırılmalı,Öcalan serbest kalmalı…

Bakın akillerin raporunda neler var:Andımız kaldırılmalı,Öcalan serbest kalmalı…
26 Haziran 2013 21:22

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu’nun “Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı” aracılığıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunduğu rapor ortaya çıktı.

Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Grubu’nun “Kamu Düzeni ve Güvenliği
Müsteşarlığı”
aracılığıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunduğu
rapor ortaya çıktı. Rapora göre heyet, Malatya, Elazığ, Hakkâri, Van,
Tunceli, Erzincan, Bingöl, Bitlis, Muş, Iğdır, Kars, Ardahan, Ağrı,
Erzurum ile birlikte 14 il, Yüksekova, Tatvan, Doğubeyazıt, Mutki,
Güroymak ile birlikte 5 ilçe ve Altınova, Hasköy, Digor, Dağpınar, Susuz
beldeleriyle birlikte toplam 24 yerleşim biriminde çalışmalar yürüttü.

Başkanlığını Can Paker ‘in yaptığı ve Sibel Eraslan, Ayhan Ogan,
Mahmut Arslan, Abdurrahman Dilipak, İzzettin Doğan, Abdurrahman Kurt,
Zübeyde Teker ve Mehmet Uçum’un yer aldığı heyetin 171 ayrı yerde 29 bin
546 kişiyle görüşmeler yaptığı belirtildi. Bu görüşmelerde 2 bin 10
kişi söz alarak, 159 kişi ve kurum hazırlık yaparak yazılı 860 kişi de
toplantılar sırasında yazılı görüş bildirdi.

SÜRECE İLİŞKİN ÖNERİLER VE TALEPLER

Raporda sürece ilişkin öneri ve talepler 6 başlık halinde toplandı. Bu talepler şöyle sıralandı:

1-SOSYAL PSİKOLOJİYE İLİŞKİN ÖNERİLER VE TALEPLER

-Batıdakiler ön yargılardan kurtulmalı

-Bölgede çatışmadan kaynaklanan ağır travmaların Türkiye kamuoyunda
bilinmemesi, bunun sebebiyet verdiği yanlış algıların düzeltilmesi için
gayret gösterilmesi

-İnsani taleplerin Türkiye’nin farklı bölgelerindeki insanlar tarafından “bölünme hassasiyetiö olarak değerlendirilmemesi

-Diyanetin barış sürecinde aktif rol üstlenmesi, veda hutbesi ekseninde kardeşlik hukukunu öne çıkarması

-Sürece zarar veren dilin (terör örgütü, bebek katili vb.) bırakılması

-Psikolojik travmaların izalesi için sosyal projeler geliştirilmesi

-Devlet tarafından haksızlığa uğratılmış tüm kişilerin itibarların iade edilmesi

-Şeyh Said, Said Nursi, Seyyid Rıza vb. isimlerin itibarlarının iadesi

-Kardeş şehir, kardeş aile uygulaması yapılmalı

-Kanaat önderleri devreye sokulmalı

-1937 ve 1938 Dersim soykırımlarının kınanması

-Etnik ve mezhebi ayrımcılıklara ve asimilasyon politikalarına son verilmesi

-Batı bölgelerinde yaşayanlar için doğuya turizm seferberliği başlatılmalı. Batı doğuyu tanımalı, doğu batıya kendini tanıtmalı.

-Bu ülke artık tek din, tek dil gibi söylemleri kaldırmıyor.

-Tekçilikten vazgeçilmeli. Tek dil, tek millet değil, ortak vatan, ortak devlet denmeli.

-Devlet hem Kürt halkından hem de (yanlış ve eksik bilgilendirdiği için) Türk halkından özür dilemeli.

-Kalıplaşmış deyimlerden vazgeçilmeli: Türk bayrağı, Türk milleti, ne
mutlu Türküm diyene, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, ürkiye
Türklerindir, bir Türk dünyaya bedeldir gibi.

-CHP ve MHP olumsuz tavrını bırakmalı. Siyasiler aralarındaki
cedelleşmeyi bırakmalı. Başbakan kıymetli bir iş yapıyor, işine
odaklanmalı. Muhalefet de sürecin başarısı için çağırılmalı. Başbakanın
davetine gelmezlerse cumhurbaşkanı çağırmalı. Kavl-i leyyin öne çıkmalı.
Barış sürecinin sorumluluğu tek başına Ak Parti’nin üzerinde kalmamalı.

2-SİYASİ ÖNERİLER VE TALEPLER

A-HUKUK DÜZLEMİNDE

-Yeni anayasa

-Anadilde eğitim

-Seçim barajının kaldırılması

-Siyasi partiler kanununun değiştirilmesi

-Yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi

-TMK’nın kaldırılması

-Siyasal genel af

-Öcalan’ın serbest bırakılması (bu talep Öcalan’a yakın siyasi
hareketler tarafından örgütlü olarak dile getirilmiştir, ancak diğer
bazı Kürt siyasi grupları da (azadi gibi) bu talebe katılmıştır. Bu
talep Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi olarak ifade edilen ve
ilgili bölümde yer verilen talepten farklı olarak gündeme
getirilmiştir.)

-Gerçek demokrasi olmadan barış olmaz. Süreç karşılıklı konuşabilme,
bir masa etrafında buluşabilme anlamında başarılı ama barışın tüm
boyutlarıyla olabilmesi için gerçek demokrasi olması lazım.

-Türkiye milletvekilliği, yerel parlamentolar olmalı. Eyalet sistemi olmalı

-Diyanet yeniden yapılandırılmalıdır.

-Sivil temsilciler meclisi.

-Cemevleri ibadethane statüsünde yasal zeminde ifadesini bulmalıdır:
2009’da Demokratik Açılımla birlikte Alevi çalıştayları üzenlendi. Ama
Alevilerin beklentilerine cevap verilmedi. Mesela Cemevlerine izin
çıkmadı. Alevilerin ödedikleri vergilerle camiler inşa ediliyor ama hiç
Cemevi yapılmıyor.

-Tüm mağdur edilenlere tazminat ödenmeli.

-Teorik demokrasiden pratik demokrasiye geçilmeli.

B-YÜRÜTME/İDARE VE GÜVENLİK DÜZLEMİNDE

-Sadece PKK ve silahlı güçler muhatap alınmamalı. Bölge halkı
topyekün muhatap alınmalı. Şeyhleriyle, Seydalarıyla ve diğer
yapılanmalarıyla birlikte.

-Yol kontrollerinin kaldırılması

-Mayınların temizlenmesi

-Köylere geri dönüş

-Karakol ve kalekol yapımlarının durdurulması

-Koruculuğun kaldırılması

-Koruculuk yapanların sosyal haklarının güvenceye alınması

-Bölgeye atanan yöneticilerin halkla uyumlu olması

-Çatışma dönemlerinde görev yapanların rotasyonu

-Atamalarda “doğu hizmetiö ifadesinin kaldırılması

-Yer isimlerinin iadesi (Dersim, Gever, Çolemerik, Elaziz)

-Cadde, okul, havaalanı gibi yerlerde İnönü, Fevzi Çakmak, Abdullah Alpdoğan, Sabiha Gökçen gibi isimlendirmelerin terk edilmesi

-Sol örgütler: Özellikle Tunceli’de PKK sonrası dönemde TİKKO ve MKP
gibi yapılanmalara dikkat edilmeli. PKK’nın ağır silahlarının bu
örgütlere bırakılacağı ifade ediliyor. Tunceli halkı bu örgütlere
silahlı mücadelenin çıkmaz yol olduğunu anlatmalı.

-Tunceli’de şehri BBG evi gibi gözetleyen kameraların kaldırılması

-Tunceli’de baraj yapımlarının durdurulması

-Seyyid Rıza’nın mezarının gösterilmesi

-Dindarların sorunları da görülmeli. Devlet dinle de barışmalı. Bölgede hala Kur’an öğretenler cezalandırılıyor.

-Başörtüsü sorunu halledilmeli.

-Üniversitelerde ajanlaştırma faaliyetlerine son verilmeli.

-Diyanet İşleri Başkanlığıyla görüşün: ümmet dili kullanılsın.
Kavmiyetçi ifadeleri çıkarsınlar. Türk kelimelerini çıkarıp Kürt
yazsanız ve aynı hutbeleri Yozgat’ta okusanız ne olur?

-Öcalan serbest bırakılmazsa bile barışı yönetmesi sağlanmalı. Hiç olmazsa şartları iyileştirilmeli.

C-YARGISAL SÜREÇLER BAKIMINDAN

-Ergenekon operasyonlarının Fırat’ın doğusuna da taşınması

-Roboski olayının çözülmesi

-Uludere katliamından dolayı özür dilenmeli ve failleri cezalandırılmalı.

-Toplu mezarların ortaya çıkarılması

-Hasta tutukluların serbest bırakılması ve tedavilerinin yapılması

-Geçmişte yanlış yapan yönetici, asker ve polislerin yargılanması

-Korkmaz Tağma gibi alenen zulmeden ve bilinen askerler yargılanmalı.

3- İKTİSADİ SÜREÇLERE İLİŞKİN ÖNERİLER VE TALEPLER

-Yayla yasaklarının kaldırılması

-Sınır ticaretinin açılması

-Sınırların önemsizleştirilmesi politikası çerçevesinde serbest dolaşım düzenlemelerinin yapılması

-Yargı paketleri yanında ekonomik paketler de olmalı.

-Bölgenin hayvancılık, tarım (özellikle bazı bölgelerde organik tarım), arıcılık potansiyeli harekete geçirilmeli.

-Bölgenin turizm potansiyelini harekete geçirmeye yönelik özel girişimler olmalı.

4-KÜLTÜREL ÖNERİLER VE TALEPLER

-Eğitim sistemi baştan aşağı sıfırdan yenilenmeli. Sıkıntıların temelinde eğitim sistemi var.

-Medyanın kullandığı dili değiştirmesi, süreci destekleyen bir dil kullanılması

-Eğitim programlarının bölgeye göre yeniden yapılandırılması. Tarih ve mantık dersleri üzerine eğilmek gerekiyor.

-Sürece zarar veren dizilerin kaldırılması

-Diyarbakır cezaevinin insan hakları müzesine dönüştürülmesi

-Irkçı, şoven ifadelerin dağlardan ve tabelalardan kaldırılması

-Andımızın kaldırılması

-Demokrasi üniversitelerde de olmalı. Üniversitelerden siyasi
baskılar da kaldırılmalı. Özgür bilim ve sanat olmalı. Gerici ve faşist
uygulamalara son verilmeli. Öğrencilerin kulüp kurmasına izin
verilmiyor. Hocalar ayrımcılık yaparak Kürt öğrencilerin kulüp
danışmanlığını kabul etmiyor.

-İslami STK’lar laik ulusalcı yaklaşımlardan uzak durmalı. Hakiki
İslam anlayışı uygulanmalı. Medreselerin ihyası ve toplumsal barışa
katkısı sağlanmalı. Islah ve irşad hamlesi başlatılmalı. Kur’an ve
sünnet ekseninde olmazsa nasıl olacak? Hamas ve El-Fetih arasında
arabulucu olanlar burada niçin hamle yapmıyor? İki pınar Şeyh Said ve
Said- Nursi. İade-i itibar olmalı.

-Akil insanlar heyeti genişletilmeli ve kalıcı olmalı. Konumunuzu
biliyoruz. Karar verici değilsiniz. Ama “hakikat arayıcısıö olduğunuzu
görüyoruz. Adalet adına mağdurlardan mazlumlardan yana olmalısınız.
“Barış elçileri” ve “umut elçileri” denebilir. “Cemaat-i Hak”. Hakkı
ortaya çıkarmak için teşkil olunan ve cemaat yapan kimselersiniz. “Bilge
kişiler heyetiö.

-Devlet anlayışı değişmeli. Bir akil insanlar heyeti de devletin
askerini, polisini sürece hazırlamalı. Türk kurtlaşmasının çözümü Kürt
kurtlaşması değildir. Devletin mankurtlaştırması da değildir. Ulus
devlet ve kutsal devlet algısından sarf-ı nazar edip, kerim, müşfik,
hâdim ve munis devlet anlayışına geçilmeli. Cumhuriyet herkese (Sünniye,
Aleviye, Kürde vb.) sınır getirdi. Zaman içerisinde herkes kendisi
olmaktan çıktı. Barış sürecinin selameti için devlet dinle, Ankara
Anadolu’yla barışmalı.

-Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu gibi kurumlar yanında Kürt Dil Kurumu, Kürt Tarih Kurumu gibi kurumlar da olmalı.

-Yaşayan Diller Enstitüsü mezunlarına öğretmenlik hakkı verilmeli.

5-SOSYAL ADALET TALEPLERİ (İstihdam, gelir güvencesi ve teşvikler vb.)

-İşsizlik çözülmeli

-Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı

-Gelir güvencesi için sosyal politikalar geliştirilmeli

-Bölgeye yönelik teşvikler artırılmalı

-Bölgede görev yapan özellikle polislerle ilgili çalışma koşulları
düzeltilmeli ve terfi uygulamalarında eşitlik sağlanmalı (akademi
mezunlarıyla yüksekokul mezunları arasındaki eşitsizliğin giderilmesi,
yani standart polis olarak mesleğe başlayanlar ile polis akademisi
mezunu olarak başlayanlar arasındaki ayrımcılığın ortadan kaldırılması)

6-DOĞAYA İLİŞKİN ÖNERİLER VE TALEPLER

-Toplumsal barış tabiatı da görmeli. Ormanlar, dereler, toprak, su bunlar da yok ediliyor.

-Bölgenin yok edilen, yakılan ormanları yeniden kazandırılmalı.
Bölgenin ormanları yok edildi. Köy korucuları ağaç dikmekle
vzifelendirilsin

-Bölgede (özellikle Tunceli Munzur ve Pülümür vadilerinde) yapılması düşünülen HES’ler bir kez daha düşünülmeli.

SÜRECE İLİŞKİN ENDİŞELER

Raporda görüşmelerde sürece ilişkin öne sürülen endişeler de
paylaşıldı. Endişeler “Güvence” ve “Yöntem” başlığı altında anlatıldı.

1-Güvence çerçevesindeki endişeler

-Yine kandırılacak mıyız?

-8 defa yaşanan bu süreç 9. defa akamete uğrayacak mı?

-Fail-i meçhul deniyor oysa hepsinin failleri bellidir.

-Hiç kimse boşu boşuna dağa çıkmamıştır.

-Başbakan dün söylediğini bugün nakzedecek açıklamalar yapıyor.

-Hükümet samimi değil.

-Önümüzde seçimler var ve Suriye politikasından dolayı konjonktürel olarak barış istiyorlar.

-Sistemler zaten barışı sağlamak istemezler.

-Birileri bu ülkenin sahibi birileri de misafir değil.

-Operasyonlar durdurulmadı, yeni korucular alınıyor, yeni çete örgütler kuruluyor, karakollar inşa ediliyor.

-Akrabalarımın kanını helal edebilirim ama boşa gitmemeli.

-Türkiye Cumhuriyeti sadece Türklerin mi olacak?

-Kürt halkının önderini 4 duvar arasında tutarak nasıl barışacaksınız?

-Dilinizi değiştirmeden nasıl barışacaksınız?

-Akil insanlar terör ifadesini kullanabiliyor. Bu tarafsızlığı zedeler.

-Lozan’dan günümüze kadar Kürt halkı kandırıldı, kandırılmaya çalışıldı. Artık kandırılmak istemiyoruz.

-Kürtlerden ziyade Türkler ikna edilmeli.

-Bölgede kontrol noktaları, akrepler, namlular çok fazla.

-Türk devlet aklı ve vicdanına güvenemiyoruz. Bize bu konuda nasıl bir garanti verilecek?

-Türkler Kürtlerle eşit olmak istemiyor.

-Doğduğumdan beri hep kardeş olduğumuzu söylediler. Oysa bunu
göremedik. Dolayısıyla ben artık kardeşlik değil hukuk zemininde eşitlik
istiyorum.

-Türk Kürt kardeşliği de eşitliği doğurmayabilir. Birebir eşitlik olmadan kardeşlik söylemi de doğru olmaz.

-Cemaat dernekleri, vakıflar vb. kurduruluyor. Sanki Hamidiye alaylarının modernizasyonu gibi.

-Barış ama hangi barış? Rencide eden bir barış olmaz. Psikolojik savaşı devam ettirenler var.

-Yeni Şark Islahat Raporları istemiyoruz.

-Türk basını hala aynı kötü dili kullanıyor.

-İttihat ve Terakki’den bu yana Kürt sorunu Kürtleri zabt u rabt
altına alma sorunudur. Her seferinde Kürdistan’a yeni fetihler
düzenledi. 205’te Başbakan güzel şeyler söyledi ama sonrasında yanlış
adımlar atıldı. Her iki liderin de tutumu takdire şayan. Ama
kaygılarımız var.

-Kürtlerde şu anlayış gelişti: DEVLETE GÜVEN OLMAZ. Bu süreç umarız
bu ifadeyi yalanlar. Bizlere ne verildiği soruluyor: biz kimseden lütuf
beklemiyoruz, gasp edilen haklarımızı talep ediyoruz.

-Gerilla anneleri yavrularına kavuşabilecek mi?

-Geri çekilmeler için yasal güvence olacak mı?

-Hakikatleri Araştırma Komisyonu olacak mı?

-Kimlik ve inanç hakları tanınacak mı?

2-Yöntem ve sonuçla ilgili endişeler

-Öcalan’ın ve PKK’nın muhatap alınması doğru mu?

-Bölünme kaygısı. Kürtlere bağımsızlık mı veriliyor?

-Neler verildi?-Proje yerli mi yoksa hâkim güçlerin dayatması mı?-AKP, BDP, PKK ekseninde yürütülen bu süreçte kim kiminle?-Bu heyette bulunmak sizleri vicdanen rahatsız etmekte midir?-Dağda öldürülenlere şehit denilebilir mi?-PKK siyasi parti olarak kabul ediliyor sizler bundan rahatsızlık duymuyor musunuz?-PKK’lılar serbest bırakılacak mı?-TC ifadesi çıkarılacak mı?

-Özerk bir yönetim kurulacak mı?-Silahsızlandırma sürecinde karşı tarafa verilen tavizler nelerdir?-Anayasal süreçle tatmin olunacak mı? Yoksa başka talepler mi var?-Kürt siyasi hareketi ne istediğini, devlet de ne verdiğini anlatmalıdır?-Barışa taraftarız ama içinde ne olduğunu bilmiyoruz.

-Diğer ülkelerin dayatmasıyla mı oluyor?

-Kürtlerle oluyor da Alevilerle niçin olmuyor?-BOP kapsamında mı hareket ediliyor?-İran, Irak, Suriye hep birlikte düşündüğümüzde acaba mezhep kavgasına mı çekiliyoruz.-Sınır dışına çıkanlar, Suriye’de Kürt Bölgesi kurulması için mi savaşacak?-Sınır dışına çıkanlar, daha sonra çok daha güçlü bir biçimde içeri girip tekrar sorun olmayacaklar mı? Bunun güvencesi nedir?-Öcalan ne olacak? İçeridekiler ne olacak. Af var mı?-Örgüt her şeyiyle çekilecek mi?-İlerisinin neler getireceğini hiç kimse bilmiyor. Neticelerden
endişe edenler var. Devlet parçalanacak mı? Bu konulara tatmin edici
açıklamalar yapılmalı. Daha açık konuşulmalı. Sürecin adımları
anlatılmalı. Kitleleri tatmin edici açıklamalar yapılmalı. Süreç
seçimlere ve iç siyasete malzeme yapılmamalı.-Bölünme olacak mı? Öcalan serbest bırakılacak mı?

-Mesela sadece etnisite sorunu değildir. Mesela Hanefilik bize dayatılıyor oysa biz Şafii’yiz.

-Süreç, şehit ailelerine zarar verecek mi? Haklarında gerileme olacak mı? Şehitlere verilen değer azalacak mı?-Terörle mücadele döneminde görev alan güvenlik güçlerinin
itibarsızlaştırılmasından endişe ediyoruz. Yakın zamana kadar
kahramanken, şimdi “hain” gözü ile bakılmaktan korkuyoruz. Bizlerin
yaşadığı sorunların da dikkate alınması gerekir.

RAPORUN SONUÇ KISMI

Raporun sonuç bölümünde ise değerlendirme ve tespitlere yer verildi. Bu değerlendirmeler şu şekilde dile getirildi:”Bizler ülkemizde yaşanan problemlerin Türk-Kürt, Alevi-Sünni
problemi olduğunu  düşünmüyoruz. Problemin temelinde başından beri bu
ülkenin insanıyla üstenci bir ilişkiyi sürdürmeye çalışan baskıcı,
dışlayıcı ve tasarlayıcı vesayetçi devlet yapısının, sivil ve askeri
bürokrasiye dayalı siyasal paradigmanın ve özellikle Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde yakın geçmişe kadar uygulanan zalim ve insafsız
devlet politikalarının yattığını düşünüyoruz. Problem, devleti ve
güvenliği esas alan bir yaklaşımdan kaynaklanmaktadır ve ülkemiz insanı
artık bu anlayış yerine toplumu ve özgürlükleri esas alan bir yaklaşıma
ihtiyaç duymaktadır. Türkiye 21. yüzyılda büyüme ve insan hakları
açısından da örnek gösterilen bir ülke olabilme yolunda ilerlerken bu
alanda var olan problemlerini çözüme kavuşturmak zorundadır.

Bu sebeple başlatılan çözüm süreci son derece önemli. Çünkü çözüm
süreci, bu ülkenin büyümesinin önündeki engelleri kaldırmanın, var olan
problemleri çözebilme iradesinin zeminidir. Barış içinde ve birliğimizi
muhafaza ederek hem bölgede hem de bütün dünyada Türkiye’nin daha etkin
bir ülke konumuna gelmesini sağlayacak bir sürecin başlangıcıdır.
Ülkemizde ve bölgemizde istikrarın sağlanabilmesi, ekonomik yatırımların
yapılabilmesi ve geleceğe umutla bakabilmemiz açısından öncelikle
silahların susması, güvenlik eksenli endişelerin ortadan kaldırılması
gerekmektedir.


Bu süreçle birlikte Türkiye’nin büyüyebileceğine, bölgeye huzur ve
refah gelebileceğine, bölge insanının şu anda 3000 dolarlarda seyreden
yıllık gelir payının onlarca kat artabileceğine inanıyoruz.


1.Çözüm süreci, ayrılma değil, bir arada aydınlık yarınlara umutla bakabilme sürecidir.

2.Çözüm süreci, bir arada, eşit, kardeşçe, dostça yaşayabilme adına,
geleceği hep birlikte kurabilme iradesinin cesurca ifade edilmesidir.3.Türkiye’de yaşayan herkes artık bölünme endişelerini bir kenara
bırakmalıdır. Çünkü bölge insanları bölünmeyi değil, dmokratikleşme
ekseninde eşit vatandaşlar olarak Türkiye’nin büyümesine katkıda
bulunmayı istemektedir.4.Silahların susması ve çatışma ortamının ortadan kaldırılması
yolunda Kürt sorununun çözümüne yönelik adımlar, bölünme değil, barış ve
huzur ortamımızın inşası anlamına gelir. Türkiye Toplumu bir bütün
olarak kan ve gözyaşı istemiyor. Artık barışın hâkim olması arzu
edilmektedir.

5.Çözüm ve barış süreci devam ettirilmelidir. Bu sadece bir bölgenin
değil, hepimizin meselesidir. Süreci her kesimin sahiplenmesini ve
desteklemesini umuyoruz.

6.Türkiye geldiğimiz bu noktada eş zamanlı olarak hem yirminci
yüzyıldan bugüne aktardığımız demokrasi eksiğini gidermek hem de yirmi
birinci yüzyılın yeni demokrasi ihtiyacına yanıt vermek şansını
yakalamıştır. Siyasal demokrasi açısından çağ atlamanın eşiğindeyiz. Bu
şansı ancak demokrasi koalisyonunu güçlendirerek ve demokratik merkezi
destekleyerek gerçeğe dönüştürebiliriz”