Amerikan gazetelerinde Gezi Parkı ilanı

Amerikan gazetelerinde Gezi Parkı ilanı
8 Haziran 2013 11:26

ABD’de yaşayan Türkler, Gezi Parkı eylemcilerine destek vermek, Türkiye’deki olaylara, Amerikan yönetimi ve kamuoyunun dikkatini çekmek için The New York Times ve Washington Post gazetelerine tam sayfa ilan verdi.

New York Times ve Washington Post gazetelerinde, ‘Türkiye’de Neler
Oluyor’
başlığıyla tam sayfa olarak yayımlanan ilanda, “Bizler,
öğrenciyiz, işçiyiz, anne ve babayız. Birçok farklı etnik kimlik, dini
inanç ve ideolojiyi temsil ediyoruz. Türkiye’nin geleceğine yönelik
endişelerimizden ötürü birlik içindeyiz”
sözlerine yer verilirken
Türkiye’de hükümetin, kendisini desteklemeyenlere karşı baskıcı ve
sindirici bir politika izlediği, hukuksal hak ve özgürlüklerin erozyona
uğradığı savunuldu.

Washington Post ve The New York Times gazetelerinde
tam sayfa olarak yayımlanan ilanın metni şöyle:

TÜRKİYE’DE NELER OLUYOR?

“Milyonlarca Türkiye vatandaşı, amacı gezi parkını kurtarmak olan
barışçıl bir eyleme hükümetin şiddetli tepkisine karşı öfkelenmiş
durumda. İnsanlar öfkeli, fakat şaşırmış değiller. ‘Başbakan Erdoğan’ın
on yıllık hüküm dönemi boyunca, hukuksal hak ve özgürlüklerimizin
erozyona uğradığına tanık olduk. Çok sayıda gazeteci, sanatçı ve
seçilmiş yetkililerin hapsedilmesinden, ifade özgürlüğüne getirilen
kısıtlamalara, kadın haklarından, alkol satışına getirilen kısıtlamalar
göstermektedir ki iktidar partisi demokrasi konusunda ciddi değildir.
Tekrar ve tekrar, Başbakan halkının endişeleri ile dalga geçmiş, bu
endişeleri değersizleştirmiştir. Medya ise tüm bunlar olurken utanç
verici bir şekilde sessizliğini korumuştur. Türkiye’nin dört bir yanında
cesurca protestolara katılan insanlar Atatürk’ün mirasına sahip
çıkmaktadırlar. Bizler, öğrenciyiz, işçiyiz, anne ve babayız. Birçok
farklı etnik kimlik, dini inanç ve ideolojiyi temsil ediyoruz.
Türkiye’nin geleceğine yönelik endişelerimizden ötürü birlik içindeyiz.
Polis şiddetinin durdurulmasını talep ediyoruz. Tarafsız ve özgür bir
medya talep ediyoruz. Otokratik bir buyurganlık değil, açık diyalog
talep ediyoruz.”