AİHM, Balyoz Davası’nı öne alır

AİHM, Balyoz Davası’nı öne alır
9 Ekim 2013 17:30

Yargıtay bugün verdiği kararla bir Hükümet organı olduğunu tescilledi.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Yargıtay’ın bugün haklarında verilmiş olan mahkumiyet kararını onayladığı isimlere bakın…

 

Engin Alan, Bilgin Balanlı, Ergin Saygun, Nejat Bek, Süha Tanyeri, Özden Örnek, Şükrü Sarıışık, Halil İbrahim Fırtına, Çetin Doğan, Dursun Çiçek…

 

Engin Alan: Başbakan’ın 1 numaralı nefret objesi…

 

Çünkü Erdoğan gelince ayağa kalkmamışmış, ayrıca da fazla Atatürkçü, AKP’ye yan gözle bakmış o nedenle de. (Avrupa devletlerinde siyasilere yan gözle bakan çok sayıda devlet güvenlik görevlisi oluyor ama hiçbiri bu nedenle kodese tıkılmıyor, bu olayı birgün detaylı anlatırım ama kısaca, Avrupa devletlerinde birçok ordu, istihbarat vs. görevlisi bazı partilerden veya bazı partilere mensuplardan hiç haz etmiyor ve onları sevmiyor, haklarında kötü düşünüyor vs…bu siyasiler mesela kah devlet güvenliği konusunda beğenilmiyor, kah onların bazı işleri gözlerine batıyor vs.)

 

Bilgin Balanlı: Aman da aman, tam bir Atatürkçü, zihnine Atatürk kazınmış ve o da AKP’ye yan gözle bakmış, yani ondan hoşlanmamış. Başka ne yapmış? Hiç. Hoşlanmamış. Ha, bir de İlker Başbuğ ekibinden birisi olarak da Erdoğan’ı özellikle gıcık etmiş.

 

Ergin Saygun: Normal bir Türk subayı. Yani okumuş, asker olmuş, mensubu olduğu TSK’nın ilke ve kurallarına göre görev yapmış. Başka n’apmış? Hiç. Ama o da normal bir TSK mensubu olarak Atatürkçü ve Erdoğan’ın gözünde diken. İlker Başbuğ’un ekibinden üstelik de.

 

Halil İbrahim Fırtına: Deniz Kuvvetleri komutanı olmuş. N’apmış? Okulda ve yetiştiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ve neticede 1999’da AB ile müzakere yoluna giren ülkenin kurucusu ve koruyucusu olan TSK kurumunun okullarında ve kültürel ortamında ne yapılması gerekiyorsa onu, yani görevini yapmış. Hükümet’i sevmiş mi? Hayır. Sevmek zorunda mı? Hayır. Darbe mi yapmış? Hayır. İsteseydi ve de diğer tüm komutanlar, İlker Başbuğ, Ergin Saygun vs. darbe yapabilirler miydi? Evet. Birkaç saat içinde tüm Türkiye’yi kontrol altına alır, darbeyi yapmış olurlardı. Niye yapmadılar? Çünkü yapmadılar. Bu kendi kararları idi. ABD’den mi korktular da yapmadılar? Bir ordu ABD’den korkabilir ama her ordu kendi fiziksel bütünlüğüne yönelik bir tehdit oluştuğunda korktuğunu bile unutur ve spontane olarak silaha sarılır. Eğer sarılmıyorsa bu ancak ve ancak onun kendi iç, kontrollü, hesaplanmış ve düşünsel kararı ile olmuş olabilir.

 

Neyse işte, Yargıtay’ın Balyoz kararı herkese bir kez daha bu Hükümetin hukukukun ve vicdanının olmadığını, Bülent Arınç’ın ağlamaklı gözlerine inanmanın ise, büyük bir aptallık olduğunu göstermiştir umarım.

 

Bu Hükümet intikamından ve kininden asla vazgeçmez, vazgeçmeyecektir.

 

Bu arada, Yargıtay aşaması bitti, yani iç hukuk yolu bitti.

 

AİHM’e yapılacak ilk Balyoz başvurusunu sabırsızlıkla bekliyorum.

 

Ve, tahminim odur ki, AİHM Balyoz başvurularını bekletmeyecek ve çabuk sıraya koyup, ele alacaktır.

 

Çünkü bu tür siyasal davalar dönemsel siyasal kodları açığa vuran davalardır, yani, münferit ve tesadüfi değil, makrosiyasal kodlar içerir olduğu için, AİHM, uzun yıllara dayanan gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki, Balyoz davasına öncelik verecektir.

 

Bu arada, Genelkurmay Balyoz mahkum yakınlarına çukulata dağıtmış bir asker eşi de çukulata kutusunu yere atmış.

 

Kutuyu yere atma işini bilmem de, Genelkurmay hakikaten de çukulatayı kendisine saklayabilir bence.

 

Kocası, üstelik de anlaşılmaz, akıl almaz ve haksız bir biçimde, bilmem kaç yıl daha hapiste olacak bir kadına veya babasının yüzünü bir daha ne zaman öpeceğini bilmeyen bir çocuğa en son lazım olacak şey çukulatadır zira.

 

ANKARA ANKETİ MORALİMİ BOZDU

 

ORC anketleri geçen hafya beni sevindirmişti ama bugünkü Ankara anketi moralimi bozdu.

 

Tabii ki anket sonucu seçim sonucu demek değil, bunu ben de biliyorum ama yine de şu rakamlar moralimi bozdu…

 

AKP: % 44.8

 

CHP 29.2

 

MHP 13.6

 

Kabak gibi sayılar bunlar, tatsız, tuzsuz, şekersiz, tam moral bozucu.

 

Ama tabii mesele moral bozukluğu monitörü kurup, onu izlemek değil, bir ÖSS sınavına hazırlanır gibi seçim sonucunu değiştirmeye hazırlık. İnanç, azim ve gayretle.

 

Bir de ne diyeceğim, anket sonucundan daha da önemlisi sokağa çıkıp, bizzat görmek, ki bunu kendim için de söylüyorum.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor
Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu
CHP’ye sığınma arzusu