Kılıçdaroğlu: 160 militanı Yargıtay’a tayin ettiler

Kılıçdaroğlu: 160 militanı Yargıtay’a tayin ettiler
30 Mart 2017 18:13

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Beylikdüzü’nde iş dünyasından isimlerle bir araya geldi.

 

 

 

 

 
Burada konuşan Kılıçdaroğlu, “Eğer siz, bir bildiriye imza attı diye bini aşkın öğretim üyesini kapının önüne koyarsanız, profesörü kapının önüne koyarsanız Türkiye’nin üniversiteleri bilgi üretemez. Bilgi üretmenin yolu akılcı düşünmeden geçer. Bilgi üretmenin yolu tartışmaktan, düşünceye sınır getirmemekten geçer. ‘Herkes benim gibi düşünecek’, nasıl bilgi üreteceğiz” dedi.

 

 

Kılıçdaroğlu, “Üniversitelerin bilgi üretmesi lazım. Özür ortamlarda üniversiteliler bilgi üretir. Her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı ortamda üniversiteliler bilgi üretir. Üniversite bilgi üretir, sanayici o bilgi alır elle tutulan metaya dönüştürür” diye konuştu.

 

 

“NEDEN ‘EVET’ DİYECEĞİMİZE BİR TÜRLÜ İNANDIRAMIYORLAR”

 

 

Kılıçdaroğlu, “Afişleri görüyoruz yeni anayasa değişikliği daha güçlü bir Türkiye’nin doğmasına sebep olacak diyor, daha güçlü bir Türkiye olacaktır diyor. Ama bizi inandıramıyorlar bir türlü. Neden ‘evet’ diyeceğimize bir türlü inandıramıyorlar. Eğer bir ülkenin hapishaneleri doluysa ve yer yoksa, 10 kişilik koğuşta 50-60 kişi kalıyorsa hangi demokrasiden, hangi insan haklarından bahsedeceksin. Eğer bir ülkede medya özgürlüğü yoksa, o ülkede 150’nin üzerinde gazeteci hapisteyse hangi özgürlükten söz edeceksiniz. Sayın Binali Yıldırım’a söyledim ‘demokrasiden söz ediyorsunuz, kimseyi inandırmıyor, inandıramıyorsunuz. Dünyada söylüyorsunuz, Avrupa’da söylüyorsunuz kimseyi inandıramıyorsunuz’. Neden mi? 150’nin üzerinde gazeteci hapisteyse siz dünyayı inandıramazsınız. Bu kadar gazetecini hapiste olduğu dünyada başka bir örnek yok. Bugün için böyle bir örnek yoktur” şeklinde konuştu.

 

 

“BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TÜRKİYE’YE PARTİ DEVLETİNİ GETİRMEK İSTİYOR”

 

 

Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben size işin özetini sayayım. Bu anayasa değişikliği Türkiye’ye parti devletini getirmek istiyor. Ne demek parti devleti? Eski Rusya’yı düşünün, Romanya’yı, Bulgaristan’ı düşünün, ne vardı komünist yönetim vardı. Cumhurbaşkanı komünist partinin üyesiydi. Bakanlar komünist partisi üyesiydi, herkes, valisi, kaymakamı herkes partinin üyesiydi. O rejim yürüdü mü? Yürümedi. Değişim yaşandı. Bütün o rejimler demokrasiye doğru evrildi. İnsan haklarına doğru evrildi. Bu referandumda ne yapmak istiyorlar? Geçerse o rejimlerin bir benzerini Türkiye’ye getirmek istiyorlar” dedi.

 

 

“SON 2.5 YILDIR FİİLİ BAŞKANLIK DÜZENİNİ YAŞIYORUZ”

 

 

Kılıçdaroğlu, “Parti devletleri bir ülkeye saygınlık kazandırmaz. Parti devletleri asla büyümemiştir. Asla dünyada saygınlık kazanmamıştır. Bu modeli getirmek istiyorlar. Biliyorum ki buna da takılacaklar. Buna da söyleyecekler ‘Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor’ diye. Buradan açık ve net söylüyorum, getirdikleri modelde Sayın Cumhurbaşkanı aynı zamanda partisinin genel başkanı olacak mı? Olmayacak mı? Olacak, yazıyor. Bakanlar kendi partisinin bakanları olacak. Başkan yardımcıları kendi partisinin başkan yardımcıları olacak. Son 2.5 yıldır fiili başkanlık düzenini yaşıyoruz. Valiler, kaymakamlar kimin için çalışıyor? Kaymakamlar tehdit ediyor muhtarları” diye konuştu.

 

 

“FINDIĞIMIZI KİME SATACAĞIZ?”

 

Kemal Kılıçdaroğlu, “Alanya’da esnaf turist duasına çıkıyor, yağmur duasına çıkar gibi, ‘inşallah turistler gelir’ diye. Şu soruyu kendisine sormuyor, ‘bu turist düne kadar geliyordu, şimdi niye gelmiyor. Sorumlusu kim bunun?’ Hollanda kavgasından sonra Karadenizli iş adamları geldi, büyük bir telaş içindeler. ‘Hayrola’ dedim, ‘fındığımızı kime satacağız’ dediler. Doğru, Amerika’ya fındık satmıyoruz, Hindistan’a, Pakistan’a göndermiyoruz. Nereye gönderiyoruz, Avrupa’ya. Buyurun kavga edin bakalım ne olacak. Mısır’a Ro-Ro seferleri iptal edildi, niçin? Mısır ile ne alıp veremediğimiz var bizim? Suriye ile kavga ettik. Gittik Suriye’nin iç işlerine karıştık. Hayatı savaş meydanlarında geçen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, savaş sonrası, ‘mecbur kalınmadıkça savaş bir cinayettir’ diyor. Onun için ‘Yurtta da barış olmalı, dünyada da barış olmalı’ demiştir. Barış olacak ki, ilişkiler düzelecek ki, bizim iş adamlarının ürettiği ürünleri dünyaya satabilsin” dedi.

 

 

1982 REFERANDUMUNDA ‘HAYIR’ OYU

 

Kemal Kılıçdaroğlu, “Evet demenin vebali ağırdır, çocuklarına, torunlarına kimse hesap veremez. Şuradan biliyorum, 1982 yılında İstanbul Göztepe’de genç bir devlet memuruyken gittim, Fikirtepe’de bir okulda anayasa referandumunda ‘hayır’ oyu kullandım. Bugün çocuklarıma , torunlarıma diyorum ki ‘Türkiye’yi bugün bu hale getiren anayasaya ben gidip ‘hayır’ oyu vermiştim” dedi.

 

 

“160 MİLİTANI YARGITAY’A TAYİN ETTİLER”

 

Kılıçdaroğlu, “2010 referandumu yapıldı. Ne diyorlardı, ‘mezardan bile kalkın gidin, buna evet oyu kullanın’ diyorlardı, ‘bu olursa ‘Türkiye uçacak, büyüyecek, zincirlerden, prangalarda kurutulacağız’ diyorlardı. Ne oldu? O zaman ben yine gittim yine meydan meydan gezdin, ‘yapmayın, etmeyin, bu referandum sonucunda yargı bağımsızlığı kalmaz, siz devleti birilerine teslim edersin’ dedim. Evet oyu çıktı, fatura yine millete çıktı. Devleti kime teslim ettiler, bir kişiye. Yargıyı? 160 militanı Yargıtay’a tayin ettiler. Yargı çöktü, devlet de çöktü, arkadan darbe de oldu. Müsebbibi ne? Bu 2010 Anayasa referandumudur. Hiç kimse unutmasın. Asıl sorumlusu odur. Şimdi ?benzer bir tablo parti devleti kurmak istiyorlar. Daha ileri bir aşama” şeklinde konuştu.

 

 

SMA HASTALARI VE YAKINLARIYLA BİR ARAYA GELDİ

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kaya Ramada Otel’de SMA (Spinal Müsküler Atrofi) hastaları ve yakınlarıyla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, hasta ve hasta yakınlarının sorunlarını dinledi. Bir hasta yakını SMA hastalığı ile ilgili ortak bir açıklama okudu. Bir başka hasta yakını ise, Kılıçdaroğlu’na hastalıkla ilgili sorunlarını içeren bir dosyayı verdi.

 

“İLAÇ PAHALI DEĞİL ASLINDA ÇÜNKÜ İNSANIN HAYATI HER ŞEYDEN DEĞERLİDİR”

 

Ardından bir konuşma yapan Kemal Kılıçdaroğlu, SMA hastalarının ilaç sorunu yaşadığını belirterek şunları kaydetti:

 

“Anneler mutlu bir dünyada çocuklarıyla beraber yaşamak isterler. Ama bu olayın gecikmesi, bir arkadaşımız ifade etti, ‘ilaç verilemediği için kısa bir sürede 15 çocuk hayatını kaybetti’ peki bunun sorumlusu kim o zaman? İlaç pahalı değil aslında çünkü insanın hayatı her şeyden değerlidir. Hele hele bir çocuğun hayatı her şeyden değerlidir. Her şeyden değerli olan bir çocuk için ‘ilaç pahalı, ilaç ucuz’ düşüncesini kesinlikle kafamızdan atmalıyız, böyle bir düşünce kesinlikle olmamalı. Çocuklarımıza ne gerekiyorsa hepsini vermeliyiz” dedi.

 

 

“TÜRKİYE ÇOCUKLARINI ÖLÜME TERK EDECEK BİR ÜLKE OLMAMALIDIR”

 

Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine bir dosya verildiğini ifade ederek, SMA hastalarına şu sözü verdi:

 

“Bizim hekim olan milletvekili arkadaşlarımız da burada. Onlar takip ediyorlar, biz de takip edeceğiz. Gerekirse doğrudan doğruya konuşacağız, bu sorunu bir an önce çözmeye çalışacağız. Çünkü çocukların beklemeye de tahammülleri yok. Hani nezle değil, başka bir şey değil. Anladığım kadarıyla bazı tiplerde hızla ilerleyen bir hastalık. Bu ilacın süratle bu çocuklara verilmesi lazım. Yeri geldiğinde bütün siyasetçiler olarak deriz ki ‘Türkiye büyük ülkedir, güçlü ülkedir’ ama Türkiye çocuklarını ölüme terk edecek bir ülke olmamalıdır. En büyük arzumuz budur. Hep birlikte sorumluluk alarak ne yapılması gerekiyorsa yaparak çocuklarımızın hayata tutunmasını sağlamalıyız. Bunun mücadelesini verelim. Size ben bunun sözünü veriyorum, emin olun bu konuda çalışacağım.”

 

“HEP BERABER BİR İLACIN BULUNMASINA SEVİNELİM”

 

Kılıçdaroğlu, “Çok sayıda SMA hastasının bulunduğunu ama hastalığın ilacının umudu beslediğini söyleyerek şunları kaydetti:

 

“Yeni ilaçlar her zaman pahalıdır. Ben bunu da çok iyi biliyorum. Çünkü bir ilacın bulunması için milyarlarca dolar harcanıyor. Bazen beklenen sonuç çıkmıyor, bazen beklenen sonuç yakalanıyor. Burada sevindiren olay başarılı bir sonucun elde edilmiş olmasıdır. Bu ilacın kullanılmasına resmi makamlar tarafından izin verilmiş olmasıdır. En güzeli budur. Dolayısıyla artık bunun pahalısı ucuzu değil, hep beraber bir ilacın bulunmasına sevinelim, ocuklarımız tedavi olsun. Onlar annelerinin gözetiminde okula gitsinler, parka gitsinler, anneler de gülsünler, çocuklarda gülsünler. En büyük arzum bu takipçisi olacağız.”

 

Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından programa katılan hasta ve hasta yakınlarıyla fotoğraf çektirdi.

 
Kaynak: Gülseli KENARLI-Yaşar KAÇMAZ/İSTANBUL, (DHA)