1 Mart nelere mal oldu?!

1 Mart nelere mal oldu?!
2 Mart 2012 14:07

1 Mart Tezkeresi’nin yıldönümüydü dün… Bir onur sınavıdır 1 Mart…
ABD’nin Irak’a saldırı için Türkiye’yi askeri üs haline getirmesine bir avuç aydın, CHP grubu ve 100 kadar AKP milletvekilinin direnmesiyle Türkiye büyük bir onursuzluğun eşiğinden dönmüştür…
Tabii direnişe askerlerin isteksiz tavrını da eklemek gerekir. Eğer tezkere geçseydi ABD’nin Irak’ta işlediği bütün cinayetlere ortak olacaktık… Topraklarımızda kurulacak ABD üsleri için 6 aylık bir süre konulmuştu ama örnekleri daha önce görüldüğü gibi bu süre peş peşe uzatılacak, ülke ABD askerinin paspası haline getirilecekti. Türk askerinin cepheye sürülmesi de gündeme gelebilecekti…
Mart tezkeresinin reddi bütün bunları önlemiştir…
Ancak reddiyenin bedeli de ağır oldu…
En büyük tahribat TSK’da meydana geldi…
Bakınız tezkerenin reddinden sonra 18 Nisan 2003’te ABD Büyükelçisi Pearson’un Washington’a gönderdiği “GİZLİ” ibareli telgrafta neler söyleniyor:
“… İrtibatta olduğumuz kişiler, Türk devlet sistemi üzerindeki mevcut askerî hâkimiyette köklü değişiklikler olması kadar, ABD – Türkiye ilişkisinin yeniden dinamizm kazanmasının da, hem katı muhafazakârların istifasını hem de özellikle modern, ileri görüşlü yeni bir subay kadrosunun yetişmesini gerektireceğini tahmin ediyorlar.”
Askeri hâkimiyette (AKP buna vesayet diyor) köklü değişiklik… Yeni bir subay kadrosunun yetişmesi…
Son yıllarda bu iki yönde çarpıcı gelişmeler izleniyor.. General kadroları budanıyor… TSK iktidarla uyumlu bir yapıya büründürülüyor. Verilen emri sorgulamadan uygulayacak bir ordu inşa ediliyor. Dikkat buyrun… Türkiye Ortadoğu bataklığına itilirken bugün artık ses seda çıkmıyor.

Milliyet Gazetesi yazarı Melih Aşık , tarihi 1 Mart Tezkeresi’nin reddini , çarpıcı bir şekilde yazdı.

 

 

1 Mart Tezkeresi’nin yıldönümüydü dün… 

 

Bir onur sınavıdır 1 Mart…

ABD’nin Irak’a saldırı için Türkiye’yi askeri üs haline getirmesine bir avuç aydın, CHP grubu ve 100 kadar AKP milletvekilinin direnmesiyle Türkiye büyük bir onursuzluğun eşiğinden dönmüştür…

Tabii direnişe askerlerin isteksiz tavrını da eklemek gerekir. Eğer tezkere geçseydi ABD’nin Irak’ta işlediği bütün cinayetlere ortak olacaktık… Topraklarımızda kurulacak ABD üsleri için 6 aylık bir süre konulmuştu ama örnekleri daha önce görüldüğü gibi bu süre peş peşe uzatılacak, ülke ABD askerinin paspası haline getirilecekti. Türk askerinin cepheye sürülmesi de gündeme gelebilecekti…

Mart tezkeresinin reddi bütün bunları önlemiştir…

Ancak reddiyenin bedeli de ağır oldu…

En büyük tahribat TSK’da meydana geldi…

Bakınız tezkerenin reddinden sonra 18 Nisan 2003’te ABD Büyükelçisi Pearson’un Washington’a gönderdiği “GİZLİ” ibareli telgrafta neler söyleniyor:

“… İrtibatta olduğumuz kişiler, Türk devlet sistemi üzerindeki mevcut askerî hâkimiyette köklü değişiklikler olması kadar, ABD – Türkiye ilişkisinin yeniden dinamizm kazanmasının da, hem katı muhafazakârların istifasını hem de özellikle modern, ileri görüşlü yeni bir subay kadrosunun yetişmesini gerektireceğini tahmin ediyorlar.”

Askeri hâkimiyette (AKP buna vesayet diyor) köklü değişiklik… Yeni bir subay kadrosunun yetişmesi…

Son yıllarda bu iki yönde çarpıcı gelişmeler izleniyor.. General kadroları budanıyor… TSK iktidarla uyumlu bir yapıya büründürülüyor.  Verilen emri sorgulamadan uygulayacak bir ordu inşa ediliyor. Dikkat buyrun… Türkiye Ortadoğu bataklığına itilirken bugün artık ses seda çıkmıyor.