Erdoğan ABD’ye olan kızgınlığını ifade ederken, doğrudan ABD’ye bir şey diyemediği için Büyükelçi Bass’ı hedef aldı.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Erdoğan pekala biliyordu ki, ABD Büyükelçisi tek başına Türkiye’ye vize yasağı gibi bir karar alamaz.

 
Ne tek başınası, böyle bir kararı büyükelçiler almaz hiçbir devlette.

 
O ülkenin hükümeti alır böyle bir kararı.

 
Bunu ananem bile bilir.

 
Erdoğan da bilir.

 
Ama eşeğini dövemeyen semerini döver misali, Erdoğan bu kararın arkasındaki Trump’ı ve yönetim ekibini hedef alamayacağı için zavallı büyükelçiyi oturttu dayak sandalyesine.

 
Erdoğan ABD’ye çok kızgındı, hükümete ve devlete.

 
Ve, bu kızgınlığını muhakkak dışa vurmalıydı.

 
O çok kızınca muhakkak bunun buharını çıkarır bir şekilde sonradan geri adım atacak olsa bile.

 
İşte bu buhar çıkarma işinde de zavallı büyükelçiyi kullandı.

 
Nasıl ki Anadolu deyişi, “Eşeğini dövemeyen semerini döver” negatif bir ifade taşıyor, yani eşeğini dövemeyen kişinin semerini dövmesi olumlu ve saygıdeğer bulunmuyorsa…

 
Bu da aynen öyle bir durum.

 
Ve her türlü kaliteli insan davranışının dışında bir davranış.

 
Arenası politika olsa bile, devletler arası üslupta çekinilen hususların olması normal olsa bile…

 
Bir devlet adamına, söz konusu devlete laf edemediği için küçük bir büyükelçiye yüklenmek yakışmaz.

 
Bu zayıf karakterli bir davranıştır aynı zamanda.

 
Bu ülkede yıllarca kalmış bir büyükelçiyi, bir insanı istenmeyen adam ilan ederek onun vedasını travmatize etmek ayrıca kötü ve hiç saygıdeğer olmayan bir davranış.

 
Ben bir Türk olarak ABD Büyükelçisi Bass’a yapılan davranışı Türklük ve Türkiye adına kabul etmiyorum.

 
Döveceksen eşeği döv veya semerle uğraşma.

 
Semer semerdir, semere düşme.

 
Bir insanı da kendi çaresizliğine günah keçisi olarak kullanma.

 
Ben Türküm ve buna alışkınım.

 
Türkiye Cumhuriyeti’nde doğdum, Türk devlet adamları tanıdım.

 
Semerle uğraşıp tatmin olanı görmedim, bilmiyorum.

 
Türkiye’deki ABD Büyükleçisi’ne yapılan bu haksız davranışı da reddediyorum.

 
MUHARREM İNCE OLSUN BURAYA

 
Az önce basında CHP’nin muhtemel yerel seçim adayları için adı geçen bazı isimleri okudum.

 
Muharrem İnce’nin adı Bursa için geçiyormuş.

 
İstanbul için ise, Akif Hamza Çebi’nin adı.

 
Allah aşkına…

 
İstanbul’u birazcık biliyorsanız…

 
Akif Hamza Çebi olmaz buraya.

 
İstanbul için adı geçen isimler arasında en uygunu Muharrem İnce.

 
Siyasi aurası oldukça yüksek ve çalışkan Muharrem İnce.

 
İstanbul’da siyasi bir çekim merkezi olabilir.

 
Aman ne olur Akif Hamzaçebi gibi sakin birisini, renk vermeyen, heyecan göstermeyen, siyasi aurası zayıf birini Allah aşkına İstanbul’a aday yapmayın.

 
Canlı canlı mezara sokmayın bizi ya.

 
Bu arada…

 
Ankara için Mansur Yavaş’ın adı geçiyor.

 
Ki, bu doğru bir seçim olur.

 
Mansur Yavaş geçen seçimi de aldı aslında ama hile yaptılar.

 
Mansur Yavaş çok aklı başında, dengeli ve Ankara’da etkisi büyük olan bir isim.

 
Ankara’yı çok iyi biliyor, akıllı ve siyasi yönü güçlü bir adam.

 

 
Aman bari bu konuda iyi adaylar belirleyin. Bari bu işte biraz ön alın.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan