Anne babalık dersi olmalı

Anne babalık dersi olmalı
14 Haziran 2017 17:30

Bu konuyu çok uzun zamandır düşünüyorum ama devletinin dibi oyulan ülkemde içimden bu tür konularda yazmak gelmiyor.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Fakat son günlerde yine kayıp çocuk, öldürülen çocuk vakaları çok artmaya başladı yeniden.

 
Ve, ben bu tür kayıp çocukları unutmuyorum.

 
Mesela Van’da kaybolan bir daha bulunmayan o güzel kız çocuğu, mesela anne babası uyurken kapıyı açıpi sitede gezerken havuza düşüp boğulan çocuk, Reşadiye’de kaybolan ve bir daha bulunamayan iki kardeş, tecavüz edilip gömülen o küçük kız…

 
Önceki gün de güzeller güzeli Ceylin çocuk sapık bir komşu tarafından katledildi.

 
İnsan tabii böyle olayları duyunca bu çocukların anasına babasına içinden saydırıyor.

 
Bunu ben de yapıyorum, yani içimden saydırıyorum anasına babasına ama bu yaklaşım doğru değil.

 
Bu yaklaşım çözüm de getirmiyor.

 
Mesela Ceylin’in anası babası ayrılmış ve kızlarını görmüyormuş bile diye okuduğumda, “neden bu çocuğu dünyaya getirdiniz, siz anne baba olacak adam mısınız” dedim içimden, annesine öfkeyle baktım tv ekranında.

 
Tabii, şartlarını da bilmiyoruz bu insanların ama…

 
Şurası açık ki, biz birgün ilerde Cumhuriyetimiz yeniden yerine oturduğunda, mesela bir CHP iktidarında veya başka Cumhuriyetçi bir iktidarda okullara anne-babalık dersi konmasını konuşmalıyız.

 
Tabii, mesela birçok talihsiz çocuğun anne babası okula gitmiyor ve dolayısıyla her kesime okul yoluyla ulaşmak mümkün olmayabilir.

 
Ama hem çocukların anne babadan kaynaklı sorunları okula giden kesimlerde de var hem de bir kez bu konu eğitim sistemine kondu mu buna tv’ler de eş atar ve okula gitmeyen kesimler bunu tv’lerden izler.

 
Çocuğun anne babaya karşı korunması çok yönlü bir konu ama kabaca bence şu başlıklar önemli…

 
1-gençler (mesela lise2, lise 3, lise 4 yaşında filan) şu anlatılmalı ki, kız erkek ilişkisi ile evlilik ve çocuk farklı şeylerdir

 
2-Çocuk sevilecek bir süs köpeği değildir, sevilecek bir oyuncak değildir, (en azından sadece,)çocuk bir doğdu mu çok uzun yıllar süren bir sorumluluğu kabul etmek ve buna hazır olmaktır

 
3-Gençler evlilik öncesi kendilerini tanımalı ve ne tür bir partner istedikleri konusunda tecrübeler edinmeli, örneğin bol bol arkadaşlık edilmeli ve karşı cinsle iletişim sağlanmalı. Bir gencin ilk aşık olduğu kız veya erkek onun evleneceği ve çocuk yapacağı kişi ile özdeş değilir, buna, “hoşlanırım, severim, evlenirim, çocuk doğar” şeklinde bakılmamalı.

 
Bu olaya şöyle bakılmalı, “bir kızı veya erkeği severim ama bu benim bununla evlenip, ondan çocuk yapacağım” anlamına gelmez. Çocuk işi, “Ben artık bir çocuğa sahip olup, ona sadece ilk sene değil, sonra da zaman ayırabilecek istek ve altyapıya sahibim, çocuğumu yapacak bir güvendiğim, çocuğa benimle birlikte ömür boyu sahip çıkacak bir eşim var, biz ikimiz de ilk basit kavgada ayrılma hakkı taşımıyoruz çocuk olduktan sonra, yani nasıl ki annemizle kavga edince onunla bağımız bitmiyor, biz de artık birbirimiz çekici bulmasak da, anlaşamasak da, çocuğumuz için sorumluluk altında kalacağız ve bu da bizim ilk veya 10. kavgada, fark etmez tası tarağı toplayıp birbirimizden kopamayacağımız” anlamına geliyor.

 
4-Çocuk bence tıpkı çalıştığımız işyerindeki gibi bir taahhüt ve sorumluluktur. Nasıl ki, “ya canım istemiyor, işi yapmıyorum” demiyorsak, eş ile sorun çıkınca çocuğu mağdur etmeme taahhüdü şart. Bu vicdani bir taahhüt olmalı, bilinçli bir taahhüt olmalı ve neticede toplumda bu bilincin yerleşmesi için çalışılmalı.

 
Bir de, ne diyeceğim…

 
Ceylin’ın önceki gün katlini okuyunca dedesine ve babaannesine de kızdım içimden, kızın neden komşuya gitmesine izin veriyorlar diye.

 
Çocuklar fanusa kapatılamaz tabii ama ufak bir çocuk emin olunmadıkça komuşuya yollanmaz tek başına, yanında sen de gidersin gitmesi lazımsa.

 
Kız veya erkek çocuk fark etmez.

 
Bir çocuk belli bir yaşa gelene kadar anne baba gözetiminde olmalı ve komşuya çocuk yollanmamalı tek başına. Dediğim gibi emin olunan bir komşu değilse eğer.

 
Sonra bizde balkondan çok çocuk düşüyor.

 
Daha geçenlerde ufak bir çocuk düştü, ona da dedesi-anneannesi bakıyormuş annesi çalıştığı için.

 
Bu konular mesela televizyonlarda anlatılabilir bilgiyi sadece televiyon kanallaırndan alan kesimler için.

 
Bir çocuk balkondan düşüyuorsa orda muhakkak ve muhakkak ve tamamen ebeveyn hatası vardır ve görülüyor ki, Türkiye’de doğurganlık yüksek ama doğanların önemli bir kısmı tesadüfen yaşıyor.

 
Açık balkon kapısı, küçük bir çocuk ve küçük çocuğun yalnız geçirdiği 2 saniye bir kaza için yeter de artar bile.

 
Ama belli ki Türkiye’de birçok çocuk anne baba tarafından uzun sürelerde gözetimsiz ve evin odalarında tek başına bırakılıyor.

 
BİZDE OLSA

 
Avusturya’da bir siyasi parti diğer siyasi partiyi eleştiren bir video klip yapmış.

 
İkisi de ülkelerinin en büyük iki partisi.

 
Hakkında eleştiri videosu yapılan parti açıklama yapmış ve demiş ki, “Seçim kampanyasını bizi kötülemek üzerine kuran bu partiyi kınıyoruz. Seçim kampanyasında siyasi partiler diğer partileri kötülemek yerine ne yapacağını anlatmalı. Biz kimseyi kötülemeden yapacaklarımızı anlatacağız ve böyle negatif bir seçim kampanyası içinde olmayacağız”

 
Bunu bugün okuyunca Avusturya basınında, aklıma bizdeki son seçim kampanyaları geldi.

 
Ama bizde CHP çıkıp mesela, demedi ki, “Bu ne kardeşim, işin gücün bizi kötülemek”

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan