Ziraat New York’ta ne oluyor? FED transfleri inceliyor

Ziraat New York’ta ne oluyor? FED transfleri inceliyor
22 Eylül 2014 10:45

Dünyanın gözü kulağı, Birleşmiş Milletler (BM) 69. Genel Kurulu sebebiyle bugünden itibaren New York’ta olacak. Yaklaşık 160 devlet ve hükümet başkanı toplantılar vesilesiyle New York’ta.

 

 

Türkiye’yi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 4 bakan temsil ediyor.

 

 

Toplantıların resmi başlığı farklı olsa da esas gündem IŞİD’le mücadele. ABD Başkanı Obama ilan ettiği yol haritası ve organize ettiği koalisyon için lobi yapacak.

 

 

Dolayısıyla çok sayıda ikili görüşme de var. Şu ana kadar netleşen programlara göre Erdoğan-Obama görüşmesi yok.

 

 

Önümüzdeki hafta sonuna kadar 16 ülkenin dışişleri bakanları ile görüşecek olan Kerry’nin de Türk heyetiyle bir randevusu yok.

 

 

Ancak plansız bir görüşme sürpriz olmaz, çünkü Kerry geçen hafta Senato’da yaptığı konuşmada ‘Türkiye’nin rehineleri sebebiyle hassas olduğunu, önümüzdeki günlerde bir karar vermelerini beklediklerini’ söylemişti.

 

 

Rehine sorunu çözüldüğüne göre ABD’nin ‘Kararınızı bildirin’ demesi kuvvetle muhtemel.

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki perşembe akşamına kadar çeşitli programları var. Ancak biri hayli ilginç. Malum olduğu üzere Erdoğan ile Amerikan Yahudi Kongresi arasında ‘ödül’ polemiği yaşanmış, taraflar karşılıklı sert açıklamalar yapmıştı.

 

 

Erdoğan New York’ta bulunduğu süre içinde Yahudiler’in şemsiye kuruluşu olan Dünya Yahudi Kongresi heyetini de kabul edecek. Ödül polemiği ve karşılıklı sert söylemlerden sonra Yahudi lobisinin çatı örgütüyle yapılacak bu görüşme polemiklere gebe denebilir.

 

 

Ziraat Bankası denetimini ciddiye almak şart

 

 

Türkiye açısından New York’taki tek gündem BM toplantıları değil.

 

 

Malum olduğu üzere Amerikan Merkez Bankası FED, 8 Eylül’den bu yana Ziraat Bankası New York Şubesi’nde ‘kara para incelemesi’ yapıyor.

 

 

FED “özellikle 1 Temmuz 2012 ile 31 Aralık 2012 arasında gerçekleşen dolar takas işlemlerini şüpheli” bulmuştu.

 

 

FED uzmanlarının denetimlerinden ne sonuç çıkar şimdiden kestirmek mümkün değil.

 

 

Ancak CHP Milletvekili Umut Oran’ın Ali Babacan’ın cevaplaması için verdiği soru önergesinin detaylarına bakarsak süreç 2011’e kadar gidiyor. ABD finans çevrelerinde yer alan iddialar ile Oran’ın soru önergesindeki başlıkları yan yana koyduğumuzda karşımıza ‘rutin olmayan’ bir tablo çıkıyor.

 

 

Peki şu anda ne oluyor?

 

 

Açıkçası Washington’da anlatılanlar hayli karmaşık. En azından bankacılık ve kara parayla mücadele konusunda hatırı sayılır bir altyapıya sahip değilseniz süreci birinin size tercüme etmesi gerekir.

 

 

Durum özetle şöyle; ABD’nin terör örgütleriyle birlikte en hassas olduğu iki konudan birisi kara para. Bu konuda devasa kurumları ve çok ciddi mekanizmaları var.

 

 

ABD Merkez Bankası, bankalardan para hareketlerini sıkı takip etmesini, kara paranın takibiyle ilgili filtreleme sistemleri kurmasını ve uzman personel istihdamını istiyor.
Ancak Ziraat gerekli tedbirleri uygulamayınca ilk uyarıyı 2011’de alıyor. Takip eden dönemde uyarılardan sonuç alınamayınca bugünkü inceleme başlatılıyor.

 

 

Finans çevrelerinden edindiğim bilgiye göre Ziraat’in New York Şubesi ile ilgili FED’i harekete geçiren diğer faktör ise bu şubenin Türkiye’deki operasyonlar için muhabir banka olarak kullanılması.

 

 

Bu yöntemle çok yoğun para transferleri yapıldığı, bu işlemlerden bazılarının FED’in ağına takıldığı bilgisi sır değil.

 

 

FED uzmanları şimdi tek tek o transferleri inceliyor.

 

 

Yani Ziraat gerekli düzenlemeleri yapmadığı, tedbirleri almadığı gibi bu şubeyi daha fazla kullanmış. Kara paraya yönelik filtreleme raporlarının da FED’e yollanmadığı yönünde bilgiler var.
Ziraat yönetimi ‘rutin inceleme’ dese de ABD cephesinde hava hayli farklı.

 

 

FED’in denetimleri sonucu suç unsuru bulunursa bankaya ve Türkiye’ye çok ağır cezalar gelebilir. Nitekim FED’in hışmına uğrayan ünlü bankalar var.

 

 

Bütün bu sürecin iç politikaya bakan bir boyutu da şu; FED, 2011’de ilk uyarıyı yaptığı zaman Türk tarafı ‘üst düzey garanti’ veriyor ama gerekli adımlar bir türlü atılmıyor. BDDK ve MASAK da nedense bu kadar kritik bir konuda harekete geçmiyor.

 

 

FED’in incelediği tarihler ise Erdoğan’ın ‘hayırsever işadamı’ dediği Reza Zarrab’ın altın ticaretinin zirveye çıktığı dönemler.

 

 

Hal böyle olunca akıllara ‘Siyasi bir telkinde mi bulunuldu’ ya da ‘17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalının bir ucu da okyanus ötesinden mi çıkacak’ soruları geliyor.
Bu ve benzeri birçok soru denetim sonrasında cevabını bulabilir.

 

 

Ancak olası bir kara para cezası Ziraat Bankası’ndan çok Türkiye’nin itibarına darbe vurur ki faturası parayla ölçülemez.

 

 

Kaynak: Bugün / Adem Yavuz Arslan