Yeni Şafak Yazarı, İşadamı İshak Alaton’a alenen baron dedi

Yeni Şafak Yazarı, İşadamı İshak Alaton’a alenen baron dedi
30 Ekim 2013 10:24

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Tamer Korkmaz ‘Virüs’ başlığıyla verdiği bugünkü köşe yazısında işadamı İshak Alaton’a alenen baron dedi. İşte tartışma yaratacak o yazı:

 

Vaktiyle Mustafa Sarıgül’ün CHP’den ihracıyla sonuçlanan elli yedi sayfalık raporu Deniz Baykal’ın değerlendirdiği ve yakın çevresine ‘Bu saptamalar dokuz yıl öncesine ait, ancak geçerliliğini koruyor’ dediği Akşam gazetesinde yer aldı. (18 Ekim 2013)

 

O dönemde hazırlanan raporda, Sarıgül ‘Rüşvet çarkı kurmakla’ suçlanıyor; ayrıca milyar dolarlık rantla ilgili usulsüzlük iddialarına yer veriliyordu…

 

Deniz Baykal, 2005’teki kurultay konuşmasında ‘Partimize İstanbul Şişli’den giren rüşvet virüsünü söküp atacağız, CHP’yi arındıracağız’ diyerek…

 

Sarıgül’ü adeta topa tutmuştu.

 

Müthiş gerilimli, ‘gök gürültülü sağanak kavgalı’ geçen o kurultayda Deniz Baykal karşısında ‘ezilen’ Sarıgül, pek zayıf bir konuşma yapmış…

 

‘Tribünde oturan Ateş Ünal Erzen’i yumruklayan genel başkan adayı’ olarak hafızalarda yer etmişti!

 

30 Ocak 2005’teki CHP kurultayında, Baykal’dan 1 Mart tezkeresindeki retçi tavrının rövanşı alınmak istenmiş; karşısına çıkarılan Sarıgül üzerinden bir tür ‘siyasi suikast’ girişiminde bulunulmuştu…

 

Ancak bu girişim, Sarıgül’ün her bakımdan ağır bir yenilgiye uğramasıyla berhava olmuştu.

 

Baykal, o kurultayda Sarıgül’ün ağababalarından söz etmişti! İşte o ‘ağababalar’ beş yıl sonra farklı bir yöntemle geldiler ve Baykal’ı koltuğundan indirdiler.

***

Deniz Bey, 14 Aralık 2010 gecesi ekranda şöyle diyordu:

 

‘Orası ayrı bir dünya! Bu dünyanın CHP’yi dizayn etme hevesi, arzusu, talebi, baskısı var. CHP’yi yeniden yapılandırmak istiyorlar…

 

1 Mart tezkeresinin hemen ardından da benzer komplolara muhatap olmuştum…’

***

Baykal kendisine kaset operasyonunu yapanların kimler olduklarını başından beri gayet iyi biliyordu.

 

Şimdilerde, aynı güç odağının CHP için ‘yeni bir dizayn’ peşinde olduğunu gözlemliyor.

 

Bunun için bir süredir alttan alta Sarıgül’e karşı bir tür ‘koruyucu hekimlik’ çalışması yürütüyordu…

 

Ne var ki, mevcut şartlarda netice alması mümkün görünmüyordu.

 

Nitekim, İstanbul baronlarının etkisiyle Mustafa Sarıgül CHP’ye dönmek (monte edilmek) üzeredir.

 

Deniz Baykal bu aşamada Mustafa Sarıgül’e karşı kartlarını açıktan oynamıyor.

 

Bunun ters tepebileceğini düşünmüş olabilir.

 

Sarıgül’le açıktan mücadelesini sonraki aşamaya yani yerel seçim sonrasına bıraktığı anlaşılıyor. Yerel seçim sonuçlarının ardından, Mustafa Sarıgül konusu CHP içinde yeni bir ‘ayrışmaya’ kadar varabilecek bir potansiyel taşıyor. Ne olacağını bekleyip göreceğiz…

***

Deniz Baykal, siyasi gezegenimizdeki gerilim filminde Erol Taş rolünde oynayan bir portredir!

 

Erol Taş, ‘kötü adam’ rollerini ‘en iyi oynayan aktör’ olarak Yeşilçam tarihine geçmiştir…

 

Rahmetlinin gerçek hayatta ‘bambaşka bir adam olduğunu’ onu yakından tanıyanlar keyifle anlatırlardı.

 

Yıllar önce film çekimleri için gittiği şehirlerde kimi vatandaşlardan tepki gören, azar işiten Erol Taş…

 

Kötü adam rollerindeki başarısının ceremesini bu şekilde çekiyor; filmlerdeki rolleri, karakterleri gerçeğin yerine koyan izleyicilerin kendisine ‘ateş püskürmelerine’ tebessüm ediyordu!

***

Deniz Baykal’ın ‘aslında ne yaptığını’ 1 Mart tezkeresinin reddedilmesi olayında…

 

Veya Erdoğan’ın siyaset yasağının kaldırılması esnasında fark edemeyenler, göremeyenler…

 

7 Mayıs 2010’daki kaset operasyonunun ardından Deniz Baykal’ın ‘farkına varmaya’ başladılar ama bu defa da ‘iş işten geçmişti!’

***

Kemal Bey’in CHP’nin başına getirilmesinden kısa bir süre sonra ‘CHP’ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yapmıştır!’ diyen…

 

İstanbul’un baronlarından İshak Alaton’dur!

 

(27 Mayıs 2010)

 

Bu sözler, baronların zurnasının ‘zırt’ dediği yerlerden birisidir.

 

On yıl önce Ankara’daki ABD Büyükelçisi’nin Deniz Baykal’a tezkereden dolayı kızgınlığını küfürlü bir ifadeyle ve ‘tehdit eden bir cümle kurarak’ dile getirmiş olmasını ‘maskelerin düştüğü’ işbu fotoğrafa ekleyiniz…

 

Baronlar tezkerenin reddedilmesinden dolayı öyle bir şoka girmişlerdi ki, hala daha o anı unutamıyorlar!