Türkiye’nin Mısır Büyükelçisini kovduran Amerika’dır

Türkiye’nin Mısır Büyükelçisini kovduran Amerika’dır
24 Kasım 2013 18:53

Türkiye’nin Mısır Büyükelçisini kovduran Amerika’dır

 

Tayyip Erdoğan’ın en son Rusya gezisinde devlet başkanı Putin’e söylediği ”senin ocağına sığındık;hadi bizi ‘Şanghay beşlisi’ne al da,şunlara rest çekip AB belasından kurtulalım” sözleri,çok büyük bir korkunun ve yıllar önce veri tabanı koordinatörü Cüneyt Zapsu’nun Amerikan ileri gelenlerine söylediği ”bu adamı deliğe süpürmeyin,kullanın” serzenişlerine istinaden artık ABD tarafından deliğe süpürülme vaktinin geldiğinin en önemli işaretidir.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Biz, bunun sonunda böyle olacağını biliyorduk ve kendisini dostça uyarıyorduk ama o bilgi fakirliği nedeniyle bunu bir türlü anlamıyordu veya anlamak istemiyordu,kişisel ve siyasal çıkarları nedeni ile.

 

Değerli okurlarım;bu yazımı okumadan önce benim bu konuda, 04 Şubat 2013 de yine bu köşede yazdığım ‘’OPORTÜNİST MAKYAVELİST TAYYİP ‘ŞANGHAY BEŞLİSİ’NE SIĞINMAK İSTİYOR’’ adlı makalemi öncelikle okumanızı istirham ediyorum ki,linkini hemen aşağıda veriyorum.

 

 http://www.halkinhabercisi.com/oportunist-makyevelist-tayyip-sanghay-beslisine-siginmak-istiyor

 

Amerika ve Batı dünyası diğer ülkelerle ilişkilerini hep kendi çıkarları üstüne kurarlar.

 

Ayrıca,özellikle ABD üçüncü dünya ülkeleri ile gelişmekte olan ülkelerde iktidara getirdikleri işbirlikçi uydu liderlerden hep kendilerine sadakatle bağlı kalmasını ve sürekli olarak onların çıkarları,direktifleri doğrultusunda çalışmasını isterler.

 

Çünkü ABD onların velinimeti ve ağababalarıdır.

 

Bunu yapmadıkları taktirde, bu işbirlikçi uydu sahte liderlerin sonu ABD tarafından çok acı bir tabloya büründürülmektedir.

 

Bakın,hemen yakın geçmişimizdeki bir olayı anlatarak gerçektende tarihin nasıl tekerrür edebileceğini aktaralım.

 

Adnan Menderes’i tıpkı Tayyip Erdoğan gibi iktidara getiren ve yine bugün AKP’de olduğu gibi üç dönem yüksek oy oranı ile seçimi kazanmasını sağlayan ABD’idi.

 

Ama, sonunda Menderes, ABD’nin diğer ülkeleri sömüren ve kaynaklarını kurutan emperyalist bir ülke olduğunu anladı ve o zaman ki diğer süper güç olan Sovyetler Birliği’ne yanaşmaya karar verdi.

 

Bu nedenle, 27 Mayıs 1960 darbesinden kısa bir süre önce Sovyetler Birliği’ne bir seyahat tertipledi Menderes.

 

Bugünkü Tayyip Erdoğan gibi ülke yönetiminden,dış politika bilgisinden,dünya dengelerinden,iki süper gücün ‘’oyun kurucu’’ rolleri ile diğer ülkelerdeki iktidara getirdikleri işbirlikçi uydu sahte liderleri bir ‘’piyon’’ olarak kullandıklarından bihaber olan Menderes,bunu ABD’nin yutacağını sandı.

 

O zaman artık ABD için ok yaydan çıkmıştı.

 

ABD,’’askeri cunta’’yı harekete geçirerek darbeyi gerçekleştirmiş ve Menderes’le birlikte üç bakanı idam edilmiş,birçok Demokrat Parti’li bakan ve milletvekili de her türlü çile ile birlikte hapishanelerde çürümüştü.

 

Aynen bugün Tayyip Erdoğan’da tıpkı Adnan Menderes gibi kendisini iktidar yapan ve bu iktidarını üç dönemdir en yüksek oy oranı ile her türlü dalavere,oy sayım sahtekarlığı ile koruyan ABD’ye madik atmaya kalkıyor ki,bu büyük bir cahillikten başka bir şey değildir.

 

ABD’yi öfkelendiren iki büyük hata,Tayyip Erdoğan’ın Çin’den füze alma girişiminde bulunması ve en son olarak Rusya Federasyonu’na yaptığı son gezisi ile birlikte Devlet Başkanı Putin’den Türkiye’yi ‘’Şanghay İşbirliği Örgütü’’ne kabul etmek istemesidir.

 

ABD’ye göre bu iki büyük vaka Tayyip Erdoğan’ın suyunun ısındığını göstermektedir ki,Rusya gezisi ile eşgüdümlü olarak Türkiye’nin Mısır Büyükelçisi’nin ‘’persona non grata’’ yani ‘’istenmeyen kişi’’ ilan edilerek ülkeden kovulmasının arkasında ABD vardır ve bizzat bu konuda kendisini korudukları Sisi’ye talimat verdiklerinden kuşku duymuyorum.

 

Zaten Amerikan medyasında belli süreden beri Tayyip Erdoğan aleyhinde yazılan makalelerle kendisine oy vermeyen Türk halkının gönlü alınmaya çalışılıyor.

 

Çünkü Tayyip Erdoğan’ın uyguladığı politikalar Türkiye’de ‘’Amerikan düşmanlığı’’nı tepe noktasına çıkarmıştır ki,ABD yaptırdığı araştırmalarla bunun ayırdındadır ve bu süper ülkeyi fevkalede üzmektedir.

 

Bugün geldiğimiz nokta itibari ile Tayyip Erdoğan yalnız bir adamdır.

 

ABD,Tayyip Erdoğan’a Mısır Büyükelçisi’nin kovulması ile birlikte artık ‘’Ortadoğu’’dan da kovuldun mesajı net bir şekilde verilmiştir.

 

Öncelikle şunu belirtelim ki,Türkiye’de yurtsever ulusalcılar hiçbir halkın düşmanı olmadığı gibi, Amerikan halkının da asla düşmanı değildir.

 

Yurtsever ulusalcılar emperyalizmin düşmanıdır.

 

İşte, ABD’nin kolundan tutup desteklediği Tayyip Erdoğan tipi işbirlikçi uydu suni liderler,tıpkı Türkiye’de olduğu gibi her ülkede Amerikan düşmanlığını maksimal seviyeye yükseltirler.

 

Bu nedenle ABD, Tayyip Erdoğan’ı desteklemekten de vazgeçmiştir.

 

Çok açık söyleyeyim;Tayyip Erdoğan hem Türk hem de Amerikan halkına büyük zararlar vermektedir.

 

Zaten şu bir gerçektir ki,kişisel çıkarları için ülkesi ve halkı adına ihanete varan ödünler veren kukla bir lider muhakkak işbirliği yaptığı süper güce de ihanet edecektir.

 

Gerçekten şu anda dünya da yalnız bir adam olan Tayyip Erdoğan teslim bayrağını çekmiştir.

 

Bunu nereden biliyoruz?

 

Mısır Büyükelçisi kovulduktan sonra gazetecilere verdiği demeçte ‘’siyasette her zaman dikleşmekten uzak durdum’’ sözleri ile başta Amerika olmak üzere tüm Ortadoğu’ya bir mesaj göndermiştim.

 

Neden sonra?

 

Bad-ül harabül-Basra.(Basra harap olduktan sonra)

 

Tayyip Erdoğan çok yakında Beşar Esad’a ilan-ı aşk ederse ve ‘’Esed’’ yerine ‘’Esad’’ı telaffuz ederse sakın şaşırmayın.

 

Çünkü bu onun oportünist,pragmatist ve makyavelist karekterinden kaynaklanan çok acıklı,etik dışı bir durumdur.

 

Şam’da ‘’Emevi Camii’’nde sabah namazını kılacak olan aslana bakar mısınız ne hallere düştü!

 

Amerika,Suriye konusunda hem Esad’la hem Rusya hem de İran’la anlaştı ki,bu pazarlıkta o ülkelerin liderlerince Tayyip Erdoğan’ın ‘’siyasal kellesi’’nin istendiğinden ve bunun süper güç tarafından kabul gördüğünden hiç kuşkum yoktur.

 

Çünkü ABD nükleer enerji konusunda da İran ile gerçekten dünyayı şaşırtan ve bu arada İsrail’i kızdıran radikal bir anlaşmaya imza atmıştır.

 

Cahillik ve ihtiras Tayyip Erdoğan’ın sonunu hazırlamıştır.

 

Devlet yönetimini İETT işçiliği ile karıştırmıştır.

 

Düşmanlarını yanına çekebilmek için dostlarını ihmal edip bir kenara atmış,düşmanlarına yaklaşmıştır.

 

Daha sonra düşmanın kalleşliğini anlayıp,dostlarına döndüğünde onların kendine küstüğünü ve yanından uzaklaştığını fark etmiştir.

 

Tayyip Erdoğan’a tam uyan yukarıdaki sözler yaşadığı deneyim nedeni ile Abbasi halifesi Ebu Müslim-i Horasani’ye aittir ve çok acı gerçeklerdir.

 

Bugün kral çıplaktır ve Tayyip Erdoğan çok acı yalnızlığı ile titreyerek akıbetini beklemektedir.

 

Şimdiye kadar Kürtçülüğün lehine olarak yaptığı Türk düşmanlığı Tayyip Erdoğan’ıkurtarmadığı gibi bu saatten sonra tevbe edip Türklüğe sığınsa bile ilginç akıbetini asla kurtaramayacaktır.

 

İçte ve dışta artık Tayyip Erdoğan nefret edilen bir adamdıri

 

‘’Nefretin kök salması,tıpkı kötü un gibidir;yok edilmesi zordur’’ der ve çok haklıdır.

 

Doğu ekspresine bileti ABD tarafından kesilen Abbas yolcudur.

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!