TSK’nın sırtındaki çok ağır yük

TSK’nın sırtındaki çok ağır yük
28 Haziran 2015 17:36

Şurası açık ki, ülke denilen toprağın fiziki yükü her zaman Türk Silahlı Kuvvetleri’nde oldu ve bu hala da aynen böyle.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Bu, başımıza musibet olarak verilmiş Hükümet’in 2008’li yıllarından itibaren orduya saldırması üzerine orduların AB ülkelerindeki durumunu didiklemiş ve çok sayıda Avrupalı ile de konuşmuş, ayrıca onların bu alandaki yasalarına bakmıştım.

 

Tüm ülkelerde ülke topraklarının savunması, korunması ve iç karşılıklıklarda ülkenin fiziki bütünlüğünü koruma görevi hep ordularda.

 

Ve, AB ülkelerinin hiyerarşide en yüksek istihbarat ağı da ordularda.

 

Bu her ülke için aynı olan bir durum ancak bizde özel bir durum var.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda Tayyip Erdoğan tarafından son yıllarda yarattığı uluslarası hukuk sistemine de uzanacak olan Suriye iç savaşı ve buna bağlı olarak Türkiye’nın sınırlarının hemen yanıbaşında (800 metre kadar yanı başı mesela) oluşan savaş durumundan kendisini kurtarmak ve bir ihtimal de seçim durumlarını ortadan kaldırmak ve ülkede olağanüstü durum oluşturmak için TSK’yı Suriye’nin içine yollamak arzusu.

 

Basına yansıyan ve son 3 gündür yalanlanmayan ve doğru olduğu belli olan haberlere göre Tayyip Erdoğan TSK’ya, “Oraya gir” diyor, Genelkurmay buna yumuşak söylemlerle de olsa, gerekçe göstererek direniyor.

 

TSK bu direncinin önümüzdeki dönemde de herşeye rağmen sürdürecektir, kanaatim bu yönde.

 

Ayrıca…

 

Bizim sınırımızın 800 metre ötesinbe kadar uzanan durumu çözebilmemiz için…

 

1-Mevcut durumu yaratmış olan ve tüm çevre ülkeleri tarafından düşman gözüyle bakılan Hükümet iktidarının son bulması; düşman gözüyle bakılan bir hükümet çevre barışının sağlanmasında haliyle partner olarak kabul görmez zaten

 

2-7 Haziran seçimlerin sonuçları Tayyip Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun Suriye politikasına bir veto idi, dolayısyla bunların dediğine göre şekillenemez artık bu işler

 

3-Yeni bir hükümetin derhal bir deklarasyon yayınlaması ve Türkiye’nin son yıllardaki dış politikasının yanlış, Türkiye’nin tüm Cumhuriyet yılları politikaları ile taban tabana zıt olduğunu ve şimdi bu durumun düzeltilmesi ve komuşularla iyi ilişkiler konusunda kararlı olunduğuna vurgu yapılması gerekir

 

4-Yeni bir hükümet kurulana veya olursa erken seçim sonuçlanana kadar yapılabilecek tek şey Türkiye sınırları içinde çok yoğunluklu bir güvenlik bölgesi oluşturmak ve sınırın hemen yanıbaşına dair uluslararası hukuk kurallarının izin verdiği ölçüde müdahale etmek

 

5-Bir koalisyon kurulduktan veya bir erken seçimden sonra ise, bu bu bölgelerdeki güvenliği tek başımıza sağlayamayız. Bunu çevre ülkelerle işbirliği içinde, bu durumda da bilhassa Suriye ile işbirliği içinde yapabiliriz.

 

Bu arada; bu konulara dair ben genel çizgilerde ve prensiplere bağlı olarak yazıyorum, gizli bilgileri ve birtakım detayları bilmediğimiz için herşeyi dışardan yorumlamak zor.

 

Ancak şurası çok belli ki, Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda iki çapraz arasında.

 

Bir yandan siyaasete müdahale ediyor algısı yaratmamak için Tayyip Erdoğan’ın ve adamı Davutoğlu’nun emirlerine uyma durumu, öte yanda varoluş amacı olan vatan topraklarını koruma durumu.

 

CHP ve MHP bu konuda neden daha aktif konuşup, ülkenin siyasi olarak ufkunu açmıyor, yol gösterici olmuyor bunu da anlamak mümkün değil.

 

Söylesenize, net konuşsanıza Allah aşkına, bir ülkenin siyasi güvenliği siyasetin konusu değil de, neyin konusu…

 

Üstelik bu halk verdiği oylarla Hükümetin Suriye politikasını cezalandırmışken ancak batıdakiler rahat içinde yaşadığı için durumun çok daha az farkındayken…

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Demek ki bir değişiklik yok
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor
Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu