Elindeki medya kuruluşlarını birbir satan Doğan neyi hedeflemektedir? Star kar etmesine rağmen neden elinden çıkarttı? Habertürk yazarı Yavuz Semerci konuyu bugünkü köşesine taşıdı…

 

Habertürk gazetesi köşe yazarı Yavuz Semerci, Aydın Doğan’ın Star TV’yi satışının ardındaki nedenleri ve kanalın satışının sektördeki dengeleri nasıl değiştireceğini yazdı. İşte Semercioğlu’nun bugünkü yazısı…

 

Yavuz Semerci/ Habertürk

 

Star TV’nin satışı sektörde dengeleri değiştirecek mi?

 

Bu satışın benim için en önemli mesajı, Doğan Grubu’nun son 10 yılda yazılı ve görsel alanda ağırlığını artıran operasyonların artık bittiğini (müjdelemesi) tescil etmesidir. 

 

Doğuş Grubu’nun ağırlığını koymasıyla televizyon piyasasının daha dengeli ve rekabetçi bir yapıya kavuşacağını öngörüyorum.

 

Hemen herkes Doğan Grubu’nun Star TV’yi kaça alıp, kaça sattığına odaklanmış durumda.

 

2005 yılının sonunda 306 milyon dolara satın alınan Star TV (Işıl TV) 327 milyon dolara satılmış. Satışa konu olan rakamın 151 milyon doları nakit, geri kalan 176 milyon doları da 2 yıl vade ile ödenecek. Vade farkı dikkate alındığında Doğan grubu neredeyse aldığı fiyata satmış görünüyor.

 

Ancak Star’ın Doğan Grubu’na katkısı sanılanın aksine olağanüstüdür… Grubun reklam gelirlerine yaptığı katkı inanılmazdır.

 

Grup, bu kanal sayesinde Türk reklam piyasasının neredeyse tek hakimi olmuştur.

 

Aslında ileride Doğan Grubu üzerine çalışma yapacakların daha net olarak ortaya koyacağı bir iki gerçeğe kısaca değinmek gerekir.

 

Doğan’ın basın sektöründeki satın almalar ve yıkıcı yaklaşımlarıyla AK parti’nin siyasal pozisyonunu güçlendirmesi arasında yakın ilişki vardır.

 

Doğan Grubu’nun Erdoğan hükümetlerine verdiği güçlü destek en yakın rakibi Sabah’ın devre dışı kalması ve Star TV satın alma süreçleridir.

 

Sabah ve atv’nin TMSF yönetimine geçmesi ve Star’ın ihaleden satın alınmasına kadar süreç, AK Parti ile Doğan Grubu arasındaki balayı dönemidir. Her iki tarafında kazançlı çıktığı bir dönem. Uzan ve Bilgi ailelerinin devre dışı kalması ve Sabah’ın kontrolünün hükümete yakın gruba tesliminin ardından bu balayı bitmiş ve taşlar yeniden karılmıştır. Erdoğan, Doğan’ın yol arkadaşlığını ”geçici” olarak kabul ettiğini (peş peşe gelen vergi cezalarıyla) göstermiştir.

 

***

 

Sabah ve atv’nin (2001 yılında) neredeyse batma noktasına gelmesi, sonra Turgay Ciner eliyle toparlanması ve ardından TMSF’nin el koymasıyla tekrar belirsizlik yaşamasıyla sonuçlanan yıllarda Doğan Grubu Hürriyet ve Kanal D ile reklam pastasındaki payını artırdı. İktidar da kendisine şüpheyle yaklaşan kesimlere kendini anlatma ve ikna etme imkanı sağladı. Türkiye’nin iki büyük grubuna ait kanallar ve gazeteler (Sabah, Hürriyet, Kanal D ve atv) iktidarın alternatifsizliğini gösterme yarışına girdi.

 

Siyasal cephede bunlar olurken Doğan Grubu’da piyasa hakimiyetini ele geçiriyordu.

 

Sabah’ın boşalttığı pazara nüfus eden (yazılı basın reklam gelirlerindeki değişimi o kadar çok yazdım ki… Eğer yine de yaz derseniz bir başka gün aktarırım) Doğan
Grubu, Star TV’yi aldıktan sonra vardığı noktayı özetleyeyim.

 

2005 yılında Türkiye’deki t oplam TV reklam pastası 1 milyar 200 milyon TL. Star’sız Doğan Grubu’nun payı 239 milyon TL. Yani TV reklam pastasındaki payı yüzde 19.9…

 

2010 yılına gelindiğinde TV reklam gelirleri neredeyse 2 milyar TL’ye ulaşmış durumda.

 

Son 5 yılın ortalaması alındığında Star TV ile birlikte Doğan Grubu’nun TV reklam pastasından aldığı pay yaklaşık yüzde 45’in üzerine çıkmış durumda. Star TV reklam pastasından aldığı payı artırmadı tam aksi Kanal D’nin arayı açmasını sağladı. (Nasıl olduğu da uzun hikaye onu da bir başka yazıya saklayayım.)

 

Star TV, sanırım yüzde 9 civarındaki bir reyting ile gruba katılmıştı. Bu oran bir aşağıya iki yukarıya göre değişti. Ve Star, grubun Kanal D’si ile rakiplerinin arasında konumlandırıldı.

 

Nasıl, Vatan Gazete’sinin doğması ve Sabah’ın parçalanma süreci Hürriyet’e yaradıysa, Star da Kanal D’yi büyüterek görevini tamamladı..