Siyasi düello da silahlı düello gibidir

Siyasi düello da silahlı düello gibidir
8 Aralık 2013 19:52

Siyasi düello da silahlı düello gibidir

 

Türk Dil Kurumu sözlüğü düello sözcüğünü ”1-İki kişi arasında,tanıklar önünde yapılan silahlı vuruşma.2-İki kişi arasında tanıklar önünde yapılan sözlü atışma.3-İki siyasi,ekonomik güç arasındaki çatışma.” tümceleriyle üç farklı şekilde tanımlar.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Tabii ki,Recep Erdoğan ile Cemaat arasındaki şimdilik yukarıda verdiğim ikinci tanıma uygun bir şekilde düello devam ediyor.

 

Peki, bu düello çeşidi iki taraftan birine kesin bir zafer getirir mi?

 

Asla böyle bir kesin sonuç getirmesi ve bir tarafın zafere ulaşması olası değildir.

 

Bu sözlü düellonun tek bir sonucu olabilir.

 

O da her iki tarafı yorarak total enerji kaybettirmesi,yorgunluk sonucu hantallaştırarak,tabir yerinde ise yatağa mahkum etmesidir.

 

Aynı zamanda kendilerini seven ve peşlerinden giden kitleler arasında prestij kaybına neden olur ve bir süre sonra nefret duyguları başlar.

 

Bilinen düellonun tek bir tanımı vardır ve kesin sonuç alıcıdır.

 

Yazının başlığında belirttiğimiz gibi ‘’siyasi düell’’ ile ‘’silahlı düello’’ nun yapılış şekli itibari ile aynı kategoriye girmesi ve yönteminin aynı oluşudur.

 

Nedir bu yöntem?

 

‘’Silahlı düello’’da iki taraf karşı karşıya gelir, en hızlı şekilde, seyreden tanıklar önünde tabancalarının tetiğine basarak birbirlerini yok etmeye çalışırlar.

 

Hangi taraf bir saniye önce tetiğe basarsa rakibini veya hasmını yok eder.

 

Ve, artık devam ettiği yolda karşısında bir güç veya otorite kalmamıştır;önündeki engel kalkmış,son hızla hedefe giden çalışmalarına devam etmeye başlamıştır;hızlı davranan taraf.

 

Bu düello çeşidi,daha çok parasal ve çıkar amaçlarına dayalı mafyasal yapılarda oluşur,tanıkları da kendi içlerindeki adamlarıdır;hangi taraf ‘’tahtalı köyü’’ boylarsa onun adamları karşı tarafa geçer.

 

Şimdi,Recep Erdoğan ile Fethullah Gülen arasındaki şu anda hüküm süren söz ve güç gösterisi yarışmaları ancak ‘’siyasi düello’’ ile bitebilir.

 

Şimdi yaptıkları nedir?

 

Güçlerini,zaaflarını,açık noktalarını araştırma ve birbirlerine yoklama çektikleri bir dönemdir.

 

Her iki taraf da kendi güçlerinden emin oldukları ve zarar görmeyecekleri zamanı yakaladıkları an son hızla birbirlerinin işini bitireceklerdir.

 

Ama her iki tarafında bilmediği bir şey vardır; “siyasi düello”da ki,bu düellonun tanığı tüm kamuoyudur.

 

Yani,hangi taraf siyasal tetiğe erken basarsa kamuoyu onun tarafına geçer.

 

Çünkü,kalabalık yığınlar güçten yanadır.

 

O da, zaman fazla uzatıldığı taktirde her iki kesiminde zarar göreceği muhakkak ama Recep Erdoğan’ın siyasi kavga yeteneğinin çok fazla olduğuna ve Cemaati, dershaneler konusunda iki yıllık süre vererek kış uykusuna yatırmaya çalıştığına, en gafil anlarında onları bitirici kesin darbeyi indirmek istediğine adım gibi eminim ki,son günlerde basında yer alan Emniyet’te yapılması planlanan ‘’altın vuruş’’ dedikleri operasyon bu amaçla kurgulanmıştır.

 

Bakınız,benim yine bu sütunda 11 Nisan 2013’de yazdığım,linkini aşağıda verdiğim‘’BAŞBUKALEMUN’’ adlı makalem, Recep Erdoğan’ın mücadele ve kavga yöntemini en iyi şekilde anlatır ki,kendisini hedef almadan geçmişte genel anlamda yazdığım bu düşüncelerimi bir daha okumanızda,bilhassa Cemaat mensuplarının okumasında oldukça yarar görüyorum.

 

http://www.halkinhabercisi.com/basbukelamun

 

Peki,Recep Erdoğan’ın bu tarz siyasi kavga yöntemine karşı çare ne olabilir?

 

Eğri oturup,doğru konuşalım;’’siyasi düello’’da da aynen ‘’silahlı düello’’ da olduğu gibi el çabukluğundan ve en az bir saniye önce davranmaktan başka çare yoktur.

 

Cemaat mensuplarının,medyadaki temsilcileri zaman zaman,elimizde seninle ilgili önemli dökümanlar var;bu nedenle inadından vazgeç türü ‘’aba altından sopa gösterme’’ şovlarının Recep Erdoğan’a sökmeyeceğini,onu iyi tanıyan birisi olarak ilgili herkese haber vereyim.

 

Bu nedenle ‘’altın vuruş’’a hazırlanan Recep Erdoğan’ı tek durduracak uygulama ‘’altın nesil’’ yetiştirme iddiasındaki Cemaat’in ‘’altın nesli’’nin elinde bulundurduğunu ima ettiği onun aleyhindeki dökümanlar ile Mehmet Baransu gibi bunu açıktan söyleyenlerin olduğu,bu konuda trans haline geçmiş bir topluluk ancak siyaseten onu bitirecek belgelerin,dosyaların,kasetlerin vs. olduğu ‘’dökümanlar tetiği’’ne bastığı anda oluşur.

 

Zaten ‘’altın vuruş’’ tanımlaması Recep Erdoğan’ın,Cemaatin ‘’altın nesil’’ idealini yıkmak için bir göndermeden başka bir şey olmadığını hemen haber vereyim.

 

Doğanın yasasıdır, hangi koşullar altında olursa olsun ilk yumruğu vuran kazanır.

 

Siyasette de ilk darbeyi rakibine indirenin kazanacağı durumda aynı yasaya tabidir.

 

‘’Siyasi düello’’nun yasası işte böyle bir şeydir;ya bir saniye önce davranır idealini devam ettirirsin ya da bir saniye geç kalır,ebediyen yok olursun.

 

Biz de AKP-PKK koalisyonunun Apo’lu Eşbaşkanı Recep’in Türkiye’yi getirdiği bölünme noktası nedeniyle siyaseten bitmesini istiyoruz.

 

Bu adam bittiği taktirde AKP-PKK ebediyen bitecektir.

 

Bu nedenle aşağıda linkini verdiğim ve 16-Mart-2013’de yazdığım ‘’ÇOBANI VURUN, KOYUNLAR DAĞILACAKTIR’’ makalemi bir daha okumanızı özellikle istirham ediyorum.

 

http://www.halkinhabercisi.com/cobani-vurun-koyunlar-dagilacaktir

 

TÜRK DÜŞMANI TARİHÇİ MÜSVEDDESİNE BİR YANIT

 

Geçenlerde bir televizyon kanalında eski Türk Tarih Kurumu başkanı şimdi MHP Kayseri milletvekili olan Profesör Dr.Yusuf Halaçoğlu’nun karşısına yine tarihçi sıfatı ile çıkan ve günlük bir gazetede köşe yazan ama Türkler için attığı iftiralarla bol keseden sallayan(başka alanlarda da nasıl salladığını doğrusu çok merak ediyorum) bir karı çıkmıştı.

 

Bu olay karı, tarihin seyri içindeki önemli Türk düşmanlarından birinin sözleri ile Türkler’in ne kadar kötü bir ırk olduklarını anlatıyor ve yine kendisi gibi bu Türk düşmanının ağzından iftira ile güya Hz.Muhammed’in ‘’Türkleri bulduğunuz yerde öldürün’’ necasetlerini sıralıyordu.

 

Buna karşın Yusuf Halaçoğlu Hz.Muhammed’in ‘’İstanbul muhakkak fethedilecektir.Onu fetheden komutan ne güzel komutan,Onu fetheden asker ne güzel askerdir’’ hadisini hatırlattı.

 

Bol keseden sallayan bu tarihçi karı bu defa ‘’Ne biliyorsun o sözleri Hz.Muhammed’in söylediğini,belki İstanbul Türkler tarafından alındıktan sonra uydurulmuştur’’ yanıtını verdi.

 

Sanıyorum,Yusuf Halaçoğlu bu hadisin hangi kitapta geçtiğini bilmediği için ne zaman derlendiğini de doğrusu bilmiyordu,dolayısı ile bu tarihçi karı karşısında sadece bu noktada tökezledi.

 

Şimdi bu bol keseden sallayan karıya ben yanıt veriyorum: Bak bol keseden sallayan karı,bu hadis ‘’Hanbeli mezhebi’’nin kurucusu Ahmed bin Hanbel’in ‘’Müsned’’ adlı kitabında geçmektedir ve bu din bilgini 781-855 yılları arasında yaşamıştır ki,bunu 74 yıllık ömrü içerisinde orta yaşlarında kitabına Peygamber sözü olarak aldığını düşünürsek İstanbul’un Türkler tarafından fethinden en az 650 yıl önce tespit edildiği ortaya çıkıyor ki,bu da Peygamber’in vefatından yaklaşık,aynı hesabı uygularsak 220 sene sonraya tekabül ediyor.

 

Şimdi bu bol keseden sallayan karıya soruyorum;Türkler’i öven bu hadisin Ahmed ibni Hanbel tarafından Peygamber sözü olarak ‘’Müsned’’ adlı kitabına alışını tarih itibari ile kıyaslarsak Hz.Muhammed’in vefatından sonraki 250 yıllık zaman mı uzun yoksa,bu hadisin derlenişinden sonraki İstanbul’un fethinin gerçekleştiği 650 yıllık zaman mı uzun?

 

Bol keseden sallayan karı,bundan sonra senin tarih adına söyleyeceğin hiçbir şeyin kıymeti yoktur.

 

Çünkü hep sallıyorsun.

 

Türk ulusu senin sallamalarını yemez.

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!