Mahkeme heyeti Sarısülük Davası’ndan çekildi!

Mahkeme heyeti Sarısülük Davası’ndan çekildi!
2 Aralık 2013 15:38

Ethem Sarısülük’ün ölümüyle ilgili davaya bakan mahkeme heyetinin iddianame okunurken uyukladığının yer aldığı görüntüler şok etkisi yaratmıştı. Ardından gelen haber ise daha da şaşırttı. Mahkeme Heyeti davadan çekildiğini açıkladı.

 

Ethem Sarısülük’ün ölümüyle ilgili davaya bakan Ankara Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, davadan çekildiğini açıkladı.

 

Ankara’daki Gezi Parkı odaklı olaylarda Ethem Sarısülük’ün ölümüne ilişkin polis memuru Ahmet Şahbaz’ın, “meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan yargılandığı davanın üçüncü celsesi bugün başladı.

 

Hakim ve savcının mahkemede uyukladığı iddia edilen görüntüler sosyal medyada paylaşıldı:

 

11

 

22

 

Şahbaz’ın, Şanlıurfa’daki kimlik tespitinin ardından Sarısülük ailesinin avukatlarından Kazım Bayraktar, Şahbaz’ın ilk celseye perukla geldiğini hatırlattı. Bayraktar, “Gelen kişinin gerçek sanık olup olmadığını bilmiyoruz. Dosyada fotoğrafı yok. Kimlik fotokopisini görmek istiyoruz. Bir de TC kimlik numarasının kontrol edilmesini istiyoruz. Tasdikli fotoğrafı dosyada var mı?” diye sordu.

 

Mahkeme heyeti, sanığın kimliğinin tespit edilip, elektronik imzayla mahkemeye gönderileceğini belirterek, sanığın fotoğrafı ile kimliğinin fotokopisinin mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar verdi.

 

Şahbaz, kimlik tespiti sırasında ikamet adresinin sorulması üzerine, sabit adresinin olmadığını söyledi.

 

Müşteki avukatlarından Murat Yılmaz, duruşma salonundaki güvenlik görevlilerinin silahlarının bulunduğunu belirterek, güvenlik güçlerinin silahlarını çıkarmalarını talep etti.

 

Mahkeme Başkanı Afak İlleez, bu talebi dikkate almayarak, iddianamenin okunmasına geçileceğini söyledi.

 

Avukat Yılmaz’ın, ısrarı üzerine Başkan İlleez, iddianamenin okunması aşamasına geçildiğini tekrarladı ancak tepkilerin ardından talep tutanağa geçirildi. Talebe ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Şahin, güvenlik görevlilerinin duruşma salonundaki herkesin güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu, mahkemenin de görevlileri, güvenliği sağlamak adına çağırdığını ifade ederek, duruşma salonundaki güvenlik görevlilerinin silahlarını çıkarması talebinin reddini istedi.

 

Şahin, sanık Şahbaz’ın peruk ve takma bıyıkla gelip gelmediğinin tespitine ilişkin talep konusunda da bunun, Şanlıurfa’daki görevlilerce tespit edilip, mahkemeye bildirmesini talep etti.

 

Mahkeme heyetinin taleplerin reddine karar vermesinin ardından iddianamenin okunmasına geçildi.

 

-Savunma

 

Sanık Şahbaz, okuma tamamlandıktan sonra başladığı savunmasında, ayrıntılı yazılı savunmasını mahkemeye vermek istediğini bildirdi ve “Yazılı savunmamı tekrar ediyorum. Yazılı savunmam dışında konuşmak istemiyorum” dedi.

 

Mahkeme Başkanı İlleez’in talimatı üzerine Şahbaz yazılı savunmasını okudu.

 

Şahbaz, savunmasında, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde 2011’de görev yapmaya başladığını, olay günü kalkancı olarak görev yaptığını, Güvenpark’ta havuz başına gittiklerini ifade etti. Gruptaki diğer polislerin kalkancıların arkasında konuşlandığını belirten Şahbaz, çeşitli yerlerden üzerlerine taş, demir bilye ve torpil atılmaya başlandığını söyledi.

 

Bunu gören Güvenpark’taki grubun da polise saldırmaya başladığını savunan Şahbaz, şöyle konuştu:

 

“Bazıları kalabalığı tahrik edip, bize saldırtmaya çalışıyordu. Sapanla demir bilye atanlar da vardı. Kalkanı başımıza taş gelmemesi ve arkadaki grubu korumak için tutmaya çalışıyorduk. Ellerindeki flama ve sopalarla da vuruyorlardı. Göstericilerle aramızdaki mesafe iyice azaldı. Yakın mesafeden saldırılar devam ederken bir yandan geri çekilmeye çalışıyorduk. Beton koltuklar çekilmemize engel oldu. Polislerin bir kısmı yere düştü. Bazı arkadaşlarımız da kalkanları düşürdü. Yere düşen polislere saldırıldı. Kalkancılar olarak arkamızdaki grup çekildikten sonra biz de parktan en son çıkmaya çalıştık. Her yönden saldırılarını sürdürdüler. Parkla kaldırım arasında yaklaşık yarım metre yükseklik farkı vardı. Elimdeki kalkan parkın içine düştü, ben de parkın dışına sırt üstü düştüm. Bir göstericinin hamle yaptığını gördüm. Yerdeyken göstericilerin beni öldüreceğini sandım, içimden ‘işim bitti’ dedim. Bir an önce oradan kaçmak için hamle yaptım. Bir göstericiye tekmeyle vurdum. Vurmasaydım o yanıma gelerek, diğer grubun beni linç etmesini sağlayabilirdi. O sırada diğer göstericilerin üzerime gelerek, taş atmaya çalıştıklarını gördüm. Yerden kalkarken korkuyla silahımı çektim. Kaçma fırsatı yaratmak için tabancamın namlusuna mermi sürdüm. Amacım uyarı ateşi yapmaktı. Bir taraftan uyarı amacıyla ateş ederken, bir yandan da gösterici gruptan kaçmaya çalışıyordum. Üç el ateş ettim, sonra da uzaklaştım. Hedef alarak ateş etmedim”