“Depreme dayanıksız” olduğu gerekçesiyle yıkılma kararı verilen Sami Ulus Çocuk ve Kadın Sağlığı Hastanesi’nin yerine inşa edilecek hastanenin ihalesi yapıldı.

 

 
Sağlık Bakanlığı’nın Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışı sonrası kapatmaya karar verdiği Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim-Araştırma Hastanesi’nin kapısına kamuoyu tepkisi nedeniyle kilit vurulmamıştı. Ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, depremler sonrası yapının “depreme dayanıksız” olduğunu iddia ederek yıkılacağını ve yerine yeni hastane yapılacağını duyurmuştu.

Cumhuriyet’ten Merve Kılıç’ın haberine göre Bakanlığın deprem bölgesine öncelik vermesi gerekirken bir yıldır hizmet veremez duruma getirilen hastanenin yerine yapılacak 300 yataklı hastanenin ihalesi imzalandı. Deprem felaketi nedeniyle afet bölgesindeki Sağlık Bakanlığı’na ait 27 hastanenin ağır ve orta hasarlı, 75 hastanenin ise az hasarlı olmasına karşın bölgedeki hastane ihaleleri beklerken Ankara’da işler vaziyette olan bir hastanenin depreme dayanıksızlığının gerekçe gösterilerek yıkılıp yeniden yapılması tartışmaya neden oldu.

6 Şubat depremi sonrası onaylanan ihalelere bakıldığında Hatay’da dört hastane için toplam bin 250 yatak ihalesi onaylanırken, Osmaniye’de bir hastane için toplam 100 yatak ve 20 ünite ihalesi onaylandığı ortaya çıktı. Ankara da ise depremler sonrası üç hastanenin yeniden yapım ihalesi onaylanırken bu hastanelerin toplam yatak sayısı 1500.

 

 

‘KAN DAVASINA DÖNDÜ’

 
Cumhuriyet’e konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya, “6 Şubat’tan itibaren bu ülkenin gündemi deprem. Ancak sadece bir güçlendirme ihalesi yapılmış. Ankara’da ise deprem bölgesindeki bir ilde tek hastane için yapılan yatak ihale sayısından daha fazla yatak ihalesi yapılıyor” dedi.

Üç hastanenin yeniden yapım maliyetinin toplam 7 milyar lira olduğunun altını çizen Yalçınkaya, “Depremden sonra 12 bin küsur yatak ihalesi gerçekleşti. Bunun yüzde 10’unun Ankara için yapılması dikkat çekici. Ciddi anlamda yerindelik sorunu ve yozlaşma var. Bakanlık, Ankara’daki bu üç hastane konusunu kan davasına çevirdi. Bürokrasiyle siyaset iç içe girmiş durumda. Bu yüzden şirketlere hesap sorulamıyor” diye konuştu.