Poyrazköy davasında karar! KUMPAS

Poyrazköy davasında karar! KUMPAS
2 Ekim 2015 17:09

Kafes eylem planı”, “Amirallere suikast”, ÇYDD ve ÇEV yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştiği, “Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat” davasında sanıkların tamamı beraat etti. Türkan Saylan da davanın sanıkları arasındaydı.

 

 

“Kafes eylem planı”, “Amirallere suikast”, “Gölcük’te ele geçirilen belgeler” ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştirildiği 84 sanıklı “Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat” davasında mahkeme heyeti, üzerilerine atılı suçu işlemedikleri gerekçesiyle 83 sanığın beraatına, kovuşturma sürecinde hayatını kaybeden bir sanıkla ilgili davanın da düşürülmesine karar verdi. Türkan Saylan’ın da davanın sanıkları arasındaydı.

 

 

Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu’nda görülen duruşmada kararını açıklayan mahkeme, aralarında emekli Binbaşı Levent Bektaş, emekli Tuğamiral Şafak Yürekli ve ÇEV eski Başkanı Gülseven Yaşer’in de bulunduğu 83 sanığın atılı suçları işledikleri sabit olmadığından beraatlarına karar verdi. Mahkeme, sanıklardan eski SAT Komandosu Deniz Kıdemli Başçavuş Saadettin Doğan’ın vefat etmesi sebebiyle hakkındaki davanın düşmesine karar verdi. Mahkemenin kararını açıklamasının ardından sanıklar ve avukatları ayağa kalkarak, mahkeme heyetini alkışladı.

 

 

SAHTE DELİL ÜRETENLERE SUÇ DUYURUSU

 

 

Mahkeme heyeti öte yandan adli tıp rapor içeriklerine göre, soruşturma aşamasında hukuka aykırı delil toplayan, arama ve el koyma kararları veren, sahte delil üreten, kişi ya da kişiler hakkında gereğinin yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.

 

 

70 TUTUKSUZ SANIK KATILDI

 

 

Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu’nda görülen duruşmaya aralarında emekli Binbaşı Levent Bektaş, emekli Tuğamiral Şafak Yürekli ve ÇEV eski Başkanı Gülseven Yaşer’in de bulunduğu 70 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı. Çok sayıda izleyicinin de salonda bulunduğu davada Mahkeme Başkanı Selçuk Kaya, Cumhuriyet Savcısı Sezai Öztürk’ün 18 Eylül 2015 tarihinde esas hakkındaki mütalaasını verdiğini belirterek mütalaayı okudu.

 

 

SAYLAN’IN AVUKATININ SÖZLERİ ALKIŞLANDI

 

 

Duruşmada söz alan ÇYDD avukatı Hüseyin Karataş, “Bu sahtecilikleri yapanlara herkes lanet ediyor ama ben bir yerde teşekkür ediyorum. Hukuka aykırı bir delili dosyaya koydular. Türkan Saylan’ın avukatı Hüseyin Karataş ile yaptığı konuşmaları delil olarak dosyaya koydular. Ben bu konuşmaları istesem bir daha yapma imkanına sahip olamadığıma göre hukuka aykırı elde edilen bu konuşma kayıtlarının tarafıma verilmesini istiyorum” dedi.Bu sözler salondaki izleyiciler tarafından alkışlarla karşılandı.Bir kısım sanıkların avukatı Kemal Yener Saraçoğlu ise, “Müvekkillerimizin uğradığı zararlar hakkında tazminat haklarının bildirilmesine ve sahtecilikleri yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini talep ederiz” şeklinde konuştu.

 

 

Emekli Binbaşı Levent Bektaş’ın avukatı Celal Ülgen de, “Bu üretilmiş delilleri geçersiz olduğunu bile bile yargılamaya devam eden yargıçlardan başta Mehmet Karaba olmak üzere Vedat Abdurrahmanoğlu, Mehmet Erdoğan haklarında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz” diye konuştu.Sanıklardan Behçet Altıntaş’ın avukatı Kemal Timur, “Savcılığın beraat mütalaasına katılıyor ve tüm sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi. Yanlışlıkla cezalandırılma cümlesini kuran avukat Timur yanlışını düzeltti ve bu durumu salondaki izleyiciler gülerek takip etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı “Biz yanlış söylediğinizi anladık” dedi ve bu cümle de salondaki izleyicileri güldürdü. Diğer sanık avukatları da sanıkların beraatlarını talep etti.

 

 

ÇOCUKLAR OKULA GİTSİN DİYE…

 

 

Duruşmada son sözü sorulan sanıklardan Filiz Meriçli, “Ülkemin her köşesindeki çocuklar okula gitsin, okula gitmeyen kız çocuğu kalmasın diye çalıştım. Hiçbir suç işlemedim. Beraatımı talep ederim” dedi. Sanıklardan Ömer Sadun Okyaltırık, “Ben bu vesileyle adaletin sonunda tecelli ediyor olmasından son derece mutluyum. Hiçbir hesaplaşma Türkiye’de Atatürk sevgisinin yerini almasın” diye konuştu.

 

 

BİR KADIN KRİZ GEÇİRDİ

 

 

Sanıklardan Ali Türkşen söyleyecek çok sözü olduğunu belirterek, “Ben hangi suçu işledim de kanunda yazmadığı için beraatımın isteniyor anlamadım. Bir komplo eseri buradayım. Beraat talep etmiyorum taktiriniz neyse lütfen onu verin. En ufak bir şüpheniz varsa lütfen ceza verin. Bu davada bir çok heyet gördük. 2010 yılında ilk duruşma yapıldı. Ama siz bir seferde konuya vakıf oldunuz. 5 sene boyunca etimizle tırnağımızla kazıya kazıya sahteciliği ortaya koymak istedik. Kimseyi inandıramadık. Bu davada 5 senedir yanlışları görmeyen hakimler hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Sağlığımız, sinirimiz, her şeyimiz gitti. Silah arkadaşımız Ali Tatar ve Sadettin Doğan şuan burada değiller, bu davadaki komplocular yüzünden” dedi.

 
Bunun üzerine bir kadın izleyici “Ali burada, ruhu bizi izliyor” diye bağırdı. Türkşen’in savunmasına devam ettiği sırada aynı kadın izleyici, “Ali’nin katilleri hesap versin. Kardeşimin katilleri hesap versin. Burada da mahşerde de bitmeyecek” diye bağırarak sinir krizi geçirdi. Mahkeme Başkanı kadının sakinleştirilmesini isterken duruşmadaki bazı sanıklar ve izleyicilerin ağladığı görüldü.

 

 

‘VATAN SAĞOLSUN’

 

 

Türkşen’in ardından söz alan Levent Bektaş yargılama sürecinin 6 yıl önce başladığını ifade ederek, “İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde başlayan maceranın sona ereceğini burada yaşayacağız. Söylediklerimizin hep arkasında olduk. Yapmadığımız suçlarla itham edildiğimiz ve 5 yıl yattığımız ceza sürecinde ben kendi adıma vatan sağ olsun diyorum. Beraatımı istemiyorum, takdirinize bırakıyorum” diye konuştu. Sanıklardan Dora Sunguray ise, “Geciken adalet adalet değildir. Bir talebim yoktur” dedi.Sanıklardan Ahmet Feyyaz Öğütçü diğer sanıklar gibi savcılık mütalaasında belirtildiği üzere ‘eylemlerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu’ gerekçesiyle beraat etmek istemediğini zaten herhangi bir suç eyleminin olmadığını söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Kaya, “Yapılan eylem kanunda suç olarak bile kabul edilmiyor anlamına gelen bir madde o” diye açıklamada bulundu.

 

 

Sanıklardan Kadir Sağdıç, “Bizler ve ailelerimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti telafisi olmayan zarara uğradı. Bu kumpasa desteği olan, yer alan tüm kumpasçılarla ilgili suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum” dedi. Bir diğer sanık Gülseven Yaşer de, “Bu acılı ve adaletsiz sürecin bir daha yaşanmaması umuduyla avukatımın sözlerine katılıyor ve beraatımı talep ediyorum” diye konuştu.

 

 

Salondaki en yaşlı sanıklardan olduğunu söyleyen Aydın Ortabaşı, süreç nedeniyle üzüldüğü bir anda torununun yanına geldiğini belirterek, “9 yaşındaki torunum ‘Dede dede üzülme’ dedi. Bizim memlekette işler yavaş yavaş yürür, sen o güne kadar ölürsün zaten’ dedi” Sanık Ortabaşı’nın bu sözü üye hakim ve duruşma savcısının gülümsemesine neden oldu.

 

 

SAYLAN BASKINDAN BİR AY SONRA HAYATINI KAYBETMİŞTİ

 

 

Türkan Saylan’ın evine 13 Nisan 2009’da şafak vakti giden polis, arama yapmıştı. Kanser hastası olan Saylan, o baskından 1 ay sonra, 18 Mayıs’ta hayatını kaybetmişti.

 

 

YARBAY TATAR İNTİHAR ETMİŞTİ

 

 

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev yapan biri emekli, iki amirale yönelik suikast iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, hakkında yakalama kararı çıkartılan Deniz Yarbay Ali Tatar, 20 Aralık 2009’da Beylerbeyi’nde kaldığı askeri lojmanda tabancayla intihar etmişti.

 

 

DURUŞMA SONRASI KONUŞTULAR

 

 

Duruşma sonrası Anadolu Adalet Sarayı önünde açıklama yapan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, “Kaybolan adalet duygumuzu yeniden güçlendirdiği için sayın savcıya teşekkür ediyorum. Karar bizlere ’Türkiye’de hakimler varmış’ dedirtti” ifadeleri kullanıldı.

 

 

Poyrazköy davası ile birleştirilen ÇYDD ve ÇEV davalarının Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kurulmuş bir tuzak olduğu da belirten Çelikel, “Düzmece deliller ve kurmaca mahkemelerle yıllarca yurttaşlarına eziyet eden cemaat-iktidar işbirliği, maalesef toplumun adalete ve devlete olan güvenini bitirdi. Bu işin suçlusunu aramak benim hakkım. ÇYDD’nin uğradığı zararları tazmin edecek bir kurum arıyorum” diye konuştu.

 

 

“2009 YILINDA NELER SÖYLEDİYSEK 2015 YILINDA DA AYNI ŞEYLERİ SÖYLEDİK”

 

 

Beraat eden sanıklardan SAT komandosu Emekli Binbaşı Levent Bektaş, “Olayın burukluğu sadece kaybettiğimiz arkadaşlarımızdan değil, bu ülkedeki adaletin bu kadar geç tecelli etmesinden kaynaklanıyor. Fazla söyleyecek bir şey yok. En nihayetinde böyle olması gerekiyordu. 2009 yılında neler söylediysek 2015 yılında da aynı şeyleri söyledik. Ancak bizim söylediklerimiz şimdi dikkate alındı ve değer buldu. İnşallah bundan sonra böyle hukuki süreçleri yaşamaz. Türk Silahlı Kuvvetleri de bir şekilde mağdur edilmez” dedi.

 

 

“5 NO’LU HARD DİSKİ KİM KOYDU ORAYA”

 

 

SAT komandosu Emekli Kurmay Albay Ali Türkşen ise, “Paralel yapının hiçbir şekilde Türk Silahlı kuvvetleri içerisinde olmadığına dair bir inceleme yaptıklarını söylediler. Biz bir araştırma yaptık. Paralel yapıyı Silahlı kuvvetler içerisinde bulamadık demekle yok olmuyor. Gölcük’teki donanmaya konulan 5 No’lu hard diski kim koydu oraya. Bunu dışarıdan birisi değil içeriden biri koyduğuna göre siz bunu bulmak zorundasınız. Bu namus borcunuz. Bulmuyorsanız benim içimi soğutamıyorsunuz. Ceza almış olmama rağmen tekrar üstüne bakarak söylüyorum. Uygun bir araştırma yapılmamıştır. Gerekirse bu araştırmayı kendileri yapamıyorlarsa emniyet birimlerine, Milli İstihbarat teşkilatına bıraksınlar. Bizim başımıza bu işleri açanların silahlı kuvvetlerin içerisinde olmaması mümkün değildir. Bunların nerede ise bulunmalarını istiyorum ve onların adalet önüne çıkarılmalarını istiyorum. Benim mücadelem bununla ilgili olacak bundan sonra” şeklinde konuştu.

 

 

DHA