PKK'yla İlk Turgut Özal Görüştü!

PKK'yla İlk Turgut Özal Görüştü!
2 Ekim 2011 13:11

PKK’ya ilk temsilciyi  kim gönderdi?

ŞİMDİNİN MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde, MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’le birlikte PKK temsilcileriyle “Oslo Toplantılarına katılması hâlâ konuşuluyor.

Bazıları eleştirse de, bazıları “Yapılan doğru” dedikten sonra hâlâ eleştirse de, toplumun büyük bölümünün bu görüşmeleri normal karşıladığı, hatta “Başka nasıl çözüm bulunacak ki” noktasında olduğu bir gerçek.

Ben de şunu söyleyeyim: Hakan Fidan’ın da katıldığı görüşmeler “ilk resmi süreç” olarak görülse de, PKK ile bir şekilde temas kurmayan iktidar olmadı.

 
Rahmetli Turgut Özal, Öcalan ile aracılar vasıtasıyla mesajlaştığmı hiç saklamadı.
Hatta o dönem gruplar halinde PKK kamplarına götürülen gazetecilerden bazılarının Özal’ın mesajlarım götürdüğü çok konuşuldu.

Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ın bu mesajlaşmayı nasıl götürdüğü konusunda açıkçası “güvenilir” kaynaklardan edinilmiş bir bilgim yok.

Ancak Öcalan ile yaptığım görüşmede, Öcalan’ın kendisi bana, “Başbakan Erbakan bana zaman zaman temsilciler yolluyor. Bu yolla karşılıklı mesajlaşıyoruz. Bunlar çok da yararlı oluyor.” demişti.

Aslına bakarsanız, biz gazetecilerin de bu ilişkide bir fonksiyonu olduğunu düşünüyorum.
Öcalan’la karşılıklı, teke tek görüşme yapan benim bildiğim 4 gazeteci var.
Bu gazetecilerin yaptığı röportajlar da bir anlamda Öcalan ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasında bir iletişim sağlıyordu.

Benim Öcalan’la yaptığım görüşme sonrasında, dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı aramış ve “Görüşmeyle ilgili olarak benimle görüşmek istediklerini” söylemişti.

Ben de Ankara’da MİT’in Yenimahalle’deki merkezine gitmiştim.

Birkaç üst düzey MİT yöneticisiyle birlikte yemek yemiştim ve kendilerine o dönem Kanal D’nin Terörle Mücadele Yasası nedeniyle yayınlayamadığı görüşme bandım vermiştim.

Yakalanmadan yaklaşık 2 yıl önce yaptığımız röportajda Öcalan’ın bana söyledikleri ile İmralı’daki mahkeme sürecinde yaptığı savunma hemen hemen aynıydı.

Yemek sırasında dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı bana dönmüş ve “Fatih Bey, bant falan önemli değil.

Sizin şahsi izleniminiz ne?” diye sormuştu.

Ben de kendisine şu yanıtı vermiştim: “Benim gördüğüm, sezdiğim şu: Bıkkın ve bezgin. Bu yolla bir sonuca ulaşamayacağını artık anlamış görünüyor. Müthiş bir Türkiye özlemi var. Köyündeki ceviz ağacının altına uzanıp, gökyüzüne bakıp hayal kurduğu günleri anlatıyor. ‘Bir çıkar yol olsa da memlekete dönsem’ diye umuyor. OHAL Bölge Valiliği verirseniz koşa koşa geri gelir. Diyarbakır Valiliği’ne de razı. Halfeti Kaymakamlığına fit olur. O kadar bezgin.” Üzerinden 14 yıldan fazla zaman geçmiş ama dün gibi hatırlıyorum.

Fatih  ALTAYLI