Güneş Gazetesi yazarı Rıza Zelyut, Turgut Özal’ın mezarının açılması konusuna, çok tartışılacak yeni polemik maddeleri ekledi:

Turgut Özal’ın ölümü yıllardır gündeme getiriliyor. Onun üzerinden Özal sömürüsü yapılıyor. Ama bir türlü de mezarı açılıp gereken tahlil yapılmıyor.

Anlatırlar ki: Anadolu’da birisi geceleyin ölmüş. Koymuşlar bir odaya, ertesi günü bekliyorlar. Başına da birisini oturtmuşlar ki ölü hortlamasın…
Gece yarısından sonra ceset tarafından bir ses gelmiş:
-Kalkayım mıııı?
Bekçilik yapan adam korkudan zıngır zıngır titremeye başlamış ama ölü öyle kalmış.
Bir süre sonra yine aynı ses: -Kalkayım mıııı?
Bekçide yine çırpınmalar, korkular…
Turgut Özal; kanlı 12 Eylül darbesinin birinci sayılmasa bile 2. sıradaki elemanıdır.

Aradan bir zaman daha geçmiş; cesetten yine o ses yükselince bekçi dayanamamış cevap vermiş:

-Kalk ulan, kalk da görelim! Turgut Özal’ın zehirlenme işi de aynen buna döndü.
-Açalım mıııı?
-Açın be kardeşim; açın da ne olduğunu görelim. Görelim ki bu yılan hikâyesi bir yerde sona ersin.

Zehirlendi ise, sonuna kadar araştırılsın; hesabı sorulsun.
Öyle bir şey yok ise de bu Özal sömürüsü bitmiş olsun.

DAHA ÇOK AÇIN

Özal’ın üstündeki sır perdesini açacak iseniz başka sırları da açmalısınız.
Örneğin Turgut Bey’in 12 Eylül darbesindeki rolünün üstü de açılmalıdır.

Biliyorum ki Turgut Özal dostları bunu yazdığım için bana kızıyorlar. Çünkü onlar rahmetliyi bir demokrasi kahramanı gibi gösterdiler; gösteriyorlar.
Onun; askerlerle çatışarak iktidara geldiğini; sivil bir yönetim kurduğunu söylüyorlar.
Bu iddiaya ancak çocuklar inanır. Gelin biraz 12 Eylül darbesinin üstündeki örtüyü kaldırıp da baş aktörlere bakalım:

Turgut Özal; kanlı 12 Eylül darbesinin birinci sayılmasa bile 2. sıradaki elemanıdır.

Kenan Evren işin askeri boyutunu hallederken Turgut Özal da ekonomik boyutunu kurgulamıştır.
Darbenin yapılabilmesi gereken ekonomik güvenceyi sağlayan Turgut Özal olmuştur.

Darbe ancak; darbe sonrasındeki ekonominin çökmeden götürülmesi garantiye alınırsa yapılır. İşte bu darbe garantisini alan kişi, Turgut Özal’dır.
Turgut Özal; 12 Eylül darbesinden sonra kurulan darbe hükümetinin perde gerisindeki yöneticisidir.
Kenan Evren, hükümetin başına bir deniz subayını (Bülend Ulusu) getirmiş ama asıl yönetim Turgut Özal’da kalmıştır.

1983 seçimleri yapılırken, Türkiye’nin iki büyük partisi Adalet Partisi ile CHP devredışı bırakılmış; Özal’ın rakipsiz kalması sağlanmıştır.

Özal’ın darbeden bıkan halktan oy alabilmesi için onun “Askere kafa tutan sivil lider” gibi gösterilmesi planlanmıştır.
Bu planı ABD yapmış; Kenan Evren de bu filmde figüran olarak rol almıştır.

Böylece; darbenin 2 numaralı ismi; sivil ve demokrat bir isim gibi kabul ettirilerek seçimleri kazanması sağlanmıştır.
Turgut Özal’ın liberalizmi getirdiği, kapalı kapıları açtırdığı doğrudur ama bu işin de darbenin amaçlarından birisi olduğunu niçin görmüyorlar?
Haydin onun darbedeki rolünü de saç telini yollar gibi tahlile yollasanıza…