Müjdat Gezen'e komployu özel örgüt mü kurdu?

Müjdat Gezen'e komployu özel örgüt mü kurdu?
14 Kasım 2012 09:09

AKP’ye biat etmeyip tarafsız duran kişileri, yalan, iftira ve hakaretlerle hedef alıyorlar. Bu kişilerin paralarını kim, nasıl veriyor?
 
Sözcü Gazetesi’nin cesur yüreği Uğur DÜNDAR bu kez VEFA Lisesi’nden yakın arkadaşı sanatçı Müjdat Gezen’e yapılan akla hayale gelmeyecek komployu yazdı.
 
 

 
Müjdat Gezen’e korkunç  komployu, özel örgüt mü kurdu?..
 
Geçenlerde Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne (MSM) yandaş gazetelerden birinin muhabiri (gazete ve muhabirin adıyla, telefon numarası bende saklı) gelerek, Müjdat Gezen’ le görüşmek istediğini söylüyor.

Görevliler nedenini sorduklarında “Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan bir olayda Müjdat Gezen ve MSM’nin adının geçtiğini, bu nedenle görüşmek istediğini” belirtiyor.
 
Muhabirin anlattığı olay şu:
 

 
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda Rus olduğunu söyleyen bir kadın, yolcuların arasına karışarak, Başbakan Erdoğan ve AKP’nin icraatını eleştiren konuşmalar yapıyor.
Yolculardan biri, durumda bir gariplik olduğunu seziyor ve kadının kimliğini görmek istiyor.
Kadın kimliğini göstermek yerine “Ben Rus’um!” demekle yetiniyor. Yolcu “Ama ben sizin Türk olduğunuzu ve kimliğinizi gizlediğinizi düşünüyorum?” deyince, kadın bu kez “Evet Türk’üm. Bana verilen görev gereği böyle konuşuyorum!” diyor.
 

 
 
Kadının bundan sonraki iddiaları (!) çok garip…
 
“Ben Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde öğrenciyim. Biz dört kişi, özel olarak görevlendirildik.
Görevimiz Başbakan Erdoğan’ı ve icraatını eleştirmek. Bu amaçla kalabalık yerlerde konuşmalar yapıyoruz. Kimliğimi gizlemek için yabancı aksanıyla konuşuyorum.
Havalimanına da AKP aleyhinde propaganda yapmak için geldim!”

 
Kadın, kendisini dinleyen kişinin hayret dolu bakışları arasında çantasını açıyor ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nce görevlendirildiğini gösteren bir belge çıkarıyor.
Bu görüntüler de alanın güvenlik kameralarınca kaydediliyor.
Muhabirin iddiasına göre, kayıtlar içişleri Bakanlığı’na gönderiliyor. Bakanlık da konuyu soruşturması için bir müfettiş görevlendiriyor.
 
 

 
O günlerde harıl hani “1881”in galasına hazırlanan tiyatro ustası Müjdat Gezen, telefonla görüştüğü muhabirin anlattıklarını gülerek dinliyor.

Neden güldüğünü de şöyle açıklıyor:
 
“Bak kardeşim!” diyor.
“Bu saçmalıklara sadece gülebilirim. Bir kere bu nasıl bir kurgudur ki, 22 yıllık bir kurum olan MSM’de bunca yıldır böyle bir çaba içinde bulunmuyorum ama Atatürk’ün hayatını oynayacağımız “1881-“in galasına 3 gün kala, böyle bir saçmalığı organize ediyorum?
 
Buna kargalar güler. Burada siyasetin “s”si konuşulmaz. İkincisine gelince…
 
Haydi diyelim ki akıl tutulması sonucunda bu saçmalığı yaptım!
Peki o kadının eline görevlendirildiğini gösteren belgeyi verecek kadar enayi birine benziyor muyum?
Üçüncüsünü ise size söylemeyeceğim. Ama bu soruyu, gelecek müfettişe yönelteceğim…
 
” Muhabir “Ne olur bana da söyler misiniz?” diye ısrar edince, Müjdat o soruyu da açıklıyor.
“Müfettişe bu komployu kimin kurduğunu devletin bulup çıkarması gerektiğini söyleyeceğim! Ben bu ülkenin bir vatandaşıyım.
Devletimden bu komploculan ortaya çıkarmasını talep etme hakkım var!” Muhabir teşekkür edip, telefonu kapatıyor.
 
 
Korkunç komployu görüyor musunuz?
 
Güya Müjdat Gezen MSM’de 4 kişiyi, Başbakan Erdoğan ve AKP hakkında kötü propoganda yapmaları için görevlendirmiş.

Yani kendisiyle birlikte 5 kişilik örgüt kurmuş! Örgüt tamam, suç da hazır: “Aleyhte propagandayla hükümeti çalışamaz hale getirip, yıkmaya teşebbüs!” Örgüt var, suç da var!..
O halde haydi bakalım Silivri’ye…

Zindana atılmak işte bu kadar kolay! Müjdat Gezen haklı olarak soruyor:
 
“Bana bu komployu kimler kurdu?” Sormakla yetinmiyor, devletin komplocu alçakları bulmasını istiyor.


 
Dikkatinizi çok önemli bir başka gerçeğe çekmek istiyorum.
 
İstanbul’da AKP’ye çalışan özel bir örgüt var.
 
Bunların görevi internette AKP lehine kamuoyu yaratmak, yandaş olmayan kişileri karalayıp itibarsızlaştırmak.
 
Diyelim ki bir televizyon tartışmasında konuşmacılardan biri AKP’nin hoşuna gitmeyecek laflar etti.

Tartışmanın görüntüleri de internete yansıdı.
Bu örgüt hemen harekete geçiyor.
Sosyal medyada çok farklı kişilerden geliyormuş izlenimini veren yorumlarla o kişi hedef alınıp, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

Hakaretler, iftiralar, yalanlar adeta yağmur gibi yağıyor.
Aynı adresten çıkan şablon mesajlan okuyanlar da yanıltıldıklarını fark etmeyerek “Ha demek ki toplumun bir bölümü böyle düşünüyormuş!” demeye başlıyor.
Örneğin bu bindirilmiş kıtalar beni namaz düşmanı ilan ettiler! Güya ben, namaz kılan ilköğretim öğrencilerine “terörist” demişim! Yalan, hem de kuyruklu yalan.

Sözde gerekçeleri de şu:
 
Bir tarihte özel bir ilköğretim okulundaki öğrencilerin, üzerlerinde üniformalan olduğu halde öğretmenleri tarafından topluca namaza götürülmelerini haber yapmışız.
Haberde de hiçbir yorumda bulunmadan Milli Eğitim Müdürü’ne bu uygulamanın müfredata uygun olup olmadığını sormuşuz. Müdür de yasal bir sakıncanın olmadığını söylemiş.
Hepsi bu… Hani nerede “terörist” suçlaması, nerede namaz düşmanlığı? Görüntü internette, dileyen seyredebilir. Ne bir kötü yorum, ne de kınanacak bir ifade var.
 
Peki, AKP’ye biat etmeyip tarafsız duran kişileri yalan, iftira ve hakaretlerle hedef alarak, itibarsızlaştırmayı amaçlayan “özel örgüt” nerede, kimin yönetiminde çalışıyor? Bu kişilerin paralarını kim, nasıl veriyor?
Müjdat Gezen’e yönelik alçakça komployu bu özel örgüt mü yaptı?
Ben ve ekibim, demokrasi tarihimizin en büyük skandallanndan birini ortaya çıkarmak için çalışıyoruz.