Muharrem İnce vasiyetini açıkladı

Muharrem İnce vasiyetini açıkladı
18 Nisan 2013 00:06

CHP Grup Başkan Vekili, Yalova milletvekili Muharrem İnce, AKP’nin sistemi sevdiğini belirterek, “Padişahlık sisteminde taht kavgası olur. Taht kavgasında ise, kardeş katli vaciptir.

CHP Grup Başkan vekili Muharrem İnce, Kayseri’ye gelişinde kentin
girişinde partililerce karşılandı. CHP olarak Kayseri’yi önemsediklerini
belirten Muharrem İnce, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve diğer parti
yöneticilerinin Kayseri’ye geldiğini, 18 milletvekilininduruşma
izlediğini anlattı. İnce, 7 Haziran’da kalabalık heyetle duruşma
izlemeye geleceklerini söyledi. Cumhurbaşykanı Abdullah Gül ile Başbakan
Erdoğan ilişkisini kastederek İnce, “Buradan Kayseri basınına şunu
söyleyeyim. Bu AKP’liler padişahlık heveslisidirler biraz. Sultanlığı,
padişahlığı çok severler. Padişahlıklarda taht kavgası olur. Bu taht
kavgasında da kardeş katli vaciptir. Hemşeriniz kardeş katline maruz
kalabilir. Dikkat edin Tayyip Erdoğan’ın sağı solu belli olmaz,
hemşerinizi katletmesin”
dedi.

“AKİL İNSANLAR, BAŞBAKANIN TEBLİĞCİLERİ”

Akil İnsanlar İç Anadolu Bölge Heyeti’nin Kayseri’de olmasına da göndermede bulunan İnce, şöyle konuştu:


“Akil insanlar buradaymış. Şimdi bunlar ne geziyorlar. Diyorlar ki 75
milyonu ikna edecekler. Madem bu 63 kişinin ikna yeteneği bu kadar
güçlü. 75 milyonu ikna edebileceklerine inanıyorlar. Madem ki bunlar
Başbakanın tebliğcileri, çözüm mücahitleri. Niye zor olanı seçiyorlar.
Neden 75 milyonu ikna etmekle uğraşıyorlar. Kandile gitsinler 2 bin
teröristi ikna etsinler bitsin. 2 bin kişiyi mi ikna etmek zor, 75
milyonu mu ikna etmek zor. Neden 75 milyonu ikna ile uğraşıyorlar. Ben
söylesem kızarlar. Başbakan hakaret etti bunlara.
‘Ben Fatih Terim’i de
akil insanlara yazacaktım fakat çok meşgul olduğu için yazmadım’ dedi.
Peki bugün Kayseri’ye gelenler boş gezenin boş kalfasını mı, bunlar ne
iş yapıyor?”

İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken teröristbaşı
Abdullah Öcalan’la yürütülen çözüm sürecinin bilenlerin 6 kişiyle
sınırlı olduğunu öne süren Muharrem İnce, eleştirilerini şöyle sürdürdü:


“Bizim millet olarak aklını kiraya vermiş insanların aklına; bu tür akil
insanlara ihtiyacımız yok. Bizim makul, asil ve adil insanlara
ihtiyacımız var. Bunu unutmamamız lazım. Yani 2 bin kişiyi ikna
edemeyeceksin, 75 milyonu ikna etmek için sokaklara düşeceksin. Tek
kanallı televizyonun olduğu siyah- beyaz TRT’yi seyrederken ben daha
çocuktum. TV programlarında milleti ikna etmeye çalışan bir profesör
vardı. 50 yaşına geldim, 16 sene öğretmenlik yaptım, emekli oldum,
miletvekili oldum. O profesör hala milleti ikna etmeye çalışıyor. Ben
çocuktum o televizyonlarda profesördü. Bu bir kandırmacadır. Başbakanın
yaptığı şudur; Yarın işler ters gittiğinde diyecek ki ‘Ben yapmadım.
Akil adamlar yaptı’ Topu onlara atacak, onları günah keçisi yapacak.
Bunları söylediğimizde ‘Siz barış istemiyorsunuz’ diyorlar. Barışı kim
istemez? Herkes çözümü, silahların susmasını ister. 75 milyona soralım
herkes bunu ister. Biz de barış istiyoruz. Bizim süreçle ilgili
itirazlarımız var. Birincisi; kimse bilgi sahibi
değil. Başbakan, Abdulah Öcalan, Efkan Ala, Hakan Fidan, Beşir Atalay
biliyor. Ne pazarlığı yapılıyor, neler dönüyor, ne verdin bunların
karşılığında. Bunları bilmiyoruz. ’12 kanallı bir televizyon verdim,
jimnastik saatini arttırdım, bir de eşiyle dostuyla görüşmesini
artırdım’ diyor. Sen Başbakan mı, Cumhuriyet Başsavcısı mısın? Başbakan
hangi kanundan aldığı yetkiyle yapıyor bunu? Başbakan bir mahkumun
şartlarını iyileştirme hakkını kendinde görüyorsa, başka bir mahkumun
şartlarını da kötüleştiriyor demektir.”

Çözüm süreciyle ortaya çıkan gelişmelere göre silahların susmayıp yer
değiştireceğini kaydeden Muharrem İnce, “Bu ‘istediğimi vermezsen silahı
tekrar kullanırım’ demektir. Bu tür önemli konularda toplumsal uzlaşma
aranmalıdır. Parlamentonun yüzde 70-80’i bunu desteklemeli. CHP, MHP
yok, ana muhalefet partisi yok. Toplumsal uzlaşma sağlayamıyorsun.
Ortada yol haritası yok. Akil insanlar bile ne söyleyeceklerini
bilmiyor. Ne pazarlığı bu? Abdullah Öcalan’a özgürlük, Tayip Erdoğan’a
başkanlık pazarlığı mı bu. Bunu millet bilmek istiyor”
dedi.

Muharrem İnce, çözüm süreci ilgili BDP ve AKP’nin kullandığı dilin barış
dili olmadığını da öne sürerek, Kayseri Türküsü ‘Gesi Bağları’yla
seslendi. İnce, “Gesi balarında dolanıyorum/ yitirdim aklımı
Kandil-İmralı hattında yol alıyorum’ Bunların türküsü bu. Onlara şöyle
diyeceğiz. Gesi bağlarında 3 top gülüm var / Hey Allah’tan korkmaz sana
bana ölüm var. Ölüm varsa bu dünyada zulüm var. Zulüm varsa meydan var,
seçim var yakında sandık var”
diye konuştu.

CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, gazetecilerin son günlerde Genel
Başkan Kılıçdaroğlu’nun ismini çizdiği yönündeki iddiaları sorması
üzerine ise vasiyetini açıklayıp, şöyle dedi:


“Size, memleketin geleceğini. geldiği durumu anlattım. Siz hala CHP’nin
içiyle meşgulsünüz. CHP’nin içiyle ilgilenmenizden çok mutluyum. Partili
arkadaşlarım; Basınla benim aramda sohbette araya girmezseniz çok
sevinirim. Parti içine gösterdiğiniz ilgiyi keşke, memleketin içine de
gösterseniz. Bu partinin gençlik kollarından beri uğraşan kişisiyim. Bu
partiye milletvekili olmak için gelmedim. 15 yaşında gençlik
kollarındaydım. 26 yaşında ilçe yöneticisiydim. 34 yaşında bu partinin
il başkanıydım. Bu parti 99’da baraja takıldığında partinin çelengini
sekreterle çaycıyla koyan adamım. Benim oğluma 3 vasiyetim var. Burada
ilk kez açıklıyorum. Bir; Elmalık köyümüzdeki bir dönüm araziyi asla
satmayacaksın. Çadır kurmaya yerin olacak. İki, çocuk sayısı üzerinde
anlaştık. Söylemem bunu. Baba oğul arasında. Üç; Yalova’da Elmalık
köyüne cenazemi partinin seçim otobüsüyle götüreceksin. Genel
Başkanımızın bizim üstümüzü çizeceği, ben böyle bir izlenim edinmedim.
Siyaseti genel başkanın eteğine tutunarak da yapmadım, halkın vicdanında
yaptım. Genel Başkanımızın böyle bir derdi olsaydı grup başkanvekili
seçilmemi engellerdi. Böyle bir derdi olmadığına göre, Parlamentoda onun
vekili olduğuma göre, AKP’lilerin çok canı çeker benim üstümü çizsin
diye. Genel Başkanımızın AKP’lileri sevindirmek gibi bir derdinin
olduğunu düşünmüyorum.”