Mehmet Akif'le başladı, Nazım'la bitirdi

Mehmet Akif'le başladı, Nazım'la bitirdi
26 Şubat 2012 17:20

KILIÇDAROĞLU’NDAN BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI

MEHMET AKİF’LE BAŞLADI, NAZIM’LA BİTİRDİ

“Cumhuriyet Halk Partili olmak kardeşliktir, dostluktur. Biz kimseye kin tutmayız diyen Yunus Emre’dir”

“ÜLKEMİZ İÇİN DEMOKRASİ İSTİYORSAK ÖNCE KENDİ PARTİMİZDE DEMOKRASİ DEVRİMİ YAPACAĞIZ”

CHP’li olmak kolay birşey değildir, CHP’li olmak devrimci olmak demektir. Çağ değiştirecek kudrete sahip olmak demektir. İşte bu yüzden CHP’li olmak kolay değildir. Yani özetle CHP’li olmak demek Mustafa Kemal olmak demektir.

Şimdi özgürlüğün ve demokrasinin devrimini yapmak zorundayız. Bunun için de ilk önce CHP’den başlayacağız. CHP’nin tüzüğünü demokratik, özgürlükçü bir tüzük yapacağız. Demokrasiyi kendi içimizde yapacağız ki ülkemiz için de isteyelim. İşte bu yüzden bugün, bizim partimiz için de ülkemiz için de önemli bir gündür. Bu tüzük gelmiş geçmiş en demokratik tüzüktür.

“KADINLARA SESLENİYORUM, TOPLUMUN KILCALDAMARLARINA İNECEKSİNİZ”

Türkiye’deki bütün kadınlara sesleniyorum, doğudan batıya kuzeyden güneye… Size seçme ve seçilme hakkını veren CHP sizlerin evinizdir. Kapımız onlara sonuna kadar açıktır. Şimdi onlara bir hak daha getiriyoruz. Onların kotasını yükseltiyoruz. Bu kadın siyasetinde ikinci büyük adımdır. İlki seçme seçilme hakkıydı, bu da ikincisi olacak. Yüzden 33 kota… Ben kadınlara güveniyorum. Biz sizin için mücadele ediyoruz, kadınlar da edecekler, ben inanıyorum. Bu yüzden parlamentoya gelen 4+4+4 kesintili eğitim tasarısına karşı çıkacağız.

Bizim de kadınlardan beklentilerimiz var. Toplumun kılcaldamarlarına ineceksiniz. Kimseyi ötekileştirmeden, kılığına kıyafetine bakmadan CHP çatısı altına getireceksiniz, onlar da haklarını CHP’de arayacaklar.

Yeni CHP ne demek? İşte yeni CHP bu demek. Kadınlara, gençlere inanmak demek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tüzük kurultayında yaptığı konuşmada barış mesajı verdi.

CHP içi birlik ve beraberliğe değinen Kılıçdaroğlu, konuşmasında Hocalı katliamını da unutmadı.

MEHMET AKİF’TEN ALINTILARLA BAŞLADI

İstiklal Marşı, bağımsızlık andımız var. Ne diyor Mehmet Akif?
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.” İşte Cumhuriyet Halk Partisi budur. Cumhuriyet Halk Partisi devlet kuran partidir. Cumhuriyet Halk Partili olmak kardeşliktir, barıştır dostluktur. Biz kimseye kin tutmayız diyen Yunus Emre’dir Cumhuriyet Halk Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi olmak büyümedir, hırstır, azimdir.

UÇAK FABRİKASI KURDUK, DENİZALTI YAPTIK
Geçmişte söylerler, birileri de söyler. ‘CHP’nin dikili ağacı yoktur’ diye. Herkes duysun, bilsin. Mısır’daki sağır sultan da duysun. Daha Cumhuriyet’in üzerinden 2 yıl geçmiş, Kayseri’de ilk uçak fabrikasını kurduk. Osmanlı’nın parasını yabancılar basardı. Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez kendi paramızı kurmak, basmak için Merkez Bankası’nı 1930’da kurduk. 9 yıl sonra 3 Mayıs 1934 kendi yaptığımız uçak, Kayseri’den kalktı, Ankara’ya indi.
Yapabiliyor musun şimdi bunu?
İlk Türk deniz altısının omurgasının yerleştirilmesi Haliç’te yapıldı. Bunlar Cumhuriyet Halk Partisi’nin kararlılığı gerçekleştirdi.
Ben ülkeyi demir ağlarla ördük, sata sata bitiremedikleri fabrikalardan bahsetmiyorum. 4 Haziran 1940 Osmanlı’nın borçları kuruşu kuruşuna ödendi. Cumhuriyet Halk Partisi ödedi.
YÜCE DİVAN HATIRLATMASI
Siyaset halk için mücadele etmek demektir, halkın çıkarları için mücadele etmek demektir. Yolsuzluklara bulaşmadılar, ama yolsuzlukları yapanları Yüce Divan’a göndermekten çekinmediler. Çünkü onlar halkın beş kuruşuna bile saygı duyarlardır.
SONRA NE OLDU?
Bakınız CHP’den sonra ne oluyor.
1952’de ABD yönetimi Marshall planı çerçevesinde Türkiye’ye 58 milyon dolarlık askeri yardım yaptı. Niye yapıyor? ‘Sizin uçak, denizaltı yapmanıza gerek yok ben size veriyorum’ diyor.
20 Ekim 1954 Dünya Bankası’nın başkanı geliyor, ‘Türkiye’nin geleceği çok parlak’ diyor.
4 ağustos 1958 ‘Türkiye iflas ettim’ diyor.
CHP iktidarında varolan 176 ton altını yok ediyorsunuz, borcunu ödeyemeyen bir ülke haline geliyorsunuz.
ERDOĞAN BUNLARI BİLMEZ
Recep Tayyip Erdoğan’ın benim bu anlattıklarımın hiçbirisini bildiğine inanmıyorum. Çünkü tarihini bilmiyor o. Siyaset ‘bana ne verecek, toplum bana ne verecek, siyasette nasıl zenginleşeceğim’ demek değildir. Siyaset, ‘ben topluma nasıl hizmet edeceğim, nasıl yaşamımı adayacağım demektir.’
GÖMLEKLE OLMAZ
Demokrasinin tadını unuttuk. Demokrasiyi özgürlükleri kazanmak, ateş çemberinden geçmek demektir. Demokratik mücadele her yiğidin harcı değildir. ‘Eski gömleğimi çıkardım, demokrasi gömleğini’ giydim diyordu. Bazı aydınlarda buna inandılar. Bazı aydınlarımız, yazarlarımız, Erdoğan’ın kıyafetine bakıp ‘demokrasi geldi’ dediler.

Kimse kendisine şu soruyu sormadı, demokrasiyi elde etmek, bir gömleği giyip çıkarmak gibiyse neden insanlar demokrasi için ağır bedeller ödedi. Bunun adına post modern diktatörlük diyoruz. Her şey bir insanın iki dudağı arasında. Post modern diktatörlük Türkiye’ye özgüdür. Gömlek güzel, bakıyorsunuz kılık kıyafette güzel. Her şey şeklen var.

YARGI KİMİN EMRİNDE?
Yargı ayrı duruyor bir yerde. Kimin emrinde? Siyasi otoritenin emrinde. Tüzükte CHP’nin parlamentoda konuşmaması için TBMM’de sınırlama getiriyorlar. İtiraz ediyoruz, saldırıyorlar. Bir arkadaşımızın parmağı kırıldı. İstediğiniz kadar saldırın. CHP hep önünüzde duracak.
BU NASIL ÖZGÜRLÜK
Diyelim ki bir yargıç karar verdi, vicdanının sesini dinledi. AKP’nin hoşuna gitmedi. Ne oluyor o yargıç?
Beş dakika sonra görevden alınıyor, savcı açığa alınıyor. Böyle bir demokrasi olabilir mi?
Sözde memlekette düşünme özgürlüğü var. Bu nasıl bir özgürlüktür ki insanlarımız düşünmekten korkuyor. Saç kestirmek, şemsiye taşımak, yumurta taşımak, konser bileti satmak, üniversite yönetimini eleştirmek, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne katılmak, Deniz Gezmiş’i anmak, YÖK’ü protesto etmek, kitap okumak.
YABANCI DİPLOMATLARA SESLENDİ
Bizi izlemeye gelen, büyükelçiler, bizi izleyen yabancı diplomatlara sesleniyorum. Bu suçlar sizin ülkenizde var mı yok mu? Biz de var. Onun için CHP demokrasi ve özgürlük türküleri söyleyecektir.
“YÖK’Ü TUZLA BUZ YAPACAĞIZ”
Marmara Üniversitesi öğrencisi, ekşi sözlük’te yazdığı yazıdan dolayı bir ay okuldan uzaklaştırıldı. İstanbul Üniversitesi öğrencisi, çantasında yumurta bulunduğu için, yumurta başına 44 ay hapisle yargılanıyor. Pamukkale Üniversitesi öğrencisi YÖK’ü protesto ettiği için bir ay uzaklaştırma aldı. CHP iktidarında o YÖK’ü tuzla buz yapacağız. İstanbul Üniversitesi öğrencisi, Deniz Gezmiş’i andığı için okuldan uzaklaştırıldı. Onlar yaşamlarını halka adadılar. CHP’li olmak yaşamını halka adamak demektir.
BU AYIBI NASIL TEMİZLEYECEKSİN?
Senin iktidarında basılmamış kitap yasaklandı bu ayıbı nasıl temizleyeceksin?
Bir hapisteki gazeteciler, iki hapse girecek gazeteciler, üç işine son verilecek gazeteciler, dört cesur yazı yazarsa işten atılacak gazeteciler. Medyanın durumu bu.
Buradan söz veriyorum halkın iktidarında, tüm medya çalışanlarının hepsini sendikalı, örgütlü yapacağız. Onlar halkın sesi olacaklar.
AYNI ÇAĞRIYI YİNELEDİ
Bu arada AKP demokrasisinden bir örnek daha vereyim.
AKP’nin hedefi CHP’li belediyeler. Gidin bütün CHP’li belediyelerde AKP’nin müfettişleri var. Sadece İzmir’de 52 müfettiş var. Bari her masaya müfettiş oturta, belediye çalışanları dışarıda otursunlar.
Gelin özel yetkili mahkemeleri kapatalım. Gelin infaza dönüşen demokrasi ayıbını Türkiye’ye özgürlüğü getirelim. Milli iradeyle seçilmiş milletvekilleri demir parmaklıklar ardında kalmasın. Zaman aşımını tümüyle kaldıralım. Türkiye’de faili meçhul kalmasın. Onun için beraberce yürüyeceksek bu yollarda, halkın sorunlarına kilitleneceğiz. Yaşlı genç demeden, erkek kadın demeden anlatacaksınız. Yetmezse bir daha anlatacaksınız. Halka küsmek yok, kusur bulmak yok. Varsa bir eksiklik önce kendimizde arayacağız.
“HOCALI’YI UNUTMADIK”
27 yıl önce sayısı bilinmeyen yüzlerce Azeri kardeşlerimiz katledildi. Yüreğimiz Azerbeycan ile beraberdir. Dünyanın her yerinde ne zaman bir zalimlik olursa CHP olarak biz onların karşısında olacağız. Hocalı Katliamı’nı unutmadık, unutmayacağız.
NAZIM’LA BİTİRDİ
Uludere’de 34 yurttaşımız katledildi, işte CHP budur. Van depreminde depremden kurtuldular, çadırda hayatlarını kaybettiler. İşte o çocuklardır Cumhuriyet Halk Partisi. Boynuna poşu taktı diye hakkında 45 yıl ceza istenen öğrencidir Cumhuriyet Partisi. Suçunu bilmeden aylarca hapishanede yatan, gazetecidir, aydındır Cumhuriyet Partisi. Onun için diyoruz ki “Sen yanmasan, ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.”

KILIÇDAROĞLU’NDAN BİRLİK VE BERABERLİK MESAJI

 

MEHMET AKİF’LE BAŞLADI, NAZIM’LA BİTİRDİ

 

“Cumhuriyet Halk Partili olmak kardeşliktir, dostluktur. Biz kimseye kin tutmayız diyen Yunus Emre’dir”

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tüzük kurultayında yaptığı konuşmada barış mesajı verdi.

CHP içi birlik ve beraberliğe değinen Kılıçdaroğlu, konuşmasında Hocalı katliamını da unutmadı.

 

“Tüzük dediler, işte tüzük. ‘Seçim’ diyorsanız onu da yapacağız” diyen  Kılıçdaroğlu, gücünü halktan almayan hiçbir gücün başarılı olamayacağını  söyledi.

 

“Yol arkadaşlarımız, devrimciler, Kuvay-ı milliyeciler, 89 yaşındaki genç  CHP’liler, hepinizi saygıyla selamlıyorum, Cumhuriyetçiler, sevgili CHP’liler”  diye seslenen Kılıçdaroğlu, CHP’nin, Türk halkının var olma iradesinin,  bağımsızlığın, özgürlüğün adı olduğunu belirtti.

 

Kılıçdaroğlu, “CHP’li olmanın, ‘imkansız’ denen şeylere ‘mümkündür’  demek olduğunu” ifade ederek, “Çünkü CHP’liler, zor günlerin adamlarıdır, zor  günlerde çıkar, başarıyı yakalarlar. Onun için CHP, umudun partisidir, yiğit  insanların, ahlaklı insanların partisidir, özgürlükçü partidir” dedi.

 

KILIÇDAROĞLU’NUN KONUŞMASINDAN BAŞLIKLAR

 

MEHMET AKİF’TEN ALINTILARLA BAŞLADI

İstiklal Marşı, bağımsızlık andımız var. Ne diyor Mehmet Akif?
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.” İşte Cumhuriyet Halk Partisi budur. Cumhuriyet Halk Partisi devlet kuran partidir. Cumhuriyet Halk Partili olmak kardeşliktir, barıştır dostluktur. Biz kimseye kin tutmayız diyen Yunus Emre’dir Cumhuriyet Halk Partisi. Cumhuriyet Halk Partisi olmak büyümedir, hırstır, azimdir.

 

UÇAK FABRİKASI KURDUK, DENİZALTI YAPTIK
Geçmişte söylerler, birileri de söyler. ‘CHP’nin dikili ağacı yoktur’ diye. Herkes duysun, bilsin. Mısır’daki sağır sultan da duysun. Daha Cumhuriyet’in üzerinden 2 yıl geçmiş, Kayseri’de ilk uçak fabrikasını kurduk. Osmanlı’nın parasını yabancılar basardı. Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kez kendi paramızı kurmak, basmak için Merkez Bankası’nı 1930’da kurduk. 9 yıl sonra 3 Mayıs 1934 kendi yaptığımız uçak, Kayseri’den kalktı, Ankara’ya indi.

Yapabiliyor musun şimdi bunu?

İlk Türk deniz altısının omurgasının yerleştirilmesi Haliç’te yapıldı. Bunlar Cumhuriyet Halk Partisi’nin kararlılığı gerçekleştirdi.

Ben ülkeyi demir ağlarla ördük, sata sata bitiremedikleri fabrikalardan bahsetmiyorum. 4 Haziran 1940 Osmanlı’nın borçları kuruşu kuruşuna ödendi. Cumhuriyet Halk Partisi ödedi.

 

“ÜLKEMİZ İÇİN DEMOKRASİ İSTİYORSAK ÖNCE KENDİ PARTİMİZDE DEMOKRASİ DEVRİMİ YAPACAĞIZ”

CHP’li olmak kolay birşey değildir, CHP’li olmak devrimci olmak demektir. Çağ değiştirecek kudrete sahip olmak demektir. İşte bu yüzden CHP’li olmak kolay değildir. Yani özetle CHP’li olmak demek Mustafa Kemal olmak demektir.

Şimdi özgürlüğün ve demokrasinin devrimini yapmak zorundayız. Bunun için de ilk önce CHP’den başlayacağız. CHP’nin tüzüğünü demokratik, özgürlükçü bir tüzük yapacağız. Demokrasiyi kendi içimizde yapacağız ki ülkemiz için de isteyelim. İşte bu yüzden bugün, bizim partimiz için de ülkemiz için de önemli bir gündür. Bu tüzük gelmiş geçmiş en demokratik tüzüktür.

 

 

“KADINLARA SESLENİYORUM, TOPLUMUN KILCALDAMARLARINA İNECEKSİNİZ”

Türkiye’deki bütün kadınlara sesleniyorum, doğudan batıya kuzeyden güneye… Size seçme ve seçilme hakkını veren CHP sizlerin evinizdir. Kapımız onlara sonuna kadar açıktır. Şimdi onlara bir hak daha getiriyoruz. Onların kotasını yükseltiyoruz. Bu kadın siyasetinde ikinci büyük adımdır. İlki seçme seçilme hakkıydı, bu da ikincisi olacak. Yüzden 33 kota… Ben kadınlara güveniyorum. Biz sizin için mücadele ediyoruz, kadınlar da edecekler, ben inanıyorum. Bu yüzden parlamentoya gelen 4+4+4 kesintili eğitim tasarısına karşı çıkacağız.

 

Bizim de kadınlardan beklentilerimiz var. Toplumun kılcaldamarlarına ineceksiniz. Kimseyi ötekileştirmeden, kılığına kıyafetine bakmadan CHP çatısı altına getireceksiniz, onlar da haklarını CHP’de arayacaklar.

Yeni CHP ne demek? İşte yeni CHP bu demek. Kadınlara, gençlere inanmak demek.

 

YÜCE DİVAN HATIRLATMASI
Siyaset halk için mücadele etmek demektir, halkın çıkarları için mücadele etmek demektir. Yolsuzluklara bulaşmadılar, ama yolsuzlukları yapanları Yüce Divan’a göndermekten çekinmediler. Çünkü onlar halkın beş kuruşuna bile saygı duyarlardır.

SONRA NE OLDU?
Bakınız CHP’den sonra ne oluyor.
1952’de ABD yönetimi Marshall planı çerçevesinde Türkiye’ye 58 milyon dolarlık askeri yardım yaptı. Niye yapıyor? ‘Sizin uçak, denizaltı yapmanıza gerek yok ben size veriyorum’ diyor.
20 Ekim 1954 Dünya Bankası’nın başkanı geliyor, ‘Türkiye’nin geleceği çok parlak’ diyor.
4 ağustos 1958 ‘Türkiye iflas ettim’ diyor.
CHP iktidarında varolan 176 ton altını yok ediyorsunuz, borcunu ödeyemeyen bir ülke haline geliyorsunuz.

ERDOĞAN BUNLARI BİLMEZ
Recep Tayyip Erdoğan’ın benim bu anlattıklarımın hiçbirisini bildiğine inanmıyorum. Çünkü tarihini bilmiyor o. Siyaset ‘bana ne verecek, toplum bana ne verecek, siyasette nasıl zenginleşeceğim’ demek değildir. Siyaset, ‘ben topluma nasıl hizmet edeceğim, nasıl yaşamımı adayacağım demektir.’

GÖMLEKLE OLMAZ
Demokrasinin tadını unuttuk. Demokrasiyi özgürlükleri kazanmak, ateş çemberinden geçmek demektir. Demokratik mücadele her yiğidin harcı değildir. ‘Eski gömleğimi çıkardım, demokrasi gömleğini’ giydim diyordu. Bazı aydınlarda buna inandılar. Bazı aydınlarımız, yazarlarımız, Erdoğan’ın kıyafetine bakıp ‘demokrasi geldi’ dediler.

Kimse kendisine şu soruyu sormadı, demokrasiyi elde etmek, bir gömleği giyip çıkarmak gibiyse neden insanlar demokrasi için ağır bedeller ödedi. Bunun adına post modern diktatörlük diyoruz. Her şey bir insanın iki dudağı arasında. Post modern diktatörlük Türkiye’ye özgüdür. Gömlek güzel, bakıyorsunuz kılık kıyafette güzel. Her şey şeklen var.

 

YARGI KİMİN EMRİNDE?
Yargı ayrı duruyor bir yerde. Kimin emrinde? Siyasi otoritenin emrinde. Tüzükte CHP’nin parlamentoda konuşmaması için TBMM’de sınırlama getiriyorlar. İtiraz ediyoruz, saldırıyorlar. Bir arkadaşımızın parmağı kırıldı. İstediğiniz kadar saldırın. CHP hep önünüzde duracak.

BU NASIL ÖZGÜRLÜK
Diyelim ki bir yargıç karar verdi, vicdanının sesini dinledi. AKP’nin hoşuna gitmedi. Ne oluyor o yargıç?

Beş dakika sonra görevden alınıyor, savcı açığa alınıyor. Böyle bir demokrasi olabilir mi?
Sözde memlekette düşünme özgürlüğü var. Bu nasıl bir özgürlüktür ki insanlarımız düşünmekten korkuyor. Saç kestirmek, şemsiye taşımak, yumurta taşımak, konser bileti satmak, üniversite yönetimini eleştirmek, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne katılmak, Deniz Gezmiş’i anmak, YÖK’ü protesto etmek, kitap okumak.

YABANCI DİPLOMATLARA SESLENDİ
Bizi izlemeye gelen, büyükelçiler, bizi izleyen yabancı diplomatlara sesleniyorum. Bu suçlar sizin ülkenizde var mı yok mu? Biz de var. Onun için CHP demokrasi ve özgürlük türküleri söyleyecektir.

“YÖK’Ü TUZLA BUZ YAPACAĞIZ”
Marmara Üniversitesi öğrencisi, ekşi sözlük’te yazdığı yazıdan dolayı bir ay okuldan uzaklaştırıldı. İstanbul Üniversitesi öğrencisi, çantasında yumurta bulunduğu için, yumurta başına 44 ay hapisle yargılanıyor. Pamukkale Üniversitesi öğrencisi YÖK’ü protesto ettiği için bir ay uzaklaştırma aldı. CHP iktidarında o YÖK’ü tuzla buz yapacağız. İstanbul Üniversitesi öğrencisi, Deniz Gezmiş’i andığı için okuldan uzaklaştırıldı. Onlar yaşamlarını halka adadılar. CHP’li olmak yaşamını halka adamak demektir.

BU AYIBI NASIL TEMİZLEYECEKSİN?
Senin iktidarında basılmamış kitap yasaklandı bu ayıbı nasıl temizleyeceksin?
Bir hapisteki gazeteciler, iki hapse girecek gazeteciler, üç işine son verilecek gazeteciler, dört cesur yazı yazarsa işten atılacak gazeteciler. Medyanın durumu bu.
Buradan söz veriyorum halkın iktidarında, tüm medya çalışanlarının hepsini sendikalı, örgütlü yapacağız. Onlar halkın sesi olacaklar.

AYNI ÇAĞRIYI YİNELEDİ
Bu arada AKP demokrasisinden bir örnek daha vereyim.
AKP’nin hedefi CHP’li belediyeler. Gidin bütün CHP’li belediyelerde AKP’nin müfettişleri var. Sadece İzmir’de 52 müfettiş var. Bari her masaya müfettiş oturta, belediye çalışanları dışarıda otursunlar.
Gelin özel yetkili mahkemeleri kapatalım. Gelin infaza dönüşen demokrasi ayıbını Türkiye’ye özgürlüğü getirelim. Milli iradeyle seçilmiş milletvekilleri demir parmaklıklar ardında kalmasın. Zaman aşımını tümüyle kaldıralım. Türkiye’de faili meçhul kalmasın. Onun için beraberce yürüyeceksek bu yollarda, halkın sorunlarına kilitleneceğiz. Yaşlı genç demeden, erkek kadın demeden anlatacaksınız. Yetmezse bir daha anlatacaksınız. Halka küsmek yok, kusur bulmak yok. Varsa bir eksiklik önce kendimizde arayacağız.

“HOCALI’YI UNUTMADIK”
27 yıl önce sayısı bilinmeyen yüzlerce Azeri kardeşlerimiz katledildi. Yüreğimiz Azerbeycan ile beraberdir. Dünyanın her yerinde ne zaman bir zalimlik olursa CHP olarak biz onların karşısında olacağız. Hocalı Katliamı’nı unutmadık, unutmayacağız.

NAZIM’LA BİTİRDİ
Uludere’de 34 yurttaşımız katledildi, işte CHP budur. Van depreminde depremden kurtuldular, çadırda hayatlarını kaybettiler. İşte o çocuklardır Cumhuriyet Halk Partisi. Boynuna poşu taktı diye hakkında 45 yıl ceza istenen öğrencidir Cumhuriyet Partisi. Suçunu bilmeden aylarca hapishanede yatan, gazetecidir, aydındır Cumhuriyet Partisi. Onun için diyoruz ki “Sen yanmasan, ben yanmasam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.”