Kürtaj tartışmalarına Zihinsel Özürlüler Federasyonu da katıldı

Kürtaj tartışmalarına Zihinsel Özürlüler Federasyonu da katıldı
21 Haziran 2012 15:21

Kürtaj tartışmalarına Zihinsel Özürlüler Federasyonu da katıldı. Federasyon’dan yapılan yazılı açıklamada, tıbben nörolojik tanısının 10-12 hafta arasında konulduğuna dikkat çekilerek, daha ileri gebelik döneminde bir anomali tespit edildiğinde bu gebeliğin sonlandırılıp sonlandırılmama iradesinin anneye bırakılması istendi.
Zihinsel Özürlüler Federasyonu’nun yazılı açıklaması:

ZİHİNSEL ÖZÜRLÜLER FEDERASYONU olarak son günlerde kamuoyunda tartışılan kürtaj hakkı ile ilgili görüş bildirmemiz zorunlu hale gelmiştir. Zira ülke genelinde 46 üye derneği ile zihinsel engellinin hak mücadelesindeki en örgütlü kurum olan federasyonumuzu oluşturan derneklerin gönüllü yöneticilerinin çoğu zihinsel engelli çocuğu olan ailelerden oluşmaktadır. Bu durumda engelli bir çocuk doğuran ve ona yaşam boyu bakan annenin ve ailenin bu çok önemli konuda söz söyleme hakkı olduğunu belirtmek isteriz.

Dezavantajlı gruplar içerisinde bakıma en çok muhtaç olan zihinsel engellinin,sağlık, eğitim, ve sosyal yaşama katılımı ile ilgili birçok hakkı 2005 yılında çıkan Özürlüler Kanunu ile devlet güvencesi altına alınmış olsa bile ,yaşadığı ailenin yaşam kalitesine olan olumsuz etkileri yadsınmamalı, zihinsel engelli bireye sahip ailenin aslında anne, baba, kardeşlerinden oluşan çekirdek yapısı sayıldığında yaklaşık dört ya da beş bireyin yaşamlarının da engelli hale getirildiği unutulmamalıdır.

Tabi ki kürtaj doğum kontrolü olarak kullanılan bir yöntem olmamalıdır. TIBBEN NÖROLOJİK BİR ANOMALİNİN TANISININ 10-12 HAFTA ARASINDA ancak konulabilindiği bir gerçektir. Gebeliğini bu süreçte sonlandırıp sonlandırmama iradesi bize göre anneye verilmesi gereken bir haktır. Kendi iradesi ile engelli bir çocuğu doğurmak, yaşam boyu ona bakmak ya da bu gebeliği belirlenen sınırlar içinde sonlandırmak hakkının anneye verilmesi gerektiği görüşündeyiz.
Öte yandan zihinsel engellinin doğumundan başlayan sağlık giderleri, eğitim dönemindeki özel eğitim giderleri, bakım giderleri devlete oldukça yük getirmektedir. Dolayısıyla aile zaten istediği takdirde bu haklarını kullanarak engelli çocuğunu büyütecektir. Ancak gebelik sonlandırıldığında, hem devletin kaynakları var olan ve bizimle yaşayan engelli çocuklarımızın geleceği için daha verimli kullanılabilecek hem de YENİ ZİHİNSEL ENGELLİ doğumu önlenecektir.

“ENGELLİ DE OLSA BİR CANDIR” yaklaşımı bizler gibi yıllardır bu gerçekle yaşayan ve çocuklarımızın bizden sonrası ne olacak sorusuna hala cevap bulmak için her platformda mücadele eden zihinsel engelli ailelere ve annelere göre dramatik popülizmden öte bir yaklaşım değildir.

Talebimiz; 10-12 hafta arasında da sınırlı kalmadan , daha ileri gebelik döneminde bir anomali tespit edildiğinde bu gebeliğin sonlandırılıp sonlandırılmama iradesinin anneye bırakılmasıdır.