Koronavirüs, soğuk algınlığı, grip ve alerjik nezle arasında ne fark var?

Koronavirüs, soğuk algınlığı, grip ve alerjik nezle arasında ne fark var?
27 Nisan 2020 11:00

Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof.Dr.Bülent E. Şekerel, “Hastalığın durması için toplumun yaklaşık yüzde 40-60’ının bu hastalığı geçirmesi gerekiyor. Virüs yazın da bulaşmaya devam edecek ne yazık ki. Haziran ilk haftalarında ölümlerin, Temmuz’un ilk haftalarında ise vaka sayılarının sıfıra yaklaşması bekleniyor. Koronovirüs enfeksiyonu ile en çok karışabilecek olan grip (yani influenza) hastalığıdır” dedi.

 
KORONAVİRÜS, SOĞUK ALGINLIĞI, GRİP VE ALERJİK NEZLE ARASINDA NE FARK VAR?

 
Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof.Dr.Bülent E. Şekerel, Tarafsız Haber Ajansı’na konuştu. Şekerel, koronavirüs ile ilgili merak edilen sorulara şu yanıtları verdi:

“Koronavirüs(COVİD-19) havada asılı zerrelerin solunmasıyla ya da ele bulaşmış virüsün ağız ve göze temas etmesiyle vücuda girer.

 

HASTALIK BELİRTİLERİ KAÇ GÜN SONRA ORTAYA ÇIKAR?

 

 
Hastalık belirtileri virüs alındıktan ortalama 6-7 gün (azami 14gün) sonra ortaya çıkar. Ateş, kuru öksürük ve nefes darlığı COVID-19 un en önemli belirtileridir. Ancak burun da nezle ve tıkanıklık, koku almada azalma veya kaybolma, kas ağrısı, ciltte döküntü, ishal, bulantı kusma, gibi yakınmalara da neden olur.

 

NEZLENİN BELİRTİLERİ

 
Nezle sadece COVİD-19 da değil birçok başka hastalığında belirtisidir. Soğuk algınlığı, alerjik rinit, grip ve koronavirüs (COVID_19) enfeksiyonu nezleye neden 4 hastalıktır. Nezlelerin çoğu soğuk algınlığı nedeni olan nezle virüsü nedeniyle olur. Hafif ateş, nezlenin ardından ortaya çıkan öksürük bu hastalığın en karekteristik özelliğidir. Ateş ya yoktur ya da çok hafifi ve kısa sürelidir. Nezlenin ikinci en sık nedeni ise alerjik rinittir.

 

 

TOPLUMUN KAÇINDA ALERJİK RİNİT VAR?

 
Toplumumuzun yaklaşık ¼-⅕ inde alerjik rinit vardır. Ev içi bir alerjene duyarlı olanlarda alerjik rinit belirtileri yıl boyu sürerken polen alerjisinde yakınmalar sadece atmosferde polenlerin yoğun olduğu mevsimlerde görülür. Nisan-Temmuz arası çayır-çimen polen alerjisi olanların yoğun yakınmalarının olacağı bir dönemdir. Çünkü bu üç-dört ay çayır ve çimen polenlerinin soluduğumuz havada yoğun miktarda bulunur. Dolayısı ile alerjik rinitli hastalarımızın önemli bir bölümü bu dönemde yakınmaları olacak. Koronovirüs endişesi, alerjik rinitli kişilerin toplumdan soyutlanmasına, dışlanmasına neden olmaması için alerjik rinitteki farklılıklara dikkat çekmek gerekir.

 

 

ALERJİK RİNİT İLE KORONAVİRÜS ARASINDAKİ FARK?

 
Alerjik rinitte çoğunlukla abartılı bir kaşıntı ve aksırık bulunur. Bu özellikleri onu soğuk algınlığından ve koronovirüs hastalığından ayırt eder. Aksırık çoğunlukla üst üste gelir ve sayısı 5 ve üstündedir. Burun içinde bir karınca varmışçasına şiddetli kaşıntı olurken gözlerde kızarıklık ve sulanma da eşlik edebilir.

 

 

VİRÜSÜN İLK BELİRTİLERİ NEDİR? ALERJİK RİNİT NASIL BAŞLAR?

 
Pandemiye yol açan koronavirüs enfeksiyonunda (COVİD-19) en önemli belirti hastalığın yüksek ateş ve kuru öksürük ile başlamasıdır. Alerjik rinitte ise hem ateş yoktur hem de aksırık ve kaşıntı ön plandadır. Alerjik rinitte geniz akıntısı eşlik edebileceğinden dolayı abartılı olmayan öksürük de eşlik edebilir. Salgına yol açan koronovirüs enfeksiyonunda burun akıntısı, göz yaşarması gibi alerjik rinit bulguları beklenmez. Koronovirüs enfeksiyonu ile en çok karışabilecek olan grip (yani influenza) hastalığıdır.

 

 

ORTAK ÖZELLİKLER

 
Halsizlik, kırgınlık, yüksek ateş, boğaz ağrısı her üç hastalığın ortak bulgularıdır. Ayırmak bazen mümkün olmayabilir. Kuşku olduğunda testler ile grip olup olmadığı araştırılabilir. Ateşi, halsizliği, boğaz ağrısı ve öksürüğü olan hastalar, hekimlerinin şüphelenmesi durumunda koronavirüs için test edilmelidirler.

 

 

ÇOCUKLARDA VE ERİŞKİNLERDE ASTIMIN GÖRÜLME SIKLIĞI

 
Astım tüm toplumlarda en sık görülen kronik hastalıklardan biridir. Toplumumuzun astım görülme sıklığı ise çocuklarda yaklaşık %10 erişkinlerde yaklaşık %3-5 arasındadır.

 

 

“YAKLAŞIK 5 MİLYONA YAKIN ASTIMLI VAR”

 
Kaba bir hesaplama ile ülkemizde yaklaşık 5 milyona yakın astımlı var. Ama çoğu astımlıda hastalık hafif şiddetlidir ve yakınmalar aralıklı olarak ortaya çıkar. Rapor edilen verilere baktığımızda astım hastalığının kronik ve şiddetli olduğu durumlarda riskin yüksek olabileceğini hissediyoruz. Bu durumda astımlı her hastanın kendini yüksek risk altında hissetmemesi gerekir.

 

 

“AĞIR ASTIMI OLAN KÜÇÜK BİR GRUP İSE KORONOVİRÜS İNFEKSİYONU KAPMAMAK İÇİN ÇOK DAHA DİKKATLİ OLMAK DURUMUNDA”

 
Astımlıların hastalık kontrolünü iyi hale getirmeleri için koruyucu ilaçlarını hekimlerinden aldıkları öneriler doğrultusunda düzenli kullanmaları gerekiyor. Solunum yolu ile kortikosteroid (kortizon) kullananlar artmış risk söz konusu değildir. Ağır astımı olan küçük bir grup ise koronovirüs infeksiyonu kapmamak için çok daha dikkatli olmak durumunda. Özellikle düzenli ağızdan tablet veya şurup şeklinde kortikosteroid (kortizon) kullananlarda veya solunum yolu ile yüksek doz kortikosteroidli ilaç alanların yüksek riskli olduklarını bilerek hareket etmelerinde yarar var.

 

 

“HASTALIĞIN DURMASI İÇİN TOPLUMUN YAKLAŞIK YÜZDE 40-60’ININ BU HASTALIĞI GEÇİRMESİ GEREKİYOR”

 
Koronovirüs ya da COVİD-19 yepyeni bir virüs ve bu nedenle toplumsal bir bağışıklık yok. O yüzden tüm dünyada salgına neden oldu. Biliyorsunuz buna pandemi diyoruz. Hastalığın durması için toplumun yaklaşık %40-60’ının bu hastalığı geçirmesi gerekiyor. Şu anda uygulanan kısıtlamalar ile toplumun ufak bir kısmının hastalığı geçirmesi hedefleniyor. Böylece sağlık sisteminin birden aşırı bir hasta yükü ile karşılaşmasına engel olunmaya çalışılıyor.

 

 

“HASTALANMAMIŞLARIN BU ENFEKSİYONU ALMA RİSKİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE DE DEVAM EDECEK”

 
Dolayısı ile hastalanmamışların bu enfeksiyonu alma riski önümüzdeki dönemlerde de devam edecek. Bunun bir yılı aşması bekleniyor. O yüzden kısıtlamaların birden ortadan kaldırılması beklemeyelim lütfen.

 

 

“VİRÜS YAZINDA BULAŞMAYA DEVAM EDECEK”

 
Virüs yazında bulaşmaya devam edecek ne yazık ki. Havaların ısınması ile ortadan kalkmayacak. Nitekim şu anda yaz mevsimi yaşayan güney yarım kürede hastalığın ortaya çıkmış olması bunun en önemli kanıtı.

 

 

“EN AZ BİRKAÇ KATI KİŞİNİN BU HASTALIĞI GEÇİRMİŞ OLABİLECEĞİNİ TAHMİN EDEBİLİRİZ”

 
Resmi rakamlara baktığımızda ülkemizde 100 bini aşkın hasta olduğunu görüyoruz. Ama hem herkese tanı testi yapmadığımızı hem de toplumun bir kısmının hastalığı hemen hemen belirtisiz atlattığını düşündüğümüzde resmi rakamların en az birkaç katı kişinin bu hastalığı geçirmiş olabileceğini tahmin edebiliriz. Uygulanan kısıtlama tedbirlerine halkımız uyum sağlaması ile bulaşma hızı yavaşladı. Bu yavaşlamanın olduğunu yeni saptanan vaka sayısının iyileşen vakalardan az olması olarak anlıyoruz. Bu oranı son birkaç gündür yakalamış olduk.

 

 

HAYATIMIZ NE ZAMAN NORMALE DÖNECEK?

 
Bu uyumun devam etmesi durumunda, çeşitli matematiksel modellemelere göre, haziran ilk haftalarında ölümlerin, temmuzun ilk haftalarında ise vaka sayılarının sıfıra yaklaşması bekleniyor.”