Kılıçdaroğlu: Korkma Erdoğan, gel karşıma ben adam yemem

Kılıçdaroğlu: Korkma Erdoğan, gel karşıma ben adam yemem
25 Ekim 2022 13:52

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine yönelik ifadelerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Korkma Erdoğan korkma ben adam yemem. Bilgiyle, birikimle gel karşıma neden korkuyorsun? Vizyon konuşacakmış gelsin konuşalım” dedi.

 

 

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Toplantıya Gezi tutuklularının aileleri ve EYT mağdurları da katıldı. Gezi Davası’na ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Ne olursa olsun, bedeli ne kadar ağır olursa olsun bu ülkeye adaleti ya getireceğim ya getireceğim. Adalet kutsal bir kavramdır. Bu kadar tahrip edemezsiniz adaleti. 6 aydır içerideler. Tek soru sorulmadan. Vera’yı babasıyla buluşturacağım ahtım var” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelik ifadelerine de yanıt veren Kılıçdaroğlu, “‘Birikimlerimizi, vizyonlarımızı, heyacanlarımızı yarıştıralım’ diyor bana meydan okuyor Erdoğan. Kendisine her yerde, her ortamda vizyonsa vizyon, bilgiyse bilgi, kültürse kültür, tarihse tarih ne istiyorsan çık karşıma açıkça seninle konuşalım.

Korkma Erdoğan korkma ben adam yemem. Bilgiyle, birikimle gel karşıma neden korkuyorsun? Vizyon konuşacakmış gelsin konuşalım. 50 tane televizyonun var, 100 tane gazeten var. Ben söyledim yine söylüyorum. Sizin lideriniz neden bir Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmaya cesaret edemiyor? 27.5 yıl devlete hizmet ettim. Kul hakkı yiyen birisi, kul hakkı yemeyenin karşısına çıkamaz işin temelinde bu var.

Bakanlarını, danışmanlarını, prompterını da al neyi alırsan çık karşıma. Meydan, hodri meydan diyorum” dedi.

 

 

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

 

 

Bir şeyden bütün vatandaşlarımın emin olmasını isterim. Bizim kişisel bir hırsımız, merakımız yok. Biz bu ülkenin büyümesi, kalkınması, her evde huzurun olması, Türkiye’de huzurun olması için mücadele eden bir partiyiz. Her annenin çocuğunu huzur içinde yatağına yatırdığı, işsiz evladına rahatlıkla iş bulabildiği bir Türkiye istiyoruz. Alın terinin karşılığını aldığı bir Türkiye istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı, insanların düşüncelerini açıkladı diye hapse atılmadığı, tam tersine farklı düşüncelerinin Türkiye’nin önünü açtığı ve bu çerçevede hepimizin kucaklaştığı bir Türkiye istiyoruz. Kavga değil huzur istiyoruz. Toplumu ayrıştırmak değil, kucaklaşmak istiyoruz. Bizim hedefimiz bu. Onlar ayrıştırıyorlar biz kucaklaşacağız. Kimlik üzerinden siyaset yapmayacağız. İnanç, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız. Hiçbir ayrımcılık yapmadan, 85 milyonu kucaklayacağız.

Bütün karamsarlığa rağmen güzel imzaların da atıldığı bir Türkiye’deyiz. İstanbul Barosu seçimleri yapıldı. İlk kez bir kadın İstanbul Baro Başkanı oldu. Filiz Saraç. Telefon açıp kendisini kutladım.

Avukatla, savcının aynı platformda olması lazım. Biri iddia, biri savunma makamıdır. Biz adaleti de yeniden inşa etmek istiyoruz. Gezici mahkemeler istemiyoruz. Kimin davası nereye düştü hakim vicdanına göre karar verecek sarayın istediğine göre değil. Gezici mahkemelere de son vereceğiz. Adalet neredeyse onu arayıp bulacağız.

Gezi aileleri burada. Onlara da hoş geldiniz diyorum. Gezi olayları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, vatandaşlarının haksızlık karşısında yükselttikleri sestir. Bu ses bir bayraktır. Bu bayrak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrağıdır. Demokrasi, adalet bayrağıdır o bayrak. Milyonlarca gencimizin haykırdığı, adalet istediği bir bayraktır.

Yargılanıyorlar. 13. Ağır Ceza Mahkemesi bir soru bile sormadan, bir tek tanık bile dinlemiyor, delil var mı yok mu onu bile araştırmıyor ‘Sizi hapse atacağım’ diyor. Vicdan sahibi olanların vicdanına havale ediyorum bu duruşmayı. Ne olursa olsun, bedeli ne kadar ağır olursa olsun bu ülkeye adaleti ya getireceğim ya getireceğim. Adalet kutsal bir kavramdır. Bu kadar tahrip edemezsiniz adaleti. 6 aydır içerideler. Tek soru sorulmadan. Vera’yı babasıyla buluşturacağım ahtım var.

Gezi’ye buradan selam göndermek benim boynumun borcudur.

 

 

Amasra’da faciada 41 kişi hayatını kaybetti. Kim bu işin sorumlusu hala belli değil. Bu işten nasıl sıyırırız hesabı yapıyorlar. 41 kişinin hesabını kim verecek? Yetimlere hesabı kim verecek? Kimin ne yaptığı, asıl fail belli değil.

Faciada ölümleri arttıran etkenlerin başında madendeki havalandırma sisteminin yanlış planlanması geliyor diye rapor yazılmış. Havalandırma sistemini yanlış yapıyorsunuz ve 41 insanın hayatına mal oluyor. İktidar makamları da gittiler, gezdiler. Orası ağlama duvarı değil, siz görevinizi yapacaksınız. Bu işin sorumluları kim onu bulacaksınız. Soma gibi olayı kapatmak istiyorlar.

Anadolu farklı bir şey. Eğer dert dinlemek, sorunları yerinde görmek istiyorsanız Anadolu’ya gideceksiniz. Ankara’da oturup ben dert dinledim diyemezsiniz. Gidiyor bir yere beyefendi, valiler il başkanı gibi çalışıyorlar. AK Partili yöneticiler evlere giremediği için devletin memurlarını gönderiyorlar.

Tokatlı kardeşlerime söyledim. Bu fabrikanın önünde bir toplantı yaptım. 20 yıldır AK Parti hükümetlerinin yaptığı bir tek fabrika var mı? Gübre, şeker, yem fabrikası yaptın mı? Çiftçi kardeşim gübreyi alıyorum pahalı diyorsun, niçin yapmıyorlar diye soracaksın. Yapılanların tamamını sattılar ve yediler.

Açık ve net söylüyorum AK Parti iktidarları yeni bir fabrika yapabilecek düşünceye sahip değiller. Onlar tam anlamıyla yıkım ekibiler.

Ulusal Süt Konseyi yaptılar ama başındaki kişinin fabrikası var. Ne kadar ucuza alırsa o kadar iyi olacak fiyatı arttırmıyor bir türlü. Kim o işi erbabıysa süt üreticilerinden birini getireceğiz başına.

Sivas Anadolu’nun kalbi. Sivas’ın 1233 köyü var. Sivas, Tokat gibi göç veren bir kent. Sivaslı kardeşlerime söyledim. Milli Eğitim Bakanlığına da açık çağrı yaptım. Bu 22 okulun arsalarını bize verin size bir yıl içinde okulları yapacağız, donanımı yapacağız. Her şey mükemmel olacak ve okulları bakanlığa teslim edeceğiz.

Koyunhisar ilçesine de uğradım. İtfaiye aracı olmadığını öğrendim. Koyunhisar Belediye Başkanımız kabul ederse kendisine bir itfaiye aracını bu hükümet yapamadı, biz yeni, kullanılmış aracı teslim edeceğiz. Gerçekten bunlar yıkım ekibi. Anadolu’nun içini boşalttı bunlar.

 

 

Demir Çelik Fabrikası Sivas’ta 1987 yılında kurulmuş. Binlerce kişinin gelir kaynağı. Bu fabrikayı aldılar bir mafyaya teslim ettiler. Mafyayla bunların arası çok iyi biliyorsunuz özellikle uyuşturucu mafyasıyla ilişkileri çok iyi. Bu fabrikaya 6183 sayılı kanuna göre el koyacağız. Bu fabrika yine çalışacak. İşçiler iş başı yapacak. Fabrikaların bacası tütecek. Burada demir üretilecek. Türkiye en azından dışarıdan hurda demir bile ithal etmeyecek.

Bunlar fabrikayı çalıştıramazlar. Sen yetki vereceksin bize. Sandığa gideceksin. Sivas belediye başkanlığını bize verin en geç 5 yıl içinde büyükşehir belediye başkanlığı haline getireceğiz. En çok Sivaslı Sivas dışında yaşıyor.

Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmeye talibiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kolay kurulmadı. Bizim kuruluşumuz bütün mazlum milletlere örnek oldu. Anadolu’nun her tarafında bir fabrika kurulduysa, Lozan Anlaşması’nda ‘Yarın bana geleceksiniz para isteyeceksiniz. Bugün reddettiklerinizi sizin önünüze koyarım’ diyen bir anlayışa karşı Türkiye’nin kalkınmasıydı. Kayseri’de uçak fabrikasını, Etimesgut’ta uçak motor fabrikasını kurmuşsanız bunlar kolay olmamıştır. Cumhuriyet bir kültür devrimidir.

Yüzde 90’ının okuma yazma bilmediği bir Türkiye. Bir Kültür Bakanlığı yapmış, AK Parti’de Grup Başkanvekilliği yapan Mahir Ünal, ‘Cumhuriyet bizim lugatımızı yok etmiştir’ diyor. Tarih bilmiyorlar. Hurafelerle tarih öğrenilmez. Sen hiç Karacaoğlan’ı okumadın mı? Tertemiz bir Türkçesi var. 17. yüzyılda… Bahçeli buna sözde çok kızmış. Koşa koşa gidecek yine kucaklaşacak ben bilmiyor muyum? Bu anlayış SADAT kafasının anlayışıdır. Böyle bir adamla senin ne işin var? Bu tür insanlara en güzel cevabı yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdi. ‘Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kast etmiyoruz. Kastettiğimiz ilim hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahil çıktığı gibi hiç okuma bilmeyenlerden hakikati gören gerçek alimler çıkabilir’ diyor.

 

 

Gittiğim yerlerde herkes ‘Köyler boşaldı’ diyor. Diyeceksiniz ki:

 

 

1. Bizim iktidarımızda kırsalda çalışan bütün kadın ve gençler sigortalı olacak. Primini biz ödeyeceğiz.
2. Köy okullarını tekrar açacağız. Ferhat ile Şirin’i buluşturduğumuz gibi öğrenci ile öğretmeni buluşturacağız.
3. Kırsalda öğretmen, imam, ziraat mühendisi, teknisyeni, veteriner de olacak.
4. Havza bazlı planlama yapacağız.
5. Çiftçilerin ve esnafların faiz borçlarının tamamını sileceğiz.

Hiç meraklanmayın EYT’lilerin sorunlarını her yerde dillendirdim. ‘Biz yapacağız’ diyorlar. Bekliyorum ya yaptıracağız, ya yapacağız. Bu işin ortası yok.

‘Birikimlerimizi, vizyonlarımızı, heyacanlarımızı yarıştıralım’ diyor bana meydan okuyor Erdoğan. Kendisine her yerde, her ortamda vizyonsa vizyon, bilgiyse bilgi, kültürse kültür, tarihse tarih ne istiyorsan çık karşıma açıkça seninle konuşalım.

Korkma Erdoğan korkma ben adam yemem. Bilgiyle, birikimle gel karşıma neden korkuyorsun? Vizyon konuşacakmış gelsin konuşalım. 50 tane televizyonun var, 100 tane gazeten var. Ben söyledim yine söylüyorum. Sizin lideriniz neden bir Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmaya cesaret edemiyor? 27.5 yıl devlete hizmet ettim. Kul hakkı yiyen birisi, kul hakkı yemeyenin karşısına çıkamaz işin temelinde bu var.

Bakanlarını, danışmanlarını, prompterını da al neyi alırsan çık karşıma. Meydan, hodri meydan diyorum.