Kendin Çıkar Kendin Del

Kendin Çıkar Kendin Del
2 Aralık 2011 12:09

Başbakan’ın geçirdiği rahatsızlık sonrası ameliyatını yapan doktorlar ve tam gün yasasının bu doktorlara izin vermemesine rağmen başbakana özel olarak ameliyat yapmaları bazı kesimlerin hedefi oldu. Bunlardan birisi de Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan . Çölaşan, Başbakan’ın ameliyatının ardından ‘ kendin çıkar kendin del!’ dedi.

Başbakan’ın geçirdiği rahatsızlık sonrası ameliyat olduğu hastahane ve tam gün yasası bazı eleştirilerin de hedefi oldu. Bunlardan birisi de Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan oldu. Çölaşan, Başbakan’ın ameliyatının ardından ‘ kendin çıkar kendin del!’ dedi.

 

İŞTE ÇÖLAŞAN’IN O YAZISI

 

SEVGİLİ okuyucularım, Tayyip’in geçirdiği ameliyat, Türkiye’nin nasıl yönetildiğini bize bir kez daha gösterdi. Sağlıklı olmak, elbette her insan için önemlidir. Bu konuda başbakanla sıradan vatandaş arasında ayırım yapılamaz çünkü herkesin sağlığı ve canı eşit değer taşır.

Bunlar kısa süre önce çıkardıkları yasada belli hükümler getirip sağlık sistemini altüst ettiler. Neydi o?

Eğer bir doktorun dışarıda muayenehanesi varsa, o doktor kamu hastanesinde hasta bakamaz! Bu hüküm özellikle üniversite hastanelerini vurdu. Oralarda, muayenehane sahibi olan yüzlerce doktor vardı. Buna diş hekimleri dahil. Sabah eğitim yapıp öğrenci yetiştirirler, hastalara bakarlar, uzman doktorlara bir şeyler gösterip öğretirler, akşam saatlerinde ise dışarıda olurlardı.

Bu hocalar yılların deneyimli hekimleri idi.

Teşhis ve tedavide, ameliyatlarda çok şey onlardan sorulup öğrenilirdi.

Şimdi AKP’nin tam gün yasası sonrasında özellikle üniversite hastanelerinde durum şöyle: Bu hocaların hastanede hasta bakması yasak! Cerrahların ameliyata girmesi yasak! Hasta ile yüz yüze gelip öneride bulunmaları yasak! Bu hocalar genç hekimleri yetiştiren kimseler. Hem öğrencileri, hem de uzman doktorları eğiten, yol gösteren, onların çözemediği kritik vakalarda yardım elini uzatan kimseler (di).

Şimdi durum nedir?

Üniversite hastanesinde kalan, ancak dışarıda muayenehane sahibi olan hocaların öğrencilere, sadece tıp fakültesi öğrencilerine sınıflarda teorik ders vermeleri mümkün.

Peki ama bu koşullara rağmen üniversitede kalan hocalar ne yapıyor?

Hasta bakmaları yasak olduğundan, bütün gün odalarında oturup kendi işlerini yapıyorlar! Araştırma yapıyorlar, bilimsel bildiri yazıyorlar, çay kahve içip muhabbet ediyorlar ve zamanlarını böyle geçiriyorlar. Bazen uzman hekimler gelip onlara bir şeyler danışıyor.
Maaşları ayda yaklaşık 3.500 lira! Bunlar, kalanların durumu.

Bir de istifa edip ayrılan ve özel sektöre, özel hastanelere geçen yüzlerce hoca var. Devletin ve hastaların kaybı.

Ancak Sağlık Bakanlığı bunu bilerek yapıyor. İstiyor ki ayrılanlar, çoğunun patronu AKP’li olan özel hastanelere geçip oralara “Müşteri (!)” çeksinler ve patronlar daha fazla kazansın.

Böyle bir sağlık sistemi olur mu?

?

Şimdi varsayalım, sıradan bir vatandaş olarak herhangi bir devlet veya üniversite hastanesine başvurup şunu söylediniz: “Arkadaşlar, benim şöyle bir rahatsızlığım var. İşte raporları.
Ameliyat olmam gerekiyor. Ancak ameliyatımı sizin bu Tam Gün Yasası sonrasında üniversiteden ayrılmak zorunda kalan falanca hocanın bu hastanede yapmasını istiyorum…” Size gülerler ve derler ki “Kardeşim sen ayakta mı uyuyorsun? Tam Gün Yasası’ndan haberin yok mu? Bu isteğini yerine getirmek asla mümkün değildir. O hocanın bize gelip ameliyat yapması söz konusu bile olamaz.” İşte sevgili okuyucularım, Tayyip’e sağlanan ayncalık budur.

Tam Gün Yasası nedeniyle üniversiteden ayrılıp özel hastaneye geçen bir hoca çağrıldı, dışarıdan ekibiyle birlikte geldi ve onun ameliyatını üniversite hastanesinde yaptı.
Kendi çıkardıkları yasayı kendileri deldiler.

Bir başbakanın sağlığı elbette önemlidir ve her şey yapılmalıdır. Ancak bunlar bu işi göz göre göre, kendi çıkardıkları yasayı hiç çekinmeden, fütursuzca çiğneyerek, öteki hastaların haklarını gözardı ederek yaptılar.

? ? ?

Okuyucum emekli Albay Şerafettin Çiftçioğlu yazıyor: “Benim reaktif hipo glisemi -düşük kan şekeri- rahatsızlığım var. Bunun için Haydarpaşa GATA’da bir hocaya düzenli olarak kontrol ve muayene için giderdim. İki gün önce gittiğimde, Tam Gün Yasası nedeniyle hocanın muayene yapmasının yasaklandığını bu nedenle randevu veremeyeceklerini bildirdiler.

GATA’da hocalara hasta muayene ettikleri için fazladan bir ödeme yapılmıyor, ayrıca bizden de para alınmıyor. Bu durumda biz hastalar mağdur oluyoruz. Bir doktorun dışarıda muayenehanesi olmasını yasaklamak, ancak diktatörlük rejimlerinde olabilir.
AKP biliyor ki, ayrılmak zorunda bıraktıkları hocaların pek çoğu, bu iktidann karşısında. Bu nedenle onları kaçırtıp diğer kurumlarda yaptıkları gibi hastaneleri de ele geçirmeyi amaçlıyorlar.

Başbakanı ameliyat eden Dursun Buğra hocamızı da yakından tanıma fırsatını bulmuştum. Kızımı ameliyat etmişti. Mükemmel bir hekim olduğu gibi, mükemmel bir insan. Yıllarını verdiği üniversite hastanesi Çapa’dan Tam Gün Yasası nedeniyle ayrılmak zorunda kalırken ne kadar üzüldüğünün tanığıyım.”

CHP İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray basın toplantısı düzenledi ve şöyle dedi: “Başbakan’ın kendi hekimini seçme isteğine saygı duyuyoruz. Ancak bu hak sadece onun için değil, her vatandaş için geçerli olmalıdır.” Haksız mı?

İsminin açıklanmasını istemeyen genç bir gazeteci arkadaşım dün aradı ve yine isimsiz olarak yazmamı rica etti: “Annemin çok ciddi bir rahatsızlığı var ve ameliyat olması gerekiyor. Bu kritik ameliyatı Türkiye’de üniversite hastanelerinde görevli sadece dört hekimin yapabildiğini öğrendik. İkisine ulaştık, tam gün yasası nedeniyle üniversiteden ayrılmışlardı…”

 

Her insan nasıl hata yaparsa, hükümetler ve iktidarlar da hata ve yanlışlar yapabilir.

Tam Gün Yasası, AKP iktidarının en büyük yanlışlarından, hatta ayıplarından biridir.

İnsanların yaşam ve sağlık hakkına karşı yapılmış bir saldırıdır.

İnsanların sağlığı üzerinden kumar oynamaktır.

Tehlikeli bir kumar oynadılar, tutmadı. Tutmadığını son Tayyip olayında hep birlikte gördük.
Bu yasa derhal değiştirilmeli, eski düzenin aksamaları varsa giderilmeli, ama üniversite hastanelerinden ayrılan hocaların geri dönmeleri -eğer dönerlerse- mutlaka sağlanmalıdır.
Tayyip’e ameliyatında yasalan delmek pahasına sağlanan ayrıcalıktan, her Türk vatandaşının yararlanma hakkı vardır.

Tayyip’in sağlığı elbette değerlidir de, geri kalan milyonlarca insanımızın sağlığı ondan daha değersiz değildir.