İngilizler asker düşmanı değildir! Biz Türkler niçin asker düşmanı olduk?!

İngilizler asker düşmanı değildir! Biz Türkler niçin asker düşmanı olduk?!
10 Temmuz 2012 10:46

Emekli General ve şimdinin Aydınlık Gazetesi yazarı Türker Ertürk, Londra’yı anlatırken; Türkiye’deki asker düşmanlığındaki artışları, İngiltere ile kıyaslayarak, okunması gereken ibretlik bir yazı kaleme aldı:

Londinium Haziran ayının son haftası İngiltere’de faaliyet gösteren Anadolu Kültür Merkezi’nin davetlisi olarak Londra’daydım. Burada bulunduğum süre içerisinde radyo programı, konferans, sosyal dayanışma yemeği ve toplantılar gibi bir dizi etkinliklere katıldım. Geçen yıl da yine bu şehirde Genç Türkler Kulübünün organize ettiği başka bir faaliyete katılmıştım.

Bu kent yaklaşık 2000 yıl önce MÖ 43’de Roma İmparatorluğu nun Britanya’yı işgali sonrasında Romalılar tarafından Londinium ismi ile kurulmuştur. Bugün 15 milyon nüfusu ile dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden biri. Londra ülkemizde ingiltere olarak bilinen ve söylenen esasen İngiltere, îskoçya, Galler ve Kuzey irlanda’dan müteşekkil Biıieşik Krallık (United Kingdom) adlı ülkenin başkenti.

Yeşil alan artıyor Doğa ile içiçe olan ve geniş yeşil alanlara sahip bir kent. 143 kayıtlı park ve bahçesi vardır. Bazılarında ceylanları görmek, ata binmek birçoğunda ise sincapları elinizle beslemek mümkün. Günümüzde 13 hatlı ve 274 istasyonlu olan metrosu (London Underground) 1863’te hizmete açılmıştır. 0 derece boylamının geçtiği Greenwich, şehrin güneydoğusunda bir semttir.

Dünyanın en yoğun hava trafiği burada. Şehirde 5 havaalanı mevcut olup en büyükleri Heathrow’un 5 terminali var. Londra aynı zamanda tiyatrolar, müzikaller, müzayedeler, sanat ve müzeler şehri. 2011 rakamlanyla kente gelen yıllık turist sayısı 20 milyon. Şehrin ortasından geçen Thames nehri ayn bir güzellik katar.

Bu şehre ilk defa 1992 yılında geldim. Daha sonra aralıklarla tekrar görmek imkanını elde ettiğim gibi 3 yıl da sürekli yaşamak durumunda kaldım. Bu gidişimde fırsattan istifade, Londra’yı tekrar gezmek ve gözlemlemek şansını yakaladım. Size şunu kesin ifade edebilirim Londra hiç değişmiyor hatta yeşil alanları artarak daha da güzelleşiyor.
Ya İstanbul Ya bizim dünyanın en güzel kenti İstanbul ne durumda? Ne yazık ki özellikle AKP’nin elinde her geçen gün daha yaşanılmaz oluyor ve çirkinleşiyor. Çünkü Londra’da veya İngiltere’de hiç kimse kafasına göre bu tepeye kilise dikeceğim, şu meydandaki heykeli yıkacağım demez, diyemez ve buna sistem müsaade etmez.
İngiltere’de çarpık yapılaşmaya, yeşil alanlann yok edilip AVM yapılmasına, şehrin siluetinin bozulmasına ve ucubelerin inşasına asla müsaade edilmez.

Burada dolaşırken nazik tavırlan, düzgün kılık kıyafeti ve güler yüzlü davranışları ile dikkati çeken İngiliz Polisini görünce aklıma geldi. Diğer şehirlerimizi anımsamıyorum ama istanbul Polisi şapka veya kep takmıyor dikkatinizi çekti mi? Şapka üniformanın mütemmim cüzü (ayrılmaz parçası) olarak onun tamamlayıcısıdır. Şapkasız asker veya polis kıyafeti düşünülemez. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Çok yakın zamanda gittiğim, İsviçre’de, Almanya’da, Fransa’da, Belçika’da Rusya’da, Lübnan’da, Suriye’de, iran’da da böyleydi. Araştırdım ABD, Japonya ve Çin’de de böyle. Kenya ve Uganda’da durum nasıl henüz bakamadım. Yoksa polisimizin kafasına başka bir şey takacaksınız da onun için mi şapkayı çıkardınız?

İngiliz Kraliyet ailesinin yaşadığı Buckingham sarayının önünden geçerken gördüklerim aklıma başka bir şey daha getirdi. Sarayın önünde askerler nöbetteydi. İngiltere’de tüm saraylan askerler korur. Şatafatlı kıyafetleri, özel yürüyüşleri ve nöbet devir/teslim törenleri ile turistlerin ve halkın ilgi kaynağıdır.

Ya ülkemizde! Biliyorsunuz askere ve ulusal değerlerimize düşmanca yaklaşan AKP yaptığı değişiklikle bu görevi polise vermiştir. Komşumuz Yunanistan dahil bütün dünyada bu görev askerler tarafından yerine getirilir.

ABD nin dünyadaki tüm Büyükelçiliklerini polisin değil de Amerikan Deniz Piyadesinin koruduğunu biliyor musunuz?

Muzaffer komutanların anıtları Londra’nın en albenili meydanlarını süsleyen heykellerin ve anıtların saltanat mensuplanna ait değil de askerlere ve kahramanlara ait olduğunu biliyor musunuz? Bunlardan bir tanesi ve belki de en ünlüsü Trafalgar meydanını süsleyen Amiral Nelson anıtıdır. Üzerindeki 5,5 metrelik heykelle birlikte 51 metre olan sütun şeklindeki anıt 1843’de tamamlanmıştır.

İngiliz Amirali Horatio Nelson (1758-1805) halk tarafından çok sevilen bir kahramandır. Çünkü İspanyol ve Fransız Donanmalarının birleşerek İngiltere’yi istila edebilecek bir güç oluşturmasını önlemek üzere önce Toulon (Fransa’nın Akdeniz limanı) daha sonra Kadiz (İspanya’nın Atlantik Okyanusu limanı) limanlannı abluka etmiştir. Daha sonra Cebelitarık Boğazı yaklaşma sularında Trafalgar bumu açıklarında komuta ettiği İngiliz Donanması ile birleşik İspanyol-Fransız Donanmasını 1805’de yenmiş ve savaşın sonunda yaşamını kaybetmiştir.

Diğeri Mareşal Arthur Wellesley (1769-1852) anısına yapılan Wellington anıtıdır. Çünkü Mareşal Wellesley (İst Duke of Wellington) komutasındaki İngiliz ve Prusya birleşik ordusu Napolyon komutasındaki Fransız ordusunu 1815’de Waterloo’da yenmiştir. Bu Napolyon Bonapart’ın son savaşı olmuştur.
ingiltere bu iki kahraman evladına neler borçlu olduğunu iyi bilmektedir. Hatta İngiliz Meclisi (The Houses of Parliament) girişinde koridorun her iki tarafında Trafalgar ve Waterloo savaşlan devasa ölçülerde resmedilmiştir. Sanki askeri müzeye giriş yapıyorsunuz.

HMS Belfast II. Dünya Savaşı’na katılmış eski bir harp gemisi. Savaş sırasında ülkesi için büyük yararlılıklar göstermiştir. Şu anda Thames nehri üzerinde iskeleye bağlı olarak müze gemi haline getirilmiştir. Londra’da bulunun tüm ilkokul öğrencileri mutlaka bu gemiye getirilir, gezdirilir ve öğrendikleri ile ilgili kendilerine ödev verilir.
Çünkü İngiltere’de hiç kimse solcusuyla, sağcısıyla ve liberali ile kahramanlanna, askerlerine ve ulusal değerlerine düşman değildir.
Cuma günü kaldığımız yerden Londra izlenimlerimize ve gözlemlerimize devam edeceğiz.
Saygılar sunarım.