İyi Parti’nin İzmir Büyükşehir adayı Ümit Özlale bundan bir hafta kadar önce dedi ki, “Istanbul’da ittifak İmamoğlu’na bağlı.”

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Bu sözden çıkan doğrudan sonuç, İyi Parti’nin İstanbul’da İmamoğlu ile ittifaka yanaşacağı idi.

 

 

Ancak bunun ardından İyi Parti’den Ümit Özlale’nin bu açıklamasını yalanlayan ifadeler geldi.

 

 

Akşener ayrıca tekraren, iki gün önce, 81 ilde aday çıkaracağız, dedi.

 

 

Ama olay şuydu.

 

 

Ümit Özlale hakikat olmayan bir şeyi söylemiyordu.

 

 

Söyledikleri partisinin en tepesinde konuşulmuş bir şeydi.

 

 

Ki, Ümit Özlale’nin Akşener’e çok yakın ve partisinin üst kademesinde olanlardan haberdar biri olduğu da dikkate alınırsa, karnından konuşmadığı iyice anlaşılır.

 

 

Fakat İyi Parti bu konunun şimdiden açığa çıkmasını ve tutumlarının bu konuda çok katı olmadığının anlaşılmasını istemedi.

 

 

İyi Parti’den yalanlama gelince, Ümit Özlale de, söylediklerim yanlış anlaşıldı babından yeni bir açıklama yaptı ama geçerli olan kanımca ilk yaptığı açıklama hala.

 

 

Peki, yerel seçimlerde İyi Parti’nin İmamoğlu ile İstanbul’da ittifak yapması İmamoğlu’na nasıl bağlı, yani İmamoğlu ne yaparsa İyi Parti buna yanaşır?

 

 

Bunun değişik cevapları olabilir…

 

 

Akla gelen en muhtemel ikisi ise, şudur…

 

 

1-İstanbul’da önemli bazı ilçelerin, mesela Beşiktaş gibi, İyi Parti’ye bırakılması

 

 

2-İmamoğlu’nun İyi Parti ile siyasi olarak ruh beraberliğine sahip olması ve/veya bunu sürdürmesi.

 

 

Tabi, 2. Şık ifade edilebilir bir şık değil, kafadan geçen bir husus olarak mevcuttur muhtemelen ve bu yerel seçime doğrudan etki etmez.

 

 

Fakat bazı ilçelerin, bazı önemli ve stratejik ilçelerin İyi Parti’ye bırakılması bu yerel seçimde işbirliğinin önünü açabilir.

 

 

İyi Parti, peki, Ankara’da neden böyle bir şeye yanaşmıyor.

 

 

Bir ihtimal son anda bir değişiklik olabilir ancak İyi Parti Mansur Yavaş’a daha fazla kırgın ve kızgın.

 

 

Mansur Yavaş ile Meral Akşener’in arası da, İmamoğlu ile olduğundan çok daha az iyi.

 

 

Mansur Yavaş, zira, siyaseten artık risk almak istemeyen ve Kılıçdaroğlu’nun dediklerine aykırı adım atmamaya kararlı gibi duruyor.

 

 

Bu da, Kılıçdaroğlu’na hala çok kızgın olan Akşener’i Mansur Yavaş’tan soğutuyor.

 

 

DIŞ POLİTİKADA YENİ DENKLEM

 

 

Bu denklem tamamen yeni oluşmadı ama çok daha belirgin hale geldi.

 

 

ABD PKK ve YPG ile daha açıktan beraber.

 

 

Türkiye ABD’yi daha açıktan hedef alıyor.

 

 

Son günlerde olanlar bunu açıkça gösterdi.

 

 

ABD o bölgede, PKK’nın yanından ayrılmayacağını göstermek için Türk SİHA’sını düşürdü.

 

 

Türkiye ise, o bölgedeki askeri operasyonlardan geri atmayacağını açıkça göstermek için , o bölgede ABD askeri olmasına rağmen, askeri hedefine yaklaşmaktan imtina etmedi.

 

 

Şu anda bir kriz durumu var.

 

 

Yani, bu iş nasıl evrilecek, hem Türkiye hem ABD karar aşamasında.

 

 

Tabii ki, savaşa girmeyecek kimse.

 

 

Ama önümüzdeki dönemde dış politikada, Suriye’nin kuzeyi ekseninde ABD ile çelişkiler ön plana çıkacak.

 

 

Bu seçmeni nasıl etkiler?

 

 

Cevabı çok doğrudan ve basit…

 

 

Siyasi iktidara desteği artıracak.

 

 

Hele bir de Azerbaycan-Ermenistan meselesi var ki…

 

 

Bu da siyasi iktidara olan seçmen desteğini artıracak.

 

 

Biz adını koyalım.

 

 

CHP bu tabloyu dikkate alan bir tutum belirlemeli, demeyelim ama…

 

 

Çünkü CHP iki eliyle bir şeyi kaldıramayacak durumda siyasi olarak.

 

Safile USUL X

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Demek ki bir değişiklik yok
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor
Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu