‘Hayalet’, diyorlardı, ‘izi bulunamıyor’ diyorlardı, tık diye öldürdüler…!

‘Hayalet’, diyorlardı, ‘izi bulunamıyor’ diyorlardı, tık diye öldürdüler…!
30 Ekim 2019 09:13

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, bugünkü yazısında, IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’nin operasyonla öldürülmesini değerlendirdi. Özdil, “Hayalet” diyorlardı. “İzi bulunamıyor” diyorlardı. Tık diye öldürdüler” yorumunda bulundu.

 

 

 

Özdil’in yazısının bir kısmı şöyle:

 

2011’de Usame bin Ladin öldürüldü.

Bağdadi, El Kaide’den koptu.

Suriye’ye yoğunlaştı.

İslam Devleti’nin ismini Irak Şam İslam Devleti olarak değiştirdi.

IŞİD doğdu.

İnsanlık tarihinin en vahşi eylemlerine imza attı.

Kafa kestirdi, diri diri yaktırdı.

Kendini “halife” ilan etti.

2014’te Musul’da minbere çıktı.

İlk kez dünya kamuoyunun önüne çıkıyordu.

Üzerinde Abbasi halifelerini çağrıştıran simsiyah bir kıyafet vardı.

“Sizleri yönetmek için atandım, ama, içinizdeki en iyi ben değilim, doğru işler yaptığımı görürseniz beni takip edin, yanlış işler yaptığımı görürseniz bana akıl verin, yol gösterin, Allah’a itaat etmezsem, siz de bana itaat etmeyin” dedi.

Cuma hutbesindeki bu sözleri, İslam’ın ilk halifesi Ebubekir’in halife seçilince yaptığı konuşmanın, farklı sözcüklerle uyarlamasıydı.

Usame Bin Ladin’den Zerkavi’ye El Mısri’den Ebu Ömer’e kadar, elebaşı kabul edilen isimlerin hepsi tek tek temizlenirken, Ebubekir Bağdadi’ye hiç dokunulmaması, izinin bile bulunaması, elbette tuhaf ötesiydi!

Irak’ta ve Suriye’de kurduğu dehşet dengesi, daima Amerikan çıkarlarına hizmet ediyordu.

Güya Amerikan karşıtıydı ama, yaptığı her hamle, bölgedeki ABD-Rusya satrancında daima ABD lehine sonuçlar veriyordu.

Popülaritesini eylemlerinden çok, Batı medyasına borçluydu.

“Hayalet” diyorlardı.

“Cihadistan lideri” diyorlardı.

“Dünyanın en tehlikeli adamı” diyorlardı.

“Vurma gücü Bin Ladin’den bile fazla” diyorlardı.

Köpürttükçe köpürttüler.

Cihat hayali kuranların “kahramanı” haline getirdiler.

Batı medyasının bu tavrı, elbette hesaplıydı.

Bağdadi’nin reklamını ne kadar çok yaparlarsa, Bağdadi’nin yanında savaşmak isteyenlerin sayısı o kadar artıyordu… Ki, vekalet savaşını körükleyen Batı dünyası, aslında tam olarak bunu istiyordu.

İngiltere’den Afganistan’a, Almanya’dan Libya’ya, Avustralya’dan Pakistan’a onbinlerce cihatçı Suriye’ye koştu.

Esad rejimini devirmek, Rusya ve İran’ı bölgeden söküp atmak için, çarpıştı.

Ve 2019…

Vekalet savaşı sona erdi.

ABD kaybetti.

Bölgeden çekildi.

Maşa olarak kullanılanların son kullanma tarihi gelmişti.

Işid’in hayatta kalan militanlarını Türkiye’ye yıktılar.

Geriye Bağdadi kalmıştı.

Lütfedip onu bize yıkmadılar.

Bin Ladin formülünü uyguladılar.

“Hayalet” diyorlardı.

“İzi bulunamıyor” diyorlardı.

Tık diye öldürdüler.

Elleriyle koydukları için, elleriyle koymuş gibi buldular!

Bağdadi ve Işid hakkında eminim yüzlerce kitap yazılacak, onlarca belgesel yapılacak, detayları zamanla tüm dünya daha iyi öğrenecek.

Ama bizim açımızdan asla unutulmaması gereken yeri, şurası…

Laiklik her şeydir.

Dincilere hoş görünmek için taviz verirsen, karşında emperyalizmin dinci celladını bulursun!

 

 

Yılmaz Özdil’in yazısının tamamını okumak için tıklayınız