Haluk Koç: “Mısır’da yaşanan katliam boyutunda gelişmelerin olması hepimizi derin üzüntüye soktu”

Haluk Koç: “Mısır’da yaşanan katliam boyutunda gelişmelerin olması hepimizi derin üzüntüye soktu”
14 Ağustos 2013 17:03

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Mısır’da yaşanan son gelişmelerle ilgili, “Mısır’da ciddi bir iç çatışmanın gelişme riski bugün her günkünden çok daha ileridedir. Temenni ederiz ki bu kaygılarımız gerçekleşmez” dedi.

 

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, Genel Merkezde toplandı. Toplantı devam ederken basına açıklamalarda bulunan Koç, Mısır’da sıcak gelişmelerin yaşandığını ifade ederek, “Seçimle gelmiş iktidarın darbeyle görevinden uzaklaştırılmasını asla tasvip etmiyoruz. Bugün Mısır’daki güvenlik güçlerinin darbe girişimini protesto eden göstericilere karşı ateş açması ve katliam boyutunda gelişmelerin olması hepimizi derin üzüntüye soktu” diye konuştu.
Bugün gelinen noktanın başka kaygıları da beraberinde getirdiğini belirten Koç, “Mısır’da ciddi bir iç çatışmanın gelişme riski bugün her günkünden çok daha ileridedir. Temenni ederiz ki bu kaygılarımız gerçekleşmez” dedi.

BM’YE ÇAĞRI

Koç, İslam dünyasının içine sürüklendiği kaosun son derece endişe verici boyutlara ulaştığını ifade ederek şöyle devam etti:
“İşin acı olan tarafı, Türkiye bu kargaşayı sona erdirebilecek aktörlerden biri olabilecekken, bölge ülkelerindeki çatışmaların hemen hepsinde kendisini taraf haline getirerek, yapıcı bir siyaset üretme şansını maalesef kaybetmiştir. Allah bütün kardeşlerimizin yardımcısı olsun ve bir kere daha bugünkü katliamı şiddetle telin ediyoruz. BM Güvenlik Konseyi’nin de bir an önce Mısır’da hükümet yetkisini yürütenlerle, bu yönetime tepki gösterenlerin ortak bir noktada uzlaşmalarını sağlayacak bir girişimde bulunmasının yararlı olacağını ifade ediyoruz.”

“SINIRI TERÖR ÖRGÜTLERİNİN AÇIK DENETİMİ ALTINDA”

Dış politikadaki gelişmelerin Türkiye’yi Ortadoğu’da tam bir yalnızlığa mahkûm ettiğini ifade eden Koç, “Türkiye’nin Ortadoğu’daki tüm meşru ve resmi muhataplarıyla bir ilişkisi kalmamıştır. Hükümetin bölgedeki muhatapları El Kaide, El Nusra, İhvan, Özür Suriye Ordusu’nun bir kesimi gibi ne idüğü belirsiz örgütlerden ibarettir” dedi.
“Davutoğlu-Erdoğan ikilisinin maceracı ve marjinal dış politikaları Türkiye’yi hem geleneksel çizgisinden uzaklaştırmış, bölgede yalnızlaştırmış ve aynı zamanda Ortadoğu bataklığının tam içine çekmiştir” ifadelerini kullanan Koç, Suriye sınırının Afganistan-Pakistan sınırına döndüğünü belirtti. Koç, “Sınırımız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin denetiminde değil, şu anda bazı terör örgütlerinin açık denetimi altındadır. Cilvegözü ve Reyhanlı’daki patlamalar, 3-4 bin kişilik güya kaçakçı oldukları ifade edilen grupların sınır tacizleri, İstanbul’da öldürülen Suriyeliler açıkça gösteriyor ki, Türkiye Ortadoğu’daki terör örgütlerinin açık bir hesaplaşma-çatışama alanına döndürülmüştür” diye konuştu.

“AÇIK HEDEF KONUMUNDAYIZ”

Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Ortadoğu’da hedef haline geldiklerini belirten Koç, “Bugün Ortadoğu’daki terörünün içeride ve dışarıdaki açık hedefi konumundayız. Suriye’deki olayların başlamasından itibaren Türkiye’nin Suriye’deki çatışmalara taraf haline getirilmesi, Türkiye’nin dışarıdan da terör ithal eden bir ülke haline gelmesine neden olmuştur. Bu riskler, önümüzdeki dönem Türkiye’yi başka noktalarda da tehdit edebilecektir” dedi.

“DAVUTOĞLU MADALYAYI HAKEDİYOR”

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu da yüklenen Koç, “Bütün bu gelişmeler karşısında Davutoğlu Ahmet Bey gerçekten bir madalyayı hak ediyor, kutlamak lazım. Bu başarısızlığın altında imzası olan kişi hala Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanıdır. Boş rüyalarla, Başbakanın algılama kapasitesini zorlamış ve Türkiye’yi maceracı ve marjinal bir dış politika çizgisine itmiştir” diye konuştu. Koç, “PYD ile El-Nusra arasında sıkışmış bir Türkiye var, aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. Ortada kalmış bir Türkiye var” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç fişleme iddialarıyla ilgili, “Bu işin sorumlusu MİT mi, Emniyet Teşkilatı mı? Her ikisi de hükümete bağlı. Bu kepazeliğin asli faili o zaman ortada. Bu da doğrudan Başbakan’ın kendisidir” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, Genel Merkezde toplandı. Toplantı devam ederken basına açıklamalarda bulunan Koç, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarıyla ilgili “kamuda türban” tartışmalarını değerlendirdi. Koç, “CHP’nin bu konudaki tutumu açık ve net. Devletin temel niteliği, inançlar ve kimlik konularında nötr olmak, tarafsız olmak, kör olmaktır. Yürütme ve yargı alanında hizmet verme boyutunda olanların yani devletin egemenlik yetkisini kullanma noktasında olan görevlilerin tarafsızlıklarını ihlal edecek herhangi bir sembol ya da işaret taşımalarını kabul etmiyoruz. Bu inanç özgürlüğüne karşı bir kavram değildir. Devletin inançlar ve kimlikler karşısında nötr, tarafsız, kör olmasının temel doğal bir sonucudur. Bu temel ölçü CHP tarafından bu maddeyle ilgili tartışmalarda korunmaktadır” diye konuştu.

“NİYET PARA OLSA KARUN GİBİ AKP’LİLER DURUYOR”

Koç, son günlerde CHP’ye dönük bazı “tuhaf” olayların yalandığını belirterek “İkisi milletvekili üç arkadaşımızın evlerine birileri girdi, hırsız görünümünde. Arkadaşlarımızın evindeki değerli eşya ve paraya dokunmayanlar, özel belge ve evraklar almakla yetindiler, Adi hırsız olmadıkları şuradan belli, eğer niyetleri ziynet eşyası, para olsa, karun gibi AKP’liler duruyor, gariban CHP’lilerin evlerini peş peşe seçmezlerdi. Adi hırsızlar, paranın malın kimde olduğunu biliyorlar” diye konuştu.

“BUNUN ADI DOĞRUDAN AÇIK FAŞİZM”

Koç, fişleme iddialarıyla ilgili olarak ise “Siyasi tarihimizde ilk defa ana muhalefet partisi böyle sistematik saldırı ile karşı karşıya. Sade yurttaşların fişlenme işlemi bitmiş, sıra ana muhalefet partisi milletvekillerine gelmiş” ifadelerini kullanadı.
Türkiye’nin vahim bir noktaya sürüklendiğini belirten Koç, “Başbakan bir grup konuşmasında ‘Ey Kılıçdaroğlu, senin nefes alışını bile izliyoruz’ demişti. Nasıl izlediği, şimdi tüm açıklığıyla ortaya çıkıyor. Bu işin sorumlusu MİT mi, bu işin sorumlusu Emniyet Teşkilatı mı? Her ikisi de hükümete bağlı. MİT doğrudan Başbakana, Emniyet Teşkilatı da İçişleri Bakanına bağlı. Bu kepazeliğin asli faili o zaman ortada. Bu da doğrudan Başbakan’ın kendisidir. Burada söz konusu olan Kılıçdaroğlu’nun ve milletvekillerinin hakkı, hukuku değildir. Ancak, apaçık belli ki tüm vatandaşlarımız, ciddi bir devlet baskısıyla, şantajıyla karşı karşıyadır. Bunun adı doğrudan açık faşizmdir” diye konuştu.

“BAŞBAKAN SIRTINI DÖNÜP GİDEMEZ”

Koç, Türkiye’nin süratle bir hukuk devleti olmaktan çıkarak bir parti devleti haline geldiğini belirten Koç, şöyle devam etti:
“MİT, adının önündeki milli tanımlamasına uygun bir istihbarat teşkilatı mıdır, yoksa AKP’nin istihbarat teşkilatı mıdır? Bu olay bu kadar vahimdir. Burada önemli olan Başbakanın şerefi ve haysiyetidir. Hiçbir şey olmamış gibi ya da bütün bunlar adi birer vakaymış gibi sırtını dönüp gidemez, bu olayların üstünü örtemez. Siyasi onurunu kurtarmak, haysiyetini, şerefini, onurunu temizlemek istiyorsa, bu şaibeden kurtulmak istiyorsa bu olayın faillerinin kim olduğunu, arkasında ne olduğunu açığa çıkartmak zorundadır. Şimdi kendisinden Türkiye’yi dünyaya bu alanda da rezil, kepaze eden bu olaylarla ilgili açık, net bir tavır, bir açıklama bekliyoruz. CHP, üzerinde oynanan oyunları bozamaz diye bir şey yok, onu ayrıca yaparız ama şu anda yürütmenin başındaki kişi, Türkiye’yi bu kepazelikten kurtarmak zorundadır” dedi.

ÇELİK’E: “BEYGİRDEN KİMİ KASTEDİYORSUN”

Başbakan Erdoğan’ın son günlerde ortadan kaybolmasının değişik yorumlara yol açtığını ifade eden Koç, “Biz bu yorumların içinde değiliz, tarafı da olmadık. İnsanların varsa sağlık sorunları üzerinden siyaset yapmayı etik olarak doğru bulmuyoruz ancak, AKP sözcüsü Sayın Hüseyin Çelik’in bu konuyla ilgili ölçüsüz beyanlarda bulunduğuna tanık olduk. ‘Atın ölümü, itin bayramıdır’ diyor Sayın sözcü. Burada itten kimi kastettiğini aşağı yukarı anlıyoruz da beygirden kimi kastediyorsun Sayın Çelik? Bunu tam anlayamadık, buna açıklık getirmesi gerekir. Sayın Çelik, sık sık böyle ishal-i kelam eski deyimle, bu tabirlerde bulunuyor. Siyaset adamları, parti sözcüleri seviyeyi bu kadar düşürürlerse bunun sokağa yansıması çok daha ağır boyutlarda oluyor” diye konuştu.
Aynı “dil arızasını” Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ta da gördüklerini ifade eden Koç, “Yaşı kemale erdikçe, üslubu kemal olmuyor ne yazık ki. Sonuçta bu arkadaşların kendi içlerinde sıkıntıları olduğu anlaşılıyor ancak kendilerine tavsiyemiz bu sıkıntılarını kendi içlerinde halletmeleri, topluma yansıtmamaları. Bunların kendi içlerindeki sorunlarla toplumun uğraşacak ne hali ve ne takati var” dedi.

“KART’IN KİŞİSEL GÖRÜŞÜ”

Koç, gazetecilerin sorusu üzerine Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi CHP Milletvekili Atilla Kart’ın kamuda türbanla ilgili yasama alanındaki görüşünün kendi kişisel görüşü olduğunu ifade etti.
Koç, fişleme iddialarıyla ilgili yasal bir başvuru yapıp yapmayacaklarına ilişkin ise, “Meclis açıldığında, Meclis denetim faaliyetleri içinde CHP bu sürecin peşinde olacak” diye konuştu.
Koç, “İktidar-cemaat çatışması” iddialarıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine de, “Biz bu konularda taraf değiliz. Biz siyasi partiyiz, siyasi parti olarak muhatabımız resmi siyasi kurumlardır. Kendi aralarında ne yaşıyorlar, neyin savaşındalar bunlar gazetede sayfalarında tartışılıyor. Kendi sorunlardır” dedi.