Gürsel Tekin; "Beni kovmaya kimsenin gücü yetmez"

Gürsel Tekin; "Beni kovmaya kimsenin gücü yetmez"
30 Mayıs 2012 23:38

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin Merkez Yürütme Kurulu üyeliğinden istifa etmesinin ardından CHP’de gündemdeki isim olmuştu.

Parti’nin kilit isimlerinden Tekin, Ege Postası’na konuştu.

CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu dendiğinde ardından sizin isminiz geliyordu. İkinci adamdınız. Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yapıyordunuz. Yıprandığınız nedeni ile görevden alındığınız söylendi. İstifanızın nedeninde o dönem ki kopmanın etkisi oldu mu? Örgütlerde sıkıntı ve parti içi barış olmadığı için mi istifa ettiniz?

O  dönem başlar başlamaz atamalar ve ön seçim süreci oldu. Daha sonra seçime girdik yani benim o süre içersinde örgütlere proje sunmam söz konusu değildi. Ama örgütler ile ilgili planlarım vardı uygulamaya kısmet olmadı çünkü değişim oldu. Örgütlerde uzun süre çeşitli kademelerde görev yaptım.Gençlik kollarında göreve başladım en son geldiğim nokta örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı… İlçe yöneticiliği, il başkanlığı, belediye başkan vekilliği… 30 yıla baktığınızda her kademede yer aldım. Partide örgütlenme konusunda mütevazi davranmayacağım. Çünkü bu konuyu çok iyi bilen bir insanım…Bunun en somut örneği İstanbul…

CHP tarihinde İstanbul’da  hiç tek aday olmadı. İlk kez benim ile birlikte oldu. Üstelik iki dönem tek başına aday olan bir insanım. Bu yüzden İstanbul ilçe örgütlerine teşekkür ediyorum. Sayın Baykal o zamanlar bana liste ile ilgili  ‘ne yapacaksın’ dediğinde ‘parti içi barışı sağlayacağım’ dedim ve bunu yaptım. Ankara’ya listeme arkadaşlarımı  yazıp gitmedim. Sayın Baykal ‘listeni getirdin mi’ dediğinde ‘Hayır getirmedim’ dedim. Mevcut il yöneticileri ile çalışacağımı belirttim. Demek istediğim, parti ayrıştırmaları partiye zarar verir. Bütünlük olmalı. Ben bütünlüğü İstanbul’da sağladım. İstanbul’da sağlanan parti içi barışı aynı zamanda partiye de büyük bir başarı getirdi. İstanbul’da başarının temeli parti içi barış ile geldi. Evet CHP’de parti içinde bütünlük sıkıntısı var. İçerde bir mücadele var. Bu sıkıntı dolayısı ile benimde sıkıntım oluyor.
 
İstifanızda İstanbul İl Kongresi sürecinin büyük etkisi olduğu yönünde iddialar var.

İstanbul’da ne kadar itirazım olmuşsa, başka illere de o kadar oldu. Benim genel bir anlayışa itirazım var. Benim itirazım kişilere değil sisteme… Parti yöneticilerinin temel görevi parti içersinde bütünlüğü sağlamaktır. Buna itirazım oldu. Belki İstanbul milletvekili olduğum için doğal olarak öne çıkabilir ama itirazım her yeri kapsıyor.

Che evlerinin sayısının arttırılmasına yönelik çalışmalar yaptığınız dönemde Mamak’ta ‘Fethullahçı Gürsel Tekin Mamak’a giremez’ pankartı ile karşılaştınız. Bu olayın sürece bir etkisi oldu mu?

Bunları kimin astığını bilmiyorum ama kim yapmışsa alçakçaydı. Ben hiçbir zaman bir insanın yüzüne söyleyemeyeceğim birşeyi arkasından yapmam. Bu alçaklıklar sadece orda yapılmadı. Aynı zamanda İstanbul’da da yapıldı. Ama İstanbul’dakini çözdüm. Kimlerin yaptığını biliyorum. Günü zamanı gelince açıklayacağım.

Yenimahalle Belediyesi’nde hakkınızda rant haberleri çıktı? Peki bu konu etkili oldu mu?

Bu konu benim en çok içimi sızlatan olaylardan biri. Düşünün  İstanbul’da on yıl rantla mücadele edeceksiniz. Rantçılarla mücadele edeceksiniz. Sonra geleceksiniz hiç ilginizin olmadığı bir şeyle iki yandaş gazeteyi kullanarak beni eleştireceksiniz. Ne oldu ben soruyorum. O gazete patronlarına da sordum.’Böyle bir şey yapıyorsunuz bunu ispatlayacaksınız’ diye. Ajansta da çıktı ve  dava açtım. Bunların önemi yok. Kimlerin kullanıldığını, siyasette kirli işlerin nasıl olduğunu yaşadığım süreçte gördüm. Birçok şey affedilebilir ama o işi hiçbir zaman affetmeyeceğim. Gürsel Tekin hepsinin hesabını mutlaka soracak.


 
CHP’deki Alevi lobisinden rahatsız olduğunuz yönünde iddialarda vardı?

Benim reddettiğim bir konu. Bunu zaman zaman duyuyorum. Parti içersinde kimlik önemli değil. Kimse anasını babasını tercih edemez. Kılıçdaroğlu Türkiye’de bana göre hayatının hiçbir alanında mezhebini inancını kullanmış değil. Herkese önce insan olarak baktı. Parti içersinde bir kısım alevi arkadaşlarımız böyle bir lobi yaratarak kendi koltuklarını sağlamlaştırmak için alevi konusunu kullanıyorlar. Bu çok tehlikeli. Alevi seçmeni parti içinde önemli bir seçmendir. Baykal döneminde de oy veriyorlardı. Baykal alevi mi? Hayır. Alevilerin beklentisi ülke sorunlarının çözümüdür. Kimin seçilmesi değil. Siyaset simsarları bu işi buraya getiriyor. Sosyal demokrat bir partide insanların mezheplerinin tartışılması vahim bir olaydır.

AK Parti’ye karşı ciddi bir muhalefet yaparken içerden bir cephenin sizi kovmaya çalıştığını düşündünüz mü?

Beni kovmaya kimsenin gücü yetmez. İçerde tabi ki farklı düşünceler olabilir. Bana karşı da olabilir. Ama beni kimse CHP’den kovamaz.

Partinin ‘kara kutusu’ olarak lanse edilen ve sizin istifa sürecinde de etkisinin olduğu iddiaları çıkan Gürsel Erol sizin durumunuz için İzmir’de bir açıklama yapı. Erol ‘Gürsel Tekin mesafesini kendi koydu. Kırgınlığı İstanbul İl Kongresi süreci ile başladı. Bir genel başkan yardımcısının il başkanının atanmasına tepki göstererek görevine bırakması doğru değil’ dedi.

Bu sözler onun yorumu. kendisi parti yöneticisi değil. MYK’ dan biri olsa farklı cevap verirdim. Kara kutu diye bir şey yok. Partide çeşitli kademelerde görev aldı. Zaten Sayın Kılıçdaroğlu’nun kutuları olmaz. Önce kutusu olacak. Kutusu olmayanın kara kutusu hiç olmaz.
 
Yeni CHP’de neler eksik kaldı. Nerelerde hata yapıldı?

Aile içinde kalması gereken şeyler var… Ben itirazlarımı Genel Başkan ile paylaştım. O paylaşmak isterse paylaşır.



Kılıçdaroğlu’nun istifanıza tepkisi nasıl oldu?


Böyle bir beklentisi yoktu. Kabul etmedi, reddetti. Ancak bir daha bu konu ekseninde gitmedim ve istifa ettim.
 
Peki, Kılıçdaroğlu ile bundan sonraki yol arkadaşlığınız nasıl olur?

Yarın da ben olurum yanında başkaları olmaz.  İstanbul İl Başkanı olduğum dönem  Öğmen ile Kılıçdaroğlu’nun bir tartışması vardı. O zaman Sayın Kılıçdaroğlu’nun yanında saf alan tek adam bendim. İkinci bir adam yoktu. Ben günübirlik siyaset yapmam. Çıkar doğrultusunda siyaset yapmadım. Kılıçdaroğlu ile her zaman yol arkadaşlığım devam eder.  Ama ağabey kardeş ilişkileri adı altında her zaman kırgınlıklar olabilir. Ben de o kırılmayı yaşadım.

Koltuksuz siyaset nasıl gidiyor?

Oturduğum koltuk koltuk değil mi(Gülüyor). Benim istifam bir gecede alınmış bir karar değil. Üç aydır düşünüyordum. İyileşebilir diyordum sıkıntılar. Zarar vermeden yapayım diyordum. Bu yüzden uzadı. Bir yerde bazı sıkıntılar varsa ve siz bunu görüyorsanız itiraz edeceksiniz. Ben itiraz kültüründen geldim. Babama itiraz ettim yeri geldi. Partisinde ülkesi için çalışan bir adamın sıkıntılara itiraz etmemesi kabul edilecek bir şey değil. Ben hayatımın her alanında huzurlu bir ortam istiyorum. Bu partide huzursuzluk yaratan bir adam profiline bürünmek istemem.


 
Bundan sonraki planlarınız?

CHP nasıl başarılı olabilir ben bunu düşünüyorum. Bakın Türkiye’nin tek umudu CHP. STK’lar yok. Partiler susturulmuş. Basın medya baskı altında. Kurumların tamamı iktidarın denetiminde. Tek çare CHP. Parti enerjisini buna harcamalı. CHP’liler birbirlerine enerjilerini harcadığı zaman asıl sıkıntı oluşuyor. Bu sıkıntı benimde asıl sıkıntım.
 
‘CHP örgütü AKP’ye karşı mücadele etmeli kendi içinde değil’ dediniz sürekli. Parti içindeki mücadele CHP’de bir hastalık mı?

Geçmiş yıllara dayanan bir hastalık bu. Bugüne mahsus değil. Örneğin sürece bakın önce ayrışmalar oldu. SHP, CHP çeşitli siyasi partiler … Sonra ayrışmalar sonucu bütünleşme süreci oldu bütünleşemedik. Kongreler kurultaylar. Enerjimizi ne yazık ki dışa dönük değil. İçe dönük harcadık. Kurultaylar olmaz mı? Ben CHP’nin  yılda en az 4-5 kurultay yapmasını istiyorum. Ama İşsizlik kurultayı, yoksulluk kurultayı, tarım kurultayı kentleşme kurultayı yapacak. CHP bunları yapmalı. İstanbul’da üç tane sempozyum yaptım. Nedir kentin sorunu dedik  ‘alt yapı’. Bilim adamları günlerce konuştu çözüm ortaya koydu. Depremi biz konuştuk. O sempozyumlarda oluşturulan kitapçıklar üniversitede ders olarak veriliyor. Türkiye’nin su sorunu konuştuk çözüm önerdik. CHP bunları konuşmalı. Çözüm aramalı. CHP ilk defa 41 proje ortaya koydu. Bu projeye baktığınızda en az 50 yıllık süreçte geçerli olacak projeler. 74 milyonun hayatına dokunacak projelerdir. Benim partililerimin görevi delegemin görevi örgütümün görevi o projeleri anlatmaktır. Tam tersine herkes birbirleri ile meşgul. Aile sigortası Türkiye’nin vazgeçilmez sorunlarından biri. Ama mahallede sokakta bunlar anlatılmıyorsa bu eksikliktir. O delege olur bu delege olur. Önemli değil. Bırakalım örgüt karar versin. Örgüt zaten doğru karar verir. Örgütü ayrıştırmayalım. Örgüt kendi kaderini kendisi tayin etsin.Seçimlerden sonra örgütlerin yapması gereken projeleri anlatmaktır. Aile sigortası emeklilik ile askerlik ile ilgili bir sürü projemiz AKP tarafından hayata geçirildi.


 
AKP’ye alternatif olarak gördüğünüz CHP gerçekten sokakta yok mu?

CHP sokakta var ancak organize edilmesi gerekir. Şuanda Türkiye’de en fazla üyesi olan CHP’dir 40 yıldır iktidar değilsiniz. Buna rağmen inançla partisin insanlar terk etmiyor. Siyaset yapanların önemli kısmı iktidara göre şekil alıyor. İzmir’de de görüyorsunuz eskiden başka partilerde olanlar şuan AKP’de. Yarın AKP olmasın başka limana giderler ama gerçek CHP’liler hep kalmıştır partisinde. Biz iktidar avantajları ile beslenen bir örgüt yapısında değiliz.
 
Başka şansınız kalmamış mıydı da böylesine bir süreçte pes ettiniz?

Genel başkan yardımcılığında istifa edilemez mi. Tabu değil ki bu.  Ben mücadelemden vazgeçmiş değilim. Ben pes etmem. Zarar vermek istemedim. Sayın Kılıçdaroğlu’na  anlattım nedenleri. Bir günde anlatılan şeyler değil. Hem kendime hem de partideki arkadaşlarıma haksızlık etmiş olurdum istifa etmesem. Değişim algısını ilk telaffuz edenlerdeniz. Ancak bu değişimde CHP’nin emekçilerini yok saymak onları öteleyerek bir değişim doğru değildi.

Kurultay’da aday olacağınıza dair iddialar var. Bir de İstanbul Büyükşehir Belediyesi için isminiz geçiyor.

Böyle bir şey söz konusu değil. Niyetim olsa Genel Başkana söylerdim. Ben öyle tuzak işleri bilmem. Alavere dalavereleri bilmem. Nasıl siyaset yaptığımı yanımda olanlar da karşımda olanlar da bilir. Bireysel öneriler gelebilir. Geçmişte de geldi. Ben CHP’nin başarısını düşünüyorum. Bu başarı Türkiye’nin ihtiyacına cevap vermek için önemli.Bunun kararını partinin delegasyonu ve partinin genel başkanı verir. Bu kararı Genel Başkan Kılıçdaroğlu verecek. İhtiyaç duyarsa görev verecek. İhtiyaç yoksa yapacak bir şey yok.
 
Dışarıda bırakılırsanız ne olacak?

Dışarıda kalırsam milletvekili olarak İstanbul ve Türkiye’nin sorunlarını gündeme getirmeye devam edeceğim.
 

Siz gittiğiniz her yerde sevgi seli ile karşılaşıyorsunuz. Halktan bir sevgi var mı size karşı. Halktan aldığınız bir güç var mı?

Türkiye’nin bir çok yerine gittim. Halkımızdan hep ilgi destek ve sevgi vardı. Siyasetçinin en büyük destekçisi millettir. Milet desteği olduğu sürece size hiçbir şey olmaz. Ama bu destek yoksa silinirsiniz.
 
Siyaset yaşamınızda partiye etkisi olduğunu ya da olacağını düşündüğünüz ‘keşke’ nedir?

İstanbul 2009 yerel seçimlerinde  İstanbul’u talep etmiştim Sayın Baykal’dan. Keşke bana emanet etseydi İstanbul’u  bugün CHP iktidarda olurdu.

 

Antalya’da Baykal’ın destek verdiği aday kaybetti. CHP’de bir dönem kapanıyor mu?

Kongreler kaybedilince siyaset bitmiyor. Bunu sadece kongrelere bağlamamak gerekir ama kongrelerin sağlıklı yapılması gerekir. Zaman zaman sağlıklı olmuyor. Elbette yarış olacak ama demokratik yarış parti içi mücadeleye partiyi kırmaya gidiyorsa çok yanlış. Antalya’da da benzer sorunlar yaşanmış. Keşke yaşanmasaydı.
 
İstanbul İl Kongresi hem yaşananlar hem de sonuç olarak içinize sindi mi?

Kimin içine sinebilir. 270 bin üyeniz olacak. Salonda 30 bin kişi olmayacak. Açıkça söyleyeyim içim acıyor. Benim en son yaptığım kongreyi alın bakın nasıl bir il kongresinin yapıldığını görürsünüz. Önemli sanatçılar, STK’lar oradaydı. İlk kez bir il kongresinde 15ülkenin temsilcilikleri oradaydı. Bizim CHP il kongremizi yabancı medyada takip ettiler yazdılar. CHP test edilecek bir siyasi parti değildir. Hele İstanbul gibi bir yerde 10 binlerin bir araya gelmemesi büyük eksikliktir. Ümit  ediyorum ki bu eksiklikler zaman içersinde giderilecek. İstanbul il başkanıyken birçok sivil hareketi de hayata geçirdik.18 bin gönüllümüz vardı. Cumhuriyet Halk Evlerimiz vardı. Halen devam ediyor. Birçok sivil örgütlenme ile İstanbul’da AKP’yi bir kıskaç altına almıştım. AKP yetkilileri İstanbul’da demeç veremiyordu. Her demeç karşılığında benim demecim doğduğu için çekiniyorlardı.
Başarı ve başarısızlığımı test etmek için o süreci bilmek lazım.
 
Peki, İzmir ve CHP?

İzmir CHP için çok şey ifade ediyor. Demokrasi için özgürlük için hem doğası güzel hem insanı çok iyi. Ben İzmir’i çok seviyorum. CHP için çok önemli bir il. Yarın emekli olsam yaşamak istediğim yer İzmir olur herhalde.
 
Delege seçimlerinde, ilçe kongrelerinde bir çok sıkıntı yaşandığına dair size sms, mail ve telefon gelmiş. Siz de zaten açık ve net bir şekilde yaşananlardan dolayı duyduğunuz sıkıntıyı dile getiriyorsunuz. Peki, İzmir bu sıkıntının ne kadar içinde?

Burada İzmir yok. Kutlamak gerekir. 81 ile baktığımızda en demokratik seçimi İzmir yaptı. En az şikâyet aldığımız yer İzmir’di. Sandığını her yerde koydu. Başta İl Başkanını kutluyorum. Olması gereken bu.
 
Önümüzde bir il kongresi var. Ciddi anlamda üç tane aday var. Mevcut İl Başkanı Tacettin Bayır, eski il yöneticilerinden Ali Engin ve PM Üyesi Levent Eyipişiren. ‘Genel Merkez adayım yok’ diyor. Kılıçdaoğlu gerçekten tarafsız mı? Siz adayları nasıl görüyorsunuz?

Genel Başkan çok net bu konuda. Taraf olmayacağını söyledi. Örgüt kendi seçsin diyor. Umut ediyorum ki İzmir’e yakışan bir kongre olur. 3 Haziran’da İzmir’de olacağım. Levent PM üyesi birçok kademede başarılı işler yaptı partide. Ali Engin uzun yıllardır hizmet ediyor. Mevcut başkan Bayır’ı başarılı bulduğumu daha önce söyledim. Adayların hepsi il başkanlığın hak edecek isimler. Ben Gürsel Tekin olarak kim kazanırsa kazansın tecrübelerimi her zaman İzmir’e vermeye hazırım.
 
AK Parti İzmir’i alabilir mi?

Alamaz. Bu kadar eminim. İzmirli değilim. Gidip gelen bir insanım. İzmir seçmeni nasıl karar vereceğini bilir.
 
CHP olur da İzmir’i kaybederse bunun yansıması Genel Merkez’de nasıl olur?

Olmayan duaya amin demem. İzmir’i kaybetmeyeceğiz. İzmir, Mersin, Eskişehir, ;İstanbul , Ankara’da çok büyük başarı bekliyorum.
 
Birçok il de olduğu gibi İzmir’de de belediye başkanları toplantılar yapıyor. Milletvekilleri bir araya geliyor ve il başkanlığı sürecine etki etmek istiyor. Ne kadar doğru bir yaklaşım bu.
Belediye başkanları enerjisini sokağa harcasın. Niye İstanbul modeli diyorum. Belediye başkanlarına İl Başkanı olunca dedim ‘Size gelecek en ufak tepkide gövdemi koyarım ama sizden ricam kendi, işinizle uğraşın’. Örgütten de belediye ilgili eleştirilerde hemen tepkimi koyarım. Belediye başkanlarının milletvekillerinin örgüt içinde ayrıştırıcı olması doğru değil. Önce kendilerine zarar verirler. Benim İstanbul’da gerçekleştirdiğim  modeli  birçok il de örnek olmalı. Yoksa yıpranırsınız.
 
Büyükşehir Davası sadece İzmir’de değil ülke genelinde CHP ile AKP’yi karşı karşıya getirdi. Siz ne düşünüyorsunuz?

Kesinlikle siyasi bir dava. İstanbul’da parlamento çatısı altında rant haritasını açıkladım. Başbakan’a gönderim. Şimdi buralarla meşgul olmayacaksın Sosyal projeler yapan belediyeyi nasıl sıkıştırabilirim bunu düşüneceksiniz. AKP’liysen suç işleyebilirsin, AKP’li değilsen karşında beni görürsün mantığı var. 16 tane Büyükşehir var. 4 tanesi CHP’ye ait. Bütün bu belediyeleri alıp komisyon oluşturalım bu belediyelerdeki usulsüzlüklerin ne olduğunu masaya yatıralım. Öncelikle CHP’den başlayalım.Sonra hesini inceleyelim. Yolsuzluk arıyorlarsa dediklerimi yapsınlar. CHP’nin bütün mücadelesi AKP olmalı bu yüzden belediyeler ile ilçe örgütleri arasındaki tartışmaya tahammülüm yok. Birbirlerini eleştirdiklerinde çok üzülüyorum. Aynı partinin yöneticisi bir başka yöneticiyi eleştirmesi kabul edilecek bir durum değil.

Peki, kentsel dönüşüm. Ankara ve İstanbul’da görev yapmış biri olarak kentsel dönüşüm yasasını ve projeleri nasıl görüyorsunuz?

Bu konu çok tartışılamadı. Konuşulmadı. İzmir’i de yakından ilgilendiriyor. Kent kavramını ilk telaffuz edenlerdeniz. Şuanda çıkan yasa kentsel dönüşüm değil bir ferman yasası. Ranta dayalı. Aynı zamanda  belediyeler by-pass eden bir sistem. Çok tehlikeli ve yanlış. CHP duruş sergilemeli vaziyet almalı. Çıkan yasa anayasaya aykırı, mülkiyet haklarına aykırı, insan haklarına aykırı. AKP’nin nasıl bir kentsel dönüşüm yaptığını çok iyi biliyoruz. Örneğin İstanbul Sulukule. Adına kentsel dönüşüm deniyor ama tamamen ranta dayalı. AKP’liler  mülklere el koydu. Kentsel dönüşüm için biz 99’da ve 2008’de sempozyum ile deprem konusunda kentsel dönüşümü ortaya koyduk. Kentlerin en önemli sorunlarından bir tanesi dedik. Ancak Ankara kentlerden elini çekmeli. Bakanlıkların plan yapma yetkisi var. Kentler de dünyanın her yerinde olduğu gibi planlamayı belediyelerin yapması gerek.