Örgüt”ün adı kondu: Ötüken… “Gizli tanık” bu kez Balyoz sanığı emekli hakim albay Ahmet Zeki Üçok..

 

Torba siyasi dava Ergenekon’un ikinci versiyonu için hazırlık başladı. ”Örgüt”ün adı kondu: Ötüken. İddianın sahibi, Balyoz sanığı emekli hakim albay Ahmet Zeki Üçok. Halen cezaevinde olan Üçok, Gezi Direnişi’nde, Cemaat kontrolündeki Ötüken’in parmağı olduğu söylendi. Oysa Eylül ayında bunun tam tersini söylüyordu.

 

ADI KONDU: ÖTÜKEN

 

Son haftalarda sık sık, Gülen Cemaati’ne karşı yeni bir operasyon ve dava hazırlığı konuşuluyordu. Dün bu davanın adı kondu: Ötüken Örgütü.

 

Akşam gazetesi, dünkü ”Paralelin silahlı örgütü: Ötüken” başlıklı manşet haberinde, emekli hakim albay Ahmet Zeki Üçok’un ifadelerine yer verdi. Üçok, ordudaki Cemaat örgütlenmesi olduğu iddia edilen Işık Evleri yapılanmasını araştırırken, ismi siyasi davalara karıştırılarak hapse atılmıştı. Halen Ankara Sincan Cezaevi’nde tutuklu. Hakkında 1000 yıl hapis istendi, 36 yıl 3 ay hapse mahkum oldu.

 

Akşam gazetesi, Üçok’u tanıtırken ”Önüne Aziz Yıldırım, Karargah Evleri ve Işık Evleri soruşturmaları geldi, hayatı değişti. Soruşturmalarda karşısına paralel yapının TSK’nın her yerine sızmış uzantıları çıktı, başına gelmeyen kalmadı” dedi.

 

SİLAHLI EYLEM DERDİ

 

Torba siyasi davalarda en önemli adım, hedef alınan ”örgüt”e, ”silahlı eylem” atfetmek. Üçok’un röportajı, özel olarak buna hazırlık gibi görünüyor.

Üçok, ”Cemaat mensupları sokak ve silahlı şiddet eylemlerine uygun olmadığı için paralel yapı, Alperen Ocakları’na çengel attı” dedi.

 

BİLGİ SAHİBİYİM

 

Emekli albay, ardından yeni örgütün adını koydu: ”Paralel yapı tarafından kurulmuş Ötüken adlı gizli bir örgütün bulunduğunu ve bu oluşum aracılığıyla eylemler yapıldığı ve yapılacağı bilgisine sahibim.”

 

Üçok’a Gezi Direnişi’nde ortaya çıkan halk hareketi de ”Ötüken” in işi: ”Gezi’de Ötüken kullanıldı. Rahip Santoro, Hrant Dink, Zirve, Danıştay cinayetlerinde tetikçilerinin milliyetçi muhafazakar olması boşuna değil.”

 

SENARYO PİŞİYOR

 

Yandaş basında, Cemaat’e karşı yürütülecek bir operasyonla Gezi Direnişi’nin birleştirilebileceği yönünde ifadeler daha önce yer almıştı. Üçok, iddianameyi kafasında yazmış görünüyor. Üçok, Başbakan Erdoğan’ın da hedef olduğunu öne sürüdü: ”Paralel yapı gözünü tamamen karatmış durumda. Gemileri her anlamda yaktı. Ötüken’e bu çerçevede çok iş düşebilir. Hatta ben Ötüken’in Başbakan Erdoğan’a karşı da kullanılabileceğini düşünüyorum.”

 

İDDİANAMEDE 2. BÖLÜM TSK

 

Akşam Gazetesi’nin Albay Üçok’la röportajı bugün de devam ediyor. Üçok bu kez TSK’ya el attı.

 

ÜÇOK’TAN BÜYÜKANIT İDDİASI

 

“Paralel örgüt, TSK’nın hava, deniz, kara, istihbarat gibi birçok birimine sızıp ele geçirmiş durumda. Askeri Yargıtay’da durum korkunç” diyen Üçok, “Yaşar Büyükanıt, Kuleli Askeri Lisesi komutanıyken sınav soruları Fethullahçı öğrencilere verildi. Kuleli’ye 500 Fethullahçı öğrenci alındı” iddiasında bulunuyor.

 

ÜÇOK YOLSUZLUK OPERASYONUNA DARBE DİYOR

 

Üçok röportajda “17 Aralık sürecinin kesinlikle bir darbe girişimi olduğunu düşünüyorum. Paralel örgüt, yolsuzluk soruşturması adı altında seçilmiş hükümete darbe yapmayı amaçlamaktadır” diyor.

 

1000 yılla yargılanan emekli Hakim Albay Üçok “Yargı ve polis darbesi olacaktı” diyerek Başbakan’a övgü düzüyor: “Ülkeyi büyük bir kaostan kurtaransa sadece Başbakan’ın kararlı tutumu olmuştur.”

 

ASKERİ YARGITAY’DA 50 ELEMAN İDDİASI

 

“Cemaat Askeri Yargıtay’ı ele geçirdi” iddiasında bulunan Üçokdevamında şunları söylüyor: “Bunlar kesin. 50 civarı kişiden oluşan Askeri Yargıtay’da paralel yapı taraftarı 20 civarında kişi var, blok halinde, sistemli ve kendi aralarında hiyerarşik hareket ediyorlar. Tıpkı sivil Yargıtay’da birlikte hareket eden 160 kişilik grup gibi. “

 

Birkaç ay önce dalga geçiyordu

 

Cezaevinden yaptığı açıklamalarda Gezi Eylemleri’ni Cemaat kontrolündeki ”Ötüken” isimli örgüte bağlayan emekli hakim albay Ahmet Zeki Üçok, 17 Eylül 2013’te Odatv’de yayımlanan yazısında, tam da bu fikirle dalga geçiyor, üstelik AKP’ye çakıyordu.

 

Üçok, söz konusu yazısında şu ifadeleri kullanmıştı: ‘Askeri olsun sivil olsun ceza ve tutukevlerinin uygulamaları üç aşağı beş yukarı birbirine benzemektedir. Ülkemiz son beş yılda adeta suçlu yaratılan herkesi çeşitli nedenlerle hapse atan ceberut bir devlete dönüşmüştür. Birden fazla askerin bir sabah uyandıklarında darbeci oldukları tespit edilip, tutuklanıp hapse atılmışlardır.

 

”Üniversitelerde hak talep eden yüzlerce öğrencinin bir anda DHKP-C örgütü üyesi oldukları anlaşılıp hapse atılmışlardı. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de herhangi bir mahallede yaşayan sakinlerin tamamının KCK’lı olduğu tespit edilip tutuklanmışlardır. Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı çıkan binlerce genç kadın ve erkeğin, hükümeti devirmek isteyen dış güçlerl beraber hareket eden örgüt üyesi olduğuna karar verilip tutuklanmaları ise ancak ileri demokrasilerde mümkündür.”