MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Başbakan Erdoğan’ın dün bir televizyon kanalında MHP ile ilgili açıklamaları hakkında, “Başbakan’ın son beyanları, AKP’nin teröre tam teslim olduğunu; İmralı’da onursuzca milletimizin haysiyet ve itibarını iki paralık ettiğini ispatlamıştır. AKP, artık Türk milletinin sabrını sınamaktan vazgeçmelidir” dedi.

 

 

 

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir TV programında MHP’ye yönelik sözleri ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Başbakan’ın son beyanları, AKP’nin teröre bütünüyle teslim olduğunu, İmralı’da onursuzca milletimizin haysiyet ve itibarını iki paralık ettiğini ispatlamıştır. Başbakan Erdoğan, daha fazla çırpınmadan İmralı adasında düştüğü bataklıktan çıkmanın yollarını aramalı ve yapmış olduğu bu hatalar silsilesini bir an önce sonlandırmalıdır. Türk milletinin sabrı sınırlarına dayanmıştır” diyen Büyyükataman şunları kaydetti:

 

 

“İktidara gelir gelmez bir yandan MHP’yi bebek katili Öcalan’ı asmamakla suçlayan diğer yandan da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden gelecek nihai karar öncesinde idamın tamamen ortadan kaldırılması için gerekli çalışmaları yürüten ve 2003 yılında bu amacına ulaşan Başbakan Erdoğan, İmralı canisinin boynunda duran ve darağacında sallandırmayı bekleyen yağlı urganın bağlarını o gün çözmüş ve bir ucunu bebek katiline uzatarak diğer ucunu da kendi boynuna takmıştır. Son yaşanan gelişmelerin ışığında görünen odur ki; bebek katili Öcalan, urganın ucunu bir o yana bir bu yana çekmekte ve bağlarını sıkıp sıkıp gevşeterek Başbakan Erdoğan’la kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaktadır. Dün bir televizyon programına katılan Başbakan Erdoğan, bir kez daha bebek katilinin istek ve arzularını-yayını İmralı canisininin de takip ettiğinin üstüne basa basa-canlı yayında halka anlatmak talihsizliğine düşmüştür. Konuşmasının bir bölümünde bebek katilinin yeterli miktarda jimnastik yapamamaktan şikâyetçi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bunu söylemesinin bir risk olduğunu, Milliyetçi Hareket Partisi’nin buna tepki göstereceğini bildiğini ve Sayın Genel Başkanımız tarafından yapılan kucaklaşma yakıştırmalarını çok çirkin ve eğreti bulduğunu söylemiştir.”

 

 

“DAHA AĞIR YAKIŞTIRMALARA MÜSAİT OLDUĞUNUN ALTI ÇİZİLMİŞTİR”

Açıklamasında, “Anlaşılan odur ki; terör örgütüyle görüşmeyi “şerefsizlik, namussuzluk ve ahlaksızlık” olarak nitelendiren AKP zihniyetine, “kucaklaşma” kelimesi sıradan, hafif ve basit gelmiş ve bu durum, dün akşam; öğretmeni, çiftçiyi, vatandaşı azarlamakta “üstat”lık mertebesine erişen ve kendisine muhalefet edenlere en ağır hakaretleri savuran Başbakan Erdoğan tarafından dillendirilerek AKP’nin seviye ve bünyesinin bundan daha ağır yakıştırmalara müsait olduğunun altı çizilmiştir” diyen Büyükataman, ayrıca şunları kaydetti:

“Bununla beraber, bölücü başı Öcalan, arzularını karşılamak uğruna bütün şahsi heveslerinden feragat eden ve tüm benliğini kendisinin memnuniyetine adayan Başbakan Erdoğan’dan, artık yeni oyun sahaları, yeni uğraşlar ve yeni eğlenceler istemektedir. Başbakan Erdoğan tarafından birinci dereceden muhatap alınan bebek katili Öcalan, artık, Türkiye’ye getirilişi sırasında “Benim annem de Türk, fırsat verilirse size yardım etmek isterim.” diye yalvardığı devlet görevlilerini, kendisine hizmet ve uşaklık etmekle yükümlü görmektedir. Yakın bir zamanda odasına televizyon isteyen ve bunu elde eden bölücü başı Öcalan, son olarak emrine sunulan devlet görevlileri aracılığıyla, hali hazırdaki jimnastik aletlerini yeterli bulmadığının Başbakan Erdoğan’a iletilmesini istemiştir.

 

 

Dün Başbakan Erdoğan’ın söylediklerinden de anlaşılacağı üzere, bu talebin yerine getirilmesi de an meselesidir. AKP hükümetinin bu tavizkar ve teslimiyetçi politikalarının karşısında bölücü başının bunlarla da yetinmeyeceği ve şımarık çocuklar gibi hep daha fazlasını isteyeceği ise şüphe götürmez bir gerçektir. Bu yüzden, pek yakın bir zamanda, bir ucunu Başbakan Erdoğan’ın ve diğer ucunu da kurmaylarının tuttuğu bir ipin ortasında, bölücü başını ip atlarken görmek bizler için hiç de şaşırtıcı bir manzara olmayacaktır; çünkü “İktidar için papaz elbisesi giyerim” diyen Başbakan Erdoğan’a göre her yol mubah ve her şey mümkündür.”