DTP'den AK Parti ve TSK'ya tepki

DTP'den AK Parti ve TSK'ya tepki
25 Ağustos 2009 15:36

DTP, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ?un Kürt açılımıyla ilgili açıklamalarını değerlendirdi.

DTP, Genelkurmay Başkanı Orgeneral
İlker Başbuğ?un Kürt açılımıyla ilgili açıklamalarını, ?Son MGK
bildirisinden ve Genelkurmayın açıklamasından da anlaşılacağı üzere
AKP?nin açılım dediği şey aslında bilinen resmi söylemin allanıp
pullanmasından ibaret kalmaya adaydır? şeklinde değerlendirdi.

DTP,
AKP?yi gelinen aşamada daha ciddi, sorumlu ve sürece daha cesur sahip
çıkmaya çağırarak ?Demokrasiden, hak ve özgürlük anlayışından uzak,
çatışmacı, kışkırtıcı yaklaşımlar karşısında geri adım atan ve
demokratikleşme söylemini bir kenara bırakıp terör söylemine sarılan
bir anlayış daha işin başında tökezlerse halkın umutlarının kırılması
an meselesi olur? uyarısında bulundu.

DTP Grup Başkanvekilleri
Gülten Kışanak ile Selahattin Demirtaş yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, bir süreden bu yana devam eden Kürt açılımı çerçevesinde
AKP hükümetinin gelinen noktadaki tutumunun umut verici olmaktan öte
kaygı duyulacak bir yaklaşım halini aldığı ifade edilerek ?Demokratik
açılım adı altında yürütülen çalışmalarda üslup ve yöntem konusundaki
hassasiyetleri öne çıkararak işe başlayan ve bu vesileyle yöntem
konusunda partimizden de destek alan Hükümet, gelinen aşamada üslubu
bir kenara bırakmakla kalmayarak çözümü zorlaştıracak girişimlere de
imza atmaya başlamıştır? denildi. ?Açılım sürecinin başından bu yana
yapıcı ve sorumlu bir politika izlemeyi esas alan partimize yönelik
tutuklama ve gözaltı furyası devam ederken, diğer yandan Kürt halkının
değerlerine yönelik saygı sınırlarını aşan saldırılara karşı, AKP de
aynı üslupla cevap vererek bu provokatif ve saygısızca tutuma ortak
olmaktadır? denilen açıklamada ?Kürt halkının dilinin, kültürünün,
demokratik haklarının CHP ve MHP tarafından bölücü talepler olarak
değerlendirilmesi karşısında AKP hükümeti bu taleplerin bölücü
olmadığını tam tersine 80 yıldır inkar edilen Kürtlerin demokratik
hakları olduğunu savunmak yerine, ürkek ve korkak bir yaklaşımla ?zaten
biz de sizin gibi düşünüyoruz? diyerek muhalefetin haksız tutumuna
ortak olmakta ve çanak tutmaktadır? görüşüne yer verildi.

-ÖCALAN?IN İDAMI-

Açıklamada şunlar kaydedildi:

?Diğer
yandan Öcalan?ın Kürt sorunun kalıcı ve barışçıl çözümü konusundaki
etkisi ve katkısı biliniyor olmasına rağmen hem kendisinin tecrit
koşullarında hiçbir değişiklik yapılmamış olması, hem de kendisinin
açıklayacağı yol haritasının engellenmesi, süreci başlı başına zora
sokan gelişmelerdir.

Yine Öcalan?ın 1999?da uluslararası bir
hukuksuzlukla yakalanması sonrasında idam cezasının infaz edilmemiş
olması üzerinden AKP ve MHP?nin yürüttüğü tartışma seviyesiz ve çirkin
bir boyuta ulaşmıştır. Şu çok açık bilinmelidir ki Öcalan?ın idam
edilmesini engelleyen ne MHP, ne DSP, ne de ABD?dir. Öcalan?ın idamını
durduran güç O?nun arkasındaki halk desteğidir. İdam sehpaları ve yağlı
urganlardan medet uman zihniyet, AKP?de de olsa MHP?de de olsa
birbirinin aynıdır ve aynı çıkarlara hizmet ederler. Bu dil barış dili
değil, tam tersine incitici, provokatif bir çatışma dilidir. Bu ülkede
çatışmayı ve savaşı 30 yıldır sürdüren dilden hiçbir farkı yoktur.
Kaldı ki açılımdan söz eden bir hükümetin kalkıp da idam cezasının
kaldırılmasını eleştirmesi ve bunu bir politik malzeme olarak
kullanması tam anlamıyla siyasi faciadır. Batı demokrasilerinde hatta
birçok üçüncü dünya ülkesinde bile Türkiye?den çok önce kaldırılmış
olan idam cezasının Türkiye?de de kaldırılmış olması siyasi bir suçlama
mevzusu olmamalıdır. Demokratik bir gelişmeye karşı böylesi bir
yaklaşım içinde olan Hükümetin, şimdi demokratik adımlarla neyi
kastettiği haklı olarak sorgulanır. Askeri operasyonları durdurarak
kalıcı barış sürecine destek sunması beklenen Hükümetin, tam aksine bir
yandan operasyonları sürdürüp diğer yandan Kürt Halkının değerlerine
dil uzatarak Kürtlerin sorununu çözmeye çalışması trajik bir
yaklaşımdır.?

-RESMİ SÖYLEM-

Son MGK
bildirisinden ve Genelkurmay?ın açıklamasından AKP?nin açılım dediği
şeyin aslında ?bilinen resmi söylemin allanıp pullanmasından ibaret
kalmaya aday? olduğu belirtilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

?DTP?yi
ve Kürtleri sorumlu bir dil ve üslup kullanmaya davet eden ve
karşılıklı hassasiyetlerden söz eden kesimlerin de bu seviyesiz
yaklaşımlar karşısındaki suskunluğunu anlamak mümkün değildir. Şüphesiz
ki 72 milyon yurttaşın hassasiyetinden söz ederken bu 72 milyonun
içinde Kürtlerin de olduğu unutulmamalıdır. Gelinen aşamada, AKP?yi
sürece daha ciddi, daha sorumlu ve daha cesur sahip çıkmaya
çağırıyoruz. Demokrasiden, hak ve özgürlük anlayışından uzak,
çatışmacı, kışkırtıcı yaklaşımlar karşısında geri adım atan ve
demokratikleşme söylemini bir kenara bırakıp terör söylemine sarılan
bir anlayış daha işin başında tökezlerse halkın umutlarının kırılması
an meselesi olur. Bu çerçevede AKP Hükümetine bir kez daha
hatırlatıyoruz ki; demokrasi mücadelesi ilkesel ve vicdani bir duruşu
ve elbette ki bedel ödemeyi göze almayı gerektirir, eğer bu cesareti
ortaya koymaktan kaçacaksanız halkı boş yere umutlandırmaktan vazgeçin,
aksi takdirde en çok kaybeden siz olursunuz.?

(ANKA)