‘Dönemin Başbakanı’ iddiası da yalan çıktı!

‘Dönemin Başbakanı’ iddiası da yalan çıktı!
25 Eylül 2014 11:02

Başbakan Erdoğan’ın meydan ve ekranlarda aylardır dillendirdiği o fezleke ortaya çıktı. Fezlekede iddia edildiği gibi ‘Dönemin Başbakanı’ ifadesi yer almazken, havuz medyasının ortaya attığı bir çok iddianın da yalan olduğu görülüyor.

 

 

17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturması sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilk kez Yalova mitinginde dile getirilen ve iddianame olduğu savunulan, sonrasında hükümete yakın gazetelerdeki köşe yazarlarınca tartışma konusu olan “Dönemin Başbakanı” ve “Devrik Başbakan” gibi iddialarla tartışılan fezleke ortaya çıktı.

 

 

Fezlekede iddia edildiği gibi ‘Dönemin Başbakanı’ ifades yer almazken, havuz medyası ve yazarlarının ortaya attığı bir çok iddianın da yalan olduğu görülüyor.

 

 

Erdoğan 25.05.2014’te Yalova Mitinginde 17 Aralık operasyonuyla ilgili, “Bu tutanaklarda ne vardı biliyor musunuz? Bakın çok manidar, ‘Dönemin Başkanı’ ifadesi geçen iddianame hazırlamış polis benim için. Şimdi bu iddianameyi hazırlayan o güvenlik mensuplarına sesleniyorum: Siz bunu 17 Aralık öncesinde hazırladınız. Aralık geçti, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs da bitiyor. Senin ‘Dönemin Başbakanı’ dediğin Tayyip Erdoğan, bak hala burada. Bu ne terbiyedir? Sen nasıl bir polissin? Sen nasıl böyle bir şey yaparsın? Çünkü Pensilvanya bunlara böyle talimat verdi. Bunlar zannediyorlardı ki ’17 Aralık darbesiyle olmadı, 25 Aralık darbesiyle başarılı olacağız, hukuk darbesiyle de bunu tamamlayacağız, Başbakanı indireceğiz, kabinesini indireceğiz ve ardından da hükümeti kuracağız’. Buna inandılar” diye konuşmuştu.

 

 

Selvi, “Devrik Başbakan” gibi ifadeler geçiyor”

 

 

Albdulkadir Selvi, Yeni Şafak Gazetesinde 05.06.2014 “İşte dönemin Başbakanı’nın belgesi” başlıklı yazısında “Benim yazacağım sadece bir konuyla ilgili olanı. Çünkü fezlekenin birkaç yerinde, ‘Dönemin Başbakanı’ ve ‘Devrik Başbakan’ gibi ifadelerin geçtiği görülüyor.”

 

 

Davutoğlu “Savcı yazdı” demişti

 

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP Kongresinde yaptığı konuşmada, polis fezlekesi olduğu ileri sürülen imzasız metin ile ilgili şunları söylemişti: “Düşününüz ki bir yargı mensubu daha soruşturma iddiasıyla yürütülen, soruşturma aşamasında bir savcı eğer halk iradesiyle göreve gelmiş bir Başbakana daha sonra kullanılmak üzere “o dönemin Başbakanı” diye yazabiliyorsa, burada yargı bağımsızlığından bahsetmek mümkün değildir.”

 

 

Akşam Gazetesi “Dönemin Başbakanı” Fezlekesi Ankara’da Demişti

 

 

Akşam Gazetesi’nin 28 Nisan 2014 tarihli “Darbe Fezlekesi Kilitli Çekmecede” başlıklı haberinde ise fezlekenin eski Ankara CMK.250.Maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Başsavcı vekili Hüseyin Görüşen’in odasındaki kilitli çekmecede “dönemin Başbakanı” ifadeleri yer alan fezleke olduğunu ileri sürmüştü. Haberde, şu iddialar öne sürülmüştü: “İçişleri Bakan Efkan Ala’nın bahsettiği “Darbenin fezlekesi bile hazır. Belgelerde Erdoğan’dan dönemin başbakanı diye bahsediliyor” açıklamaları gündemi sarstı. Akşam, Ala’nın darbenin belgesi dediği fezlekenin detaylarına ulaştı. Fezlekeyi hazırlayan kişinin 7 Şubat MİT krizinde talimat yazısını 20 dakikada işleme koyarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağıran dönemin Ankara Başsavcı Vekili Hüseyin Görüşen olduğu ortaya çıktı. Belgeyi ise Görüşen’in yerine atanan savcı Murat Esen buldu. Olay şöyle gelişti. Özel yetkileri kaldırılınca Hüseyin Görüşen’in yerine savcı Murat Esen getirildi.

 

 

250 DOSYADAN 249′U BULUNDU

 

 

Esen, Görüşen’in baktığı dosyaları istedi. 250 dosyadan 249’una ulaşıldı. Yani biri eksikti. Görüşen’in odasına giren Savcı Esen kilitli bir çekmece fark etti. Mübaşiri çağırarak çekmeceyi açtırdı ve şok fezleke buradan çıktı. Fezlekeye göre bir numaralı sanık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki numaralı sanık MİT Müsteşarı Hakan Fidan, üç numaralı sanık ise Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’dı. Fezlekede üç kişi için de “vatana ihanet” suçu isnat edilmişti. Başbakan Erdoğan’ın karşısında ise “dönemin Başbakanı” yazıyordu. Savcı Esen, hemen dosyaya el koyarak takipsizlik kararı verdi. Eğer 17 ve 25 Aralık operasyonları başarılı olsaydı fezleke devreye sokulacaktı. Erdoğan, Fidan ve Atalay başta olmak üzere birçok bakan ve bürokrat tutuklanarak cezaevine konulacaktı.”

 

 

Çakır, “Montajlanmış tapeler demişti”

 

 

Elif Çakır, 8 Haziran 2014’de Star Gazetesindeki köşesinde iddiayı şöyle dile getirmişti: ”25 Aralık sonrasında emniyette 14 tane bilgisayar ele geçirilmiş. Bu ele geçirilen bilgisayarlarla ilgili Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gerekli yazılar gönderilerek hukuki süreç başlatılmış. Mahkeme kararıyla imajları alınmış. Bilirkişi inceleme raporları istenmiş.İnceleme iki ay sürmüş.Anlayacağın Gülen Örgütü emniyeti kendisine güvenli bir karargâh haline getirmiş. Birden suçüstü yakalanınca bilgisayardaki tüm örgütsel dokümanlarını, henüz montajlanmamışından montajlanmışına kadar tüm ses kayıtlarını hatta ‘Dönemin Başbakanı’ ve ‘Örgüt Lideri’ yazılı fezlekeyi de o fezlekeye teşkil edecek fezlekenin gövdesini oluşturacak bilgileri de bu bilgisayarlarda toplamışlar.”

 

 

Saygılı: “İmzalı hiçbir belgede dönemin başbakanı ifadesi yok”

 

 

Eski Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı ise ifadesinde söz konusu iddiaya ilişkin şunları belirtmişti: “Saygılı’dan, fezlekede geçen ‘dönemin başbakanı, örgüt lideri’ gibi ifadelere açıklık getirmesi istendi. Saygılı, imzalanarak savcılığa gönderilen fezlekede bu tabirlerin kullanılmadığını savundu. ‘Dönemin Başbakanı’ tabirinin hukuken doğru olduğunu ifade eden Saygılı’nın, “Ancak buna rağmen bile kullanılmamıştır. Bugün ise bu tabirin doğruluğu teyit edilmiştir. Çünkü kendisi artık ‘Dönemin Başbakanıdır’. Dönemin başbakanı tabirini kullanarak, operasyonla Başbakan’ın görevden indirileceği, dönemin başbakanı tabirinin bu yüzden öngörüldüğü, siyasi bir fantezidir” Saygılı ayrıca gözaltına alınmadan önce twitter hesabından da şunları yazmıştı. “Son haftalarda kamuoyunda 17 ve 25 Aralık olarak bilinen ‘rüşvet ve yolsuzluk’ operasyonları kapsamında polis fezlekelerinden Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan hakkında ‘dönemin başbakanı’ ‘örgüt lideri’ ve ‘devrik başbakan’ ifadelerinin kullanıldığı yazılı ve görsel medyada yer alması üzerine bir açıklama yapılması gereği hasıl olmuştur. -Suç gruplarının takibi esnasında aylarca cumhuriyet savcılarına hitaben yazılar yazılır ve talimatlar alınır. Söz konusu soruşturmalar kapsamında sadece son gün değil, soruşturma başlangıcından itibaren cumhuriyet savcılığı ile yüzlerce yazışma yapılmış ve takibi yapılan suç grupları ile ilgili raporlar, tutanaklar ve fezlekeler gönderilmiştir. Tamamı paraflanarak ve imzalanarak resmi kimlik kazanan bu belgelerin hiçbirinde Sn. Başbakan için ‘dönemin başbakanı’ ‘örgüt lideri’ ve hele de ‘devrik başbakan’ tabirleri kullanılmamıştır.

 

 

Saygılı, görevden alındıktan sonra İstanbul Mali Şube Müdürlüğüne bir takım kişilerin girdiği, bilgisayarın alındığına dair basında haberlerin yer alması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek, bilgisayarların incelenmesini kendisi talep etmişti. Saygılı ayrıca Mali Şube Kamera Kayıtlarının da incelenmesini 18’inden sonraki tarihteki görüntülerin muhafaza altına alınmasını dilekçesinde belirtmişti.

 

 

Savcı Akkaş, “Dönemin Başkanı” İfadesi Yok

 

 

Soruşturmayı yürüten savcı Muammer Akkaş ise kendisine getirilen fezlekede dönemin Başbakanı ifadesinin yer almadığını belirtmişti. Akkaş, fezlekeleri defalarca okuduğunu böyle bir ifade geçmesi halinde kendisinin duruma el koyacağını belirtmişti.

 

 

İncelemede “Fezleke” denilen imzasız belge

 

 

Mali Şubede bulunduğu iddia edilen fezleke ile ilgili incelemede, fezlekenin mali şube bilgisayarından çıktığı belirtilirken, bu bilgisayarı kimin kullandığının tespit edilemediği anlatıldı. Kimin kullandığının tespitinin yapılmadığı belirtilen raporda, “üst amirlerin bu taslaktan bilgisi vardı” şeklindeki ifade ise dikkat çekti.

 

 

Öte yandan, söz konusu fezlekede 25 Aralık fezlekesinde yer almayan ve mahkeme kararı ile alınan dinlemelerde soruşturmaya henüz eklenmeyen görüşmelere ilişkin bir taslak olması dikkat çekti.

 

 

Ayrıca, tapelerin mahkeme kararı ile yapılan dinlemeler olduğu belirtilirken, “montaj” olduğuna dair herhangi bir tespit de yapılmadı.

 

 

Fezleke olduğu iddia edilen belge ile ilgili raporda, Başbakan Davutoğlu’nun iddiasındaki gibi “savcı yazdı” ( Savcı değil polislere ait olduğu iddia edilen bilgisayarda bulunan taslakta bulunduğu belirtliyor, ayrıca bilgisayarın kimin olduğunun tespit edilemediği de ifade ediliyor),

 

 

Elif Çakır’ın seslerle ilgili “montaj” (Dinlemelerde montaj değil, mahkeme kararı ve tape ID’leri mevcut) , Abdulkadir Selvi’nin “Devrik Başbakan” (Devrik Başbakan tabiri yok) ve o dönem Başbakan olan Erdoğan’ın dediği gibi de “iddianame hazırlamışlar” ( raporlara göre, İddianame değil bilgisayarlarda bulunduğu iddia edilen taslak) şeklindeki sözlerini doğrulayan bir bulgu olmadığı ortaya çıktı.Ayrıca fezlekede diye adlandırılan belgede imza, paraf bulunmaması da dikkat çekti.

 

 

Kaynak: Grihat