CHP’li Yılmaz: Tek adam yönetimleri ülkeleri yoksulluğa, adaletsizliğe ve yolsuzluğa teslim ediyor

CHP’li Yılmaz: Tek adam yönetimleri ülkeleri yoksulluğa, adaletsizliğe ve yolsuzluğa teslim ediyor
7 Nisan 2017 12:03

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, referandum sürecinde ülkelerin yönetim sistemleri ve ekonomik verilerinin karşılaştırıldığı bir rapor hazırladı.

 

 

 

 

Raporda, AKP’nin dayattığı Cumhurbaşkanlığı sisteminin ekonomik olarak ülkemizi nereye götürebileceği, dünyadaki başkanlık sistemi ve parlamenter sistemlerin ekonomik verileriyle karşılaştırmalı olarak inceleniyor. Yılmaz’ın açıkladığı rapor ülkelerin gelişmişlik düzeylerini, gelir dağılımlarındaki eşitlik durumunu ve yolsuzluk oranlarını ülkelerin yönetim sistemlerine göre değerlendiriyor.

 
Yılmaz raporunda, “BM üyesi 193 ülke arasında 86 parlamenter sistem ile yönetilen ülkeler içinde sadece 16’sı yoksul ülke grubunda yer alırken, yarı başkanlıkla yönetilen 41 ülkeden 29’u yoksul, başkanlık sistemi ile yönetilen 59 ülkenin 40’ı yoksuldur” tespitinde bulunuyor. İnsani Gelişmişlik Endeksi verilerine göre, en üst sırada yer alan 10 ülke arasında sadece ABD başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Güçler ayrımının üst seviyede olduğu ABD’de, Başkan Donald Trump tüm dünyanın tepkisini çeken kararlar almaya devam ediyor.

 

 
TEK ADAM varsa yoksulluk, gelir adaletsizliği ve zenginleşen TEK ADAM var

 

 
Raporunda, “Yönetim sistemlerine göre hangi ülkeler daha yoksul? Başkanlıkla yönetilenler mi parlamenter sistemler mi?” diye soran Yılmaz, ülkelerin gelişmişlik düzeyini ve yönetim sistemlerini analiz ediyor. Rapora göre, “Gelişmişliğin en alt düzeyde yer aldığı 10 ülkeden 6’sı başkanlık ile yönetiliyor ve bu ülkeler, Mozambik, Sierra Leone, Gine, Burundi, Eritre, Orta Afrika Cumhuriyeti. Bu ülkelerin kişi başına düşen gelirleri yılda 323-724 dolar arasındadır” denilerek, gelişmemiş ülkelerin daha çok başkanlık ile yönetildiğinin altı çiziliyor.

 
Yılmaz raporunda, Birleşmiş Milletlerin İnsani Gelişmişlik Endeksi’ne göre en üst sırada yer alan, yani kişi başına düşen gelirleri en yüksek 10 ülkeden sadece ABD’nin Başkanlık sistemi ile yönetildiğini vurguluyor.

 
Raporda değinilen bir diğer nokta da ülkelerin hükümet sistemleri ve gelir dağılımı oranı ilişkisi. Gelir dağılımı eşitliğini ölçen Gini endeksine göre, parlamenter sistem ile yönetilen ülkelerin yüzde 75’i, yarı başkanlıkla yönetilenlerin yüzde 55’i ve başkanlık ile yönetilenlerin ise sadece yüzde 26’sı dünya ortalamasının üzerinde. Parlamenter sistem olan ülkelerde gelir dağılımı arasındaki eşitsizlik ortalamadan daha azken, başkanlık ile yönetilen ülkelerde gelir dağılımı daha eşitsiz. Başkanlık ile yönetilen ülkelerde zenginlik daha az kişi arasında paylaşılırken, yoksulların hesabına ülke gelirinden düşen pay ise daha az. Diğer bir ifade ile başkanlık ile yönetilen ülkelerde zengin daha zengin yoksul ile daha yoksul.

 
Raporda yer alan bir diğer çarpıcı kısım da başkanlıkla yönetilen Zimbabve’nin Başkanı’nın serveti. TEK ADAM yönetiminin zamanla başkanların servetine servet kattığını iddia eden rapora göre, yoksul ülkeler arasında yer alan ve kişi başına düşen yıllık geliri sadece 924 dolar olan Zimbabve, 1987 yılında parlamenter sistemden başkanlığa geçmiş. 30 yıldır başkanlık yapan, 92 yaşındaki başkan Robert Mugabe serveti ile adından söz ettiriyor. Yaptığı yolsuzluklar ve uyguladığı politikalar ile hem yakın çevresini hem kendini zengin eden Mugabe’nin servetinin 5-10 milyar dolar olduğu iddia ediliyor.

 
TEK ADAM yönetimleri yolsuzlukta ilk sıralarda

 

 
Raporda yolsuzlukla mücadelede önemli yere sahip Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin 2015 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi verilerine yer veriliyor.168 ülkenin verilerinin olduğu endekste, yolsuzluk oranlarının en yüksek olduğu 18 ülkeden sadece 4 tanesi parlamenter rejim ile yönetiliyor. Bu endekse göre, Afganistan, Sudan, Güney Sudan, Angola, Venezuela, Yemen, Türkmenistan, Eritre, Özbekistan, Burundi başkanlık ile yönetilen ve yolsuzluğun en yüksek oranda olduğu ülkeler.

 
Yılmaz, AKP’nin dayattığı anayasa değişikliğinin ve getirmeyi düşündüğü TEK ADAM sisteminin ülke ekonomisine, kalkınmasına, ilerlemesine ve gücünün artmasına herhangi bir katkı sağlamayacağının altını çiziyor.

 

 
Rapora göre, Anayasa değişikliği ile halka dayatılan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye adlandırılan sistem şu anda dünyada uygulanmakta olan Başkanlık sistemlerine benziyor. Söz konusu sistem güçler ayrılığı ile denge ve denetleme organlarının yer almamasıyla ise başkanlık sistemlerinden uzaklaşıyor. Diğer bir deyişle, AKP iktidarı tarafından bize dayatılan bu sistem Başkanlık sistemini andıran fakat güçler ayrılığı ilkesini yok sayan melez bir sistem. Bu Anayasa değişikliği ile ülkemize getirilmek istenen sistem bugün Azerbaycan’da uygulanan sistem ile benzer. Son dönemde ise, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, eşini kendine yardımcı olarak ataması ile gündeme geldi.

 

 
Yılmaz raporunun son bölümünde yakın çevremizde, Irak, Libya, Suriye gibi TEK ADAM yönetimlerinin halklara zulüm, savaş ve ölüm getirdiği ülkeler varken ve bu yönetim şeklinin kendi diktatörlerini yarattığı aşikâr iken, ülkeyi böyle bir felakete götürmek akla, mantığa ve hukuka sığmamaktadır diyor.

 

 

Rapor, “Etrafımızdaki ülkelerde başkanlık veya yarı-başkanlık, TEK ADAM sistemleri konumlarını yitirirken, halklar sivil toplumun ve muhalefetin etkin olduğu yönetimler ve demokrasi için mücadele verirken, ülkeyi dünyada uzaklaşılmakta olan bir sistem olan Başkanlığa sürüklemek, ülkeyi geri götürmekten başka bir anlama gelmemektedir. Emperyalizmin Orta Doğu siyasetinin en önemli parçası olan kendi diktatörlerini yaratma oyununa, bu kez AKP eliyle Türkiye’de teşebbüs edilmektedir. Anayasa değişikliği ile kurumları zayıflatılan, TEK ADAM yönetimi kurulmak istenen, demokrasiden ve hukuk devleti olma ilkesinden uzaklaştırılmaya çalışılan bu oyuna izin vermeyeceğiz. Ülkemizin işsizlik, yoksulluk, terör, ayrımcılık, sağlık ve eğitim ile ilgili sorunları ortada iken, bu sorunların hiç birine cevap vermeyen bu Anayasa değişikliğine karşı çıkmak ve HAYIR demek, dayatılan, risklere belirsizliklere ve maceralara izin vermemek demektir” şeklinde sonuçlanıyor.