CHP’li Şevkin: Stokçuluk sadece para cezasıyla mı önlenecek?

CHP’li Şevkin: Stokçuluk sadece para cezasıyla mı önlenecek?
18 Aralık 2021 11:45

CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, AKP iktidarının, yeni torba yasayla limanları peşkeş çekeceğini, enerjide tüketiciye yeni yükler bindireceğini öne sürdü. Şevkin, “Komşu ülkelerden gelen insanlar güle oynaya alışveriş yaparken bizim vatandaşımız kendi ülkesinde adeta mülteci konumuna düşürülüyor. Bu da yetmiyormuş gibi, limanların işletim hakkı 49 yıla çıkarılıyor. Orman, doğa, çevre, doğal enerji kaynakları hiçe sayılıyor. Bu memleket har vurup harman savrulan bir hale getirildi” dedi.

 

 

 

‘Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda dün kabul edildi. Teklif ile işletme hakkı daha önce özelleştirilen limanlara ilişkin sözleşme sürelerinin uzatılmasına olanak sağlanıyor. Bu kapsamda başvuru yapılması ve sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesi halinde sözleşmelerin süresinin 49 yıla kadar uzatılması amaçlanıyor.

Komisyon’da konuşan Müzeyyen Şevkin, AKP iktidarının, torba yasayla limanları peşkeş çekeceğini iddia etti. 8 maddelik kanun üzerine konuşan Şevkin, Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarını, öz sermayesini korumanın tüm milletvekillerinin birincil görevi olması gerektiğini, ancak bütün karşı çıkışlarına rağmen limanların, içerisinde bazı yabancı şirketlerin de bulunduğu belli çevrelere 49 yıllığına peşkeş çekileceğini savundu.

Vatandaşların perişan hale düşürüldüğünü, insanların ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce beklediğini, halkın sokakta, iş yerlerinin önünde kuru ekmek arar hâle geldiğini dile getiren Şevkin, “Özellikle komşu ülkelerden gelen insanlar vatandaşımızın gözlerinin içine baka baka, güle oynaya alışveriş yapıp bir de üstüne dalga geçerken bizim vatandaşımız kendi ülkesinde âdeta mülteci konumuna düşürülüyor. Bu da yetmiyormuş gibi, limanların işletim hakkı 49 yıla çıkarılıyor. Orman, doğa, çevre, doğal enerji kaynakları hiçe sayılıyor. Bu memleket har vurup harman savrulan bir hale getirildi” dedi.

 

 

“ANAYASAYA AYKIRI”

 

 

Limanların işletme sözleşmelerinin süresinin 49 yıla çıkarılmasının Anayasa’ya aykırı olduğuna dikkat çeken Şevkin, AKP’li milletvekillerine, “Her şeyi özelleştirmekten, kiraya vermekten, işletme hakkını devretmekten vazgeçmek zorundasınız. Kusura bakmayın ama, AKP iktidarlarında bu uygulamalar bir alışkanlık hâlini aldı, ülkenin kamu kaynağı kalmadı neredeyse, işletmeleri kalmadı” diye konuştu.

AKP iktidarının giderayak döviz kurlarına tavan yaptırıp Türk lirasını pula çevirdiğini belirten Şevkin, liman işletim sürelerinin uzatılmasının Rekabet Kurumu ve Kamu İhale Kurumu kararlarına da aykırı olduğunu söyledi.

 

 

“HUKUKSUZLUĞA ALTYAPI OLUŞTURULUYOR”

 

 

Türkiye Denizcilik İşletmeleri limanlarının bir kısmının özelleştirilmesine ilişkin özelleştirme kararlarının Danıştay tarafından iptal edildiğini hatırlatan, söz konusu iptal kararları kesinleşmiş olmasına rağmen mahkeme kararlarının uygulanmadığına işaret eden Şevkin, “Yeni düzenlemeyle bu hukuksuz durum hukukileştirilmek istenmekte ve yeni sözleşmeler yoluyla hem süre uzatılmakta hem de daha önceki mahkeme kararlarının uygulanmaması için bir altyapı oluşturulmak istenmektedir” dedi.

Torba yasa kapsamında Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi’ne ait 13 liman ile Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü’ne ait olan 5 limanın sözleşme sürelerinin 49 yıl olmasının planlandığını, teklifin kabul edilmesi halinde yine kamu ihalelerinin gözde şirketlerinin ortaya çıkacağını dile getiren Müzeyyen Şevkin, şunları söyledi:

“Antalya Limanı’nın işletmesini devralan şirketlere 10, 13 ve 19 yıl olmak üzere yeni işletme süreleri verilecek. Yine, sözleşmesi 2029’da sona erecek bir şirketin 2047 yılına kadar işletmesi sürecek. Yine, 9 şirketin devraldıkları limanlar 49 yıl süreyle işletilecek. 30, 36 ve 39 yıl işletme sürelerini yeni ihaleye çıkarılmadan ya da pazarlık yapılmadan 49 yıla uzatılmasını öngören bu düzenlemeye karşı çıkıyoruz ve bu maddenin tekliften yine çekilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Ülkemizin limanlarının peşkeş çekilerek içinden daha çok çıkılmaz hâle gelmesinin önünü açmanıza göz yummayacağımızı. Buradan, gerekli tüm yasal işlemleri de yapacağımızı ifade etmek isteriz. Sizleri de buradan vicdanlı ve ülkenin çıkarlarını düşünerek hareket etmeye davet ediyorum.”

 

 

“TÜKETİCİLERİN TARİFESİNE EK YÜK BİNDİRİLECEK”

 

 

Şevkin, özelleştirilen 57 adet 280 megavat kapasiteli küçük HES ve 34 adet 1.135 megavat kapasiteli HES’e ilişkin yapılan değerlendirmenin tutarı ve içeriklerinin kamuoyu tarafından bilinmediğini belirterek, “Bu kanun hükmünden yararlanması muhtemel kapasite artırım imkânı olan santrallerin ve olası kapasite artırım miktarlarının bilinmesi gerekmektedir. Diğer yandan, kamunun ucuza sattığı HES’lerin kapasite artırımından kaynaklanan değer artırışları kamuya yansımamıştır, üstüne de tüketicilerin tarifesine ek yük bindirilerek bu kapasite artırımlarının finansmanı da halka yüklenecektir. Yani sizin anlayacağınız, burada da kaybeden yine halk olacak, kaybeden yine Türkiye Cumhuriyeti devleti olacaktır” dedi.

 

 

“STOKÇULUK SADECE PARA CEZASIYLA MI ÖNLENECEK”

 

 

Torba yasada stokçulukla ilgili yeni düzenleme getirilmek istendiğini, ancak üretimin esas alınması yerine ekonomik kriz ortamında cezai müeyyidelerle önlem alınmaya çalışıldığını kaydeden Şevkin, 2022 yılından itibaren stokçulukla ilgili cezaların alt sınırının 50 bin liradan 100 bin liraya, üst sınırının ise 500 bin liradan 2 milyon liraya yükseltileceğini, iktidarın bataklığı kurutmak yerine sinek avlamaya çalıştığını savundu.

Teklifte, stokçuluk tespit edildiğinde uygulanacak ceza tutarının belirlenmesinde herhangi bir mal, hizmet çeşidi için ne kadar ceza yazılacağı, hangi birim tutarının esas alınacağının belirtilmediğini, stokçuya kesilecek idari para cezasının mevcut kanun hükmü korunarak haksız fiyat değerlendirme kurulunca takdir edileceğini kaydeden Şevkin, şöyle konuştu:

“Hal Yasası değiştirilmeden, lisanslı depoculuk düzenlemesi tartışılmadan, yapısal reformlar hayata geçirilmeden sadece stokçuluk konusunda cezai miktarlar artırılarak fiyatların kontrol altına alınacağı öngörülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanının ‘Stokçularla uğraşacağız’ talimatından sonra mı bu madde konuldu?’ sorusu akla geliyor. Sorun, uygulanan tarım ve ekonomi politikalarında, faiz ve enflasyon yaklaşımında, üretim maliyetlerindeki artışta, eksik desteklemelerde, yerli üretime verilmeyen önemde, kurumların özerkliğinin yitirilmesinde ve liyakatin çöküşünde gizlidir. Sadece cezalar getirerek bunun çözülmesi mümkün değildir. Ticaret Bakanı Sayın Mehmet Muş, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, ‘Yasa gündemimizde, yakında getireceğiz’ demişti ama şimdi bakıyoruz, gele gele önümüze sadece stokçuluk cezasını artıran bir rakam değişikliği geldi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamalarını duyuyoruz. Ekonomide atılan adımların altı ay sonra etkisini göstereceğini belirtiyor. Yirmi yıllık iktidarınızda bu işleri düzeltmediniz, son altı ayda mı düzelecek. Geçmiş olsun.”