CHP’li Altıok: Nasıl ‘evet’ demek meşruysa ‘hayır’ demek de meşrudur!

CHP’li Altıok: Nasıl ‘evet’ demek meşruysa ‘hayır’ demek de meşrudur!
2 Şubat 2017 17:20

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, Referandum için “Hayır” kampanyası yapanlara yönelik saldırı, baskı ve gözaltılarla ilgili yazılı soru önergesi verdi.

 

 

 

 

Genel Başkan Yardımcısı Altıok’un TMMM Başkanlığına sunduğu önerge şöyle:

 

 

7 Haziran seçimleri öncesi Recep Tayyip Erdoğan terör saldırılarını bahane edip , “400 milletvekili verin ve bu iş huzur içinde çözülsün” diyerek AKP’ye oy vermeyenleri; Başbakan Yardımcısı Numan Kurutulmuş da “…Allah’ın izniyle referandumda büyük oranda ’evet’ çıktıktan sonra da bu terör örgütleri, hiçbir şekilde sesi soluğu çıkmayacak noktaya gelirler. Bu motivasyonlarını da kaybederler.” sözleri ile toplumu germiş ve referandumda “Hayır” kampanyası yapanları hedef haline getirmiştir.

 

 

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bir başka açıklamasında referandum kampanyası için: “Eşit özgür şartlarda herkesin kampanya yapması noktasında garanti veririz… Nasıl ’evet’ demek meşruysa ’hayır’ demekte meşrudur. ’Hayır’ kampanyası yapanlarla ilgili herhangi bir kısıtlama söz konusu olamaz. Onun karşısında biz oluruz. Herkes kalkacak sözünü söyleyecek özgürce kampanyasını yapacak….” açıklamasını yapmıştır.

 

 

Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’un yukarıdaki açıklamayı yaptığı aynı gün saat 23.30 sıralarında HAYIR kampanyası için afiş asan CHP Maltepe Gençlik Kolları Üyesi M.D adlı gencimiz silahlı saldırıya uğramış ve hastanede tedavi altına alınmıştır. Üzerlerinde taşıdığı “POLİS GAZETESİ” tanıtım kartını gösteren saldırganlar bununla da yetinmemiş M.D adlı gencimizin oturduğu sitenin kapısına dayanmışlardır.

 

 

İzmir’de 4 Ocak 2017 tarihinde “Şeriata, faşizme, başkanlığa HAYIR” afişi asan 5 kişi gözaltına alınarak nöbetçi savcılık tarafından nefret suçları kapsamında ifadeleri alınmış; 11 Ocak 2017 tarihinde de Sinop’ta “Başkanlığa Hayır” afişi asan iki kişi gözaltına alınmıştır.

 

 

Anayasa değişikliğine neden “Hayır” denmesi gerektiğini çıktığı televizyon programlarında anlatan CHP Parti Meclisi Üyemiz Saliha Sera Kadıgil, 31 Ocak 2017 Salı günü 7 yıl önce paylaştığı tweetlerden dolayı haksız ve hukuksuz yere gözaltına alınmıştır.

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referanduma OHAL ile gidileceğini: “OHAL ile gidilmesi çok daha rahat bir zemin de hazırlayabilir. Hükümetin de bu inançta olduğu kanaatindeyim. Çünkü OHAL ile seçim olmaz diye bir şey yok.” sözleri ile açıklamıştır.

 

 

Başbakan Binali Yıldırım, 2016 Kasım ayı içerisinde yaptığı açıklamada, “Şimdi, referandum olması halinde, elbette kimseye, ’OHAL altında seçime gidildi… OHAL şartlarında referandum yapıldı’ gibi bir söz söyleme fırsatı vermeyiz” demesine rağmen 2017 Ocak ayı içerisinde de 180 derecelik bir dönüşle “OHAL koşullarında pekala referandum yapılabilir” sözünü dile getirmiştir.

 

 

Bu çerçevede:

 

 

1- “HAYIR” kampanyası yapanları hedef gösteren açıklamalar, yapılan haksız hukuksuz gözaltılar ortadayken, üstelik OHAL kapsamında, referandum süresi boyunca “HAYIR” kampanyası yapacak insanlara demokratik haklarını kullanmalarını nasıl korumayı düşünüyorsunuz? Referandum için “Hayır” çalışması yapanların güvenliğini sağlamak için ne gibi tedbirler almayı düşünüyorsunuz?

2- Hükümet adına konuşan Numan Kurtulmuş’un “Eşit özgür şartlarda herkesin kampanya yapması noktasında garanti veririz…” sözleri kimleri kapsamaktadır?

 

 

3- Referandumda “Hayır” denmesi için çalışma yapanları sindirmek, “Evet” oyu çalışması yapanlara da daha rahat bir zemin oluşturmak maksadıyla mı OHAL kapsamında seçim yapılması amaçlanmaktadır?

4- 2016 Kasım ayında referandum hakkında yaptığınız açıklamanın üzerinden bir buçuk ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen tam tersi bir açıklama yapmanızın, Cumhurbaşkanının referandum için yukarıda söylemiş olduğu sözler ile bir ilişkisi var mıdır? Cumhurbaşkanının OHAL kapsamında seçimin yapılması konusunda size sözlü bir uyarısı olmuş mudur?

 

 

5- Maltepe Gençlik Kolları üyemize silahlı saldırı yapan ve üzerlerinde “Polis Gazetesi” kimliği taşıyan kişiler kimlerdir? Bu saldırganlar yakalanmış mıdır? Yakalandı ise haklarında herhangi bir yasal işlem başlatılmış mıdır?

6- Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2012 yılında, “…Yargıya zaten gerekenleri söyledik, yargı da gereğini yapıyor…” ve benzeri sözlerle yargıyı etkilemeye çalıştığını hatırlayacak olursak; Parti Meclisi Üyemiz Saliha Sera Kadıgil’in gözaltına alınması için herhangi bir hükümet yetkilisi tarafından yargıya verilmiş sözlü bir uyarı var mıdır?”