CHP için Çankaya çantada keklik olmayabilir
2 Aralık 2013 10:45

Ankara’nın Çankaya ilçesi,Atatürk’ün kurduğu modern Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çok önemli bir sembolüdür.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Ayrıca, bu bağlamda Türkiye’nin modernleşmesi konusunda düşünsel olarak alt ve üst yapılarının hazırlanmasını sağlayan Atatürk’ün partisi CHP sayesinde olmuştur.

Çankaya Belediyesi uzun yıllardır Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanı tarafından yönetilmektedir, Cumhuriyet’in modern yüzünü temsil eden bu ilçemizde oturan, çoğunluğu Atatürk ilke ve devrimlerine inanan çağdaş düşünceli, ilerlemeci insanlar tarafından.

Bu nedenle, Çankaya’da oturup, gericiliğe prim vermeyen tüm aydınlık ruhlu yurttaşlarımıza gönülden teşekkür borçluyuz.

Ama duyduğum bazı kaygılar nedeni ile bir kısım endişelerimi dile getirmek benim için bir yurtseverlik borcudur.

Öncelikle şunu belirteyim ki, Çankaya ilçe örgütünden kayıtlı bir CHP üyesi ve eski bir parlamenter olarak, arabozuculuk yapmadan bu düşüncelerimi herkesle paylaşmayı bir görev olarak görüyorum kendimde.

Ama asla, Çankaya Belediye Başkanlığı için yarışan aday adayları arasında isim bazında hiç kimseyi, ilkelerim gereği destek için işaret etmem; dikkate alınması gereken hususlar için genel anlamda düşüncelerimi partililer ile paylaşmaya çalışırım, asgari parti yararı gereği.

Ancak ne zaman düşüncemi söylerim?

Bütün üyelerin katılımı ile bir ön seçim olduğu taktirde, sandığa gidip, beğendiğim adaya oyumu vererek.

Teorik olarak hepimiz biliyoruz ki,yüzde 80-90 oranında CHP, Çankaya Belediye Başkanlığı’nı kazanacak.

Bu tespit geçmiş yılların seçimlerine baktığımız zaman doğru mu?

Doğru.

Peki, pratikte doğru mu?

Şunu kati bir ‘’toplumsal yasa’’ olarak belirtelim ki,teoride doğru olan bir ‘’toplumsal yasa’’ pratikte her zaman doğrulanmayabilir,zamanla değişen bir kısım olgular ve farklılıklar sonucu.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin üç yıllık bir üyesi olarak partimiz içindeki çatışmaların, çekişmelerin dinamiğini bilmediğimi çok açık yüreklilikle itiraf edeyim.

Ama, siyasette bütün siyasal partilerin ortak sorunu olan bir yasa vardır ki, bunu yaşayan bir siyasal organizasyon, seçimi kaybetmeye, tabirimi mazur görün kıçının üstüne dimdik oturmaya mahkumdur.

Bu durum tıpkı, savaşa giden askerlerini memnun edemeyen, onların gönüllerini alamayan bir başkomutan ile kurmay heyetinin komutasındaki savaşçıların, içlerinden gelen ruhsal direniş sonucu tıpkı bir boykot yapar gibi savaşmayarak bozguna uğramasına benzer ki, çok acı bir hüsrana uğranılması kaçınılmazdır.

Bakın bu yazıyı CHP adına büyük bir endişe ile neden yazdım?

Benimde yazarı olduğum ’’HALKIN HABERCİSİ’’ haber sitemizin genel yayın yönetmeni ve yazarı, zekasına, dinamikliğine,çalışkanlığına yürekten güvendiğim, derinden taktir ettiğim sevgili Engin Balım kardeşimin 28 Kasım 2013 tarihinde yazdığı ‘’CHP ÇANKAYA’DA GÖKÇEK-SARIGÜL TAHTEREVALLİSİ’’ yazısıdır ki, bir daha ibretlik düşünce ile okunmasında, ben kişisel olarak yarar görüyorum.

Sevgili Engin’in bu yazıda benim dikkatimi çeken ve ‘’ÖN SEÇİM’’ başlığı ile aktardığı ‘’Niye ön seçim? Basit,ön seçim demek zafer demek…Vedat Dalokay, Ali Dinçer ve Murat Karayalçın ne zaman ön seçimle aday oldular Ankara’yı aldık! Ne zaman atama ile Dalokay, Karayalçın, Yılmaz Ateş aday oldular kaybettik… Bu maalesef İstanbul’da da diğer illerde de böyle. Bana göre CHP Ankara’da, Çankaya’da da ön seçim yapabilirdi… Yapabilirdi diyorum, çünkü ön seçimi çok dile getirenlerden biri olarak, artık trenin kaçtığına inanıyorum, Bu saatten sonra da ön seçim şansının artık kalmadığını düşünüyorum…. O halde geriye tek karar verici Kılıçdaroğlu’na güvenmekten ve hiç yoktan ona yanlış yönlendirmelere ve sahte propagandalara karşı başka ÇAREmiz de kalmadı! Yoksa biÇARE kalırız haberiniz olsun’’ düşünceleri, hedefi onikiden vururcasına çok isabetli olmakla birlikte ön seçim şansının henüz ortadan kalkmadığına ve Çankaya seçimlerinde meydana gelebilecek seçimi kaybetme ile ilgili muhtemel tehlikeyi önleyeceğine yürekten inanıyorum.

Ama sadece delegenin değil tüm üyelerin katılımı ile yapılcak bir ön seçim.

Neden?

Delege ile yapılacak bir ön seçim örgüt içindeki çekişmeleri kesinlikle önleyemez.

Çünkü, Türkiye’de tüm siyasal partilerde delegenin nasıl oluştuğunu birikmiş olan siyasal deneyimlerimle yakından biliyorum.

Bakın,yine bu konu ile çok yakından ilgili olarak aynı yazısında ‘’GÖKÇEK VE ADAMLARI CHP’Yİ NASIL KARIŞTIRIYOR’’ başlığı ile sevgili Engin Balım ‘’Sarı sendikacılar misali sermaye odaklı, üzerinde Altıok boyanmış, kozmetik adaylara karnımız tok. Çünkü Çankaya CHP’nin kalbidir.Ve güvenilir, şaibesiz, geçmişi temiz olmayan hiçbir isme emanet edilemez’’ serzenişi her türlü taktirin üstünde olduğunu belirttikten sonra endişelerimizi hemen çok net olarak belirtelim.

Yukarıda, memnun edilmeyen askerin savaşı boykot ediş misalinde olduğu gibi ön seçim yapmayarak örgütün aktif çalışan üyelerini küstürdüğünüz taktirde, seçim meydanlarındaki çalışma tıpkı düşmana ateş etmeyerek birliklerinin yenilmesini sağlayan asker gibi aktivitesini toptan durdurarak seçimin kaybedilmesine neden olunulabilir.

İkincisi AKP ve onun PKK ile siyasal karar ortağı, başı Recep Erdoğan Çankaya’yı almak için canhıraş bir şekilde çalışması ve bu konuda yeni projeler ortaya koymasıdır,kurmayları ile birlikte.

Bu konuda hiç kuşkunuz olmasın ki, boş durmuyorlar.

Örneğin, Çankaya’dan CHP adayının karşısına tescilli dönek bir sosyal demokrat veya bu doğrultuda aday koyma olasılıkları çok yüksek.

Çünkü, PKK’nın karar ortağı Recep Erdoğan, Çankaya’yı almayı kendi siyasal geleceği için önemli bir sembol olarak görüyor.

Bu konuda daha once de bir kısım hazırlıklar yaptığını biliyoruz Recep’in.

Örneğin, Ümitköy daha once Yenimahalle ilçesine bağlı olduğu halde burayı Çankaya’ya bağlayarak bir taşla iki kuş vurmaya çalıştığını haber verelim.

Yani,Çankaya ve Yenimahalle’yi ele geçirmek.

Seçimlerde yapmayı düşündükleri ‘’seçim hileleri’’ ise en büyük taktikleri olacaktır; emperyalizmin truva atı AKP için.

Sürekli olarak ön seçim talebini yineleyen,CHP Çankaya Belediye Başkanlığı aday adaylarından Kahramanmaraş milletvekili Sayın Durdu Özbolat bu konuda son derece haklıdır.

Çankaya’da ön seçim her bakımdan yararlı olur.

Hem ülkemiz, hem CHP, hem de aday adayları için.

Çok dikkatli olmak zorundayız.

FARAZİ BİR SORU

Kurgusal olarak atıyorum;herhangi bir alçak puşt ‘’Türk diye bir ırk yok’’ derse ve biz de kendisine ‘’senin ırkın ne’’ diye sorarsak,acaba bize ne yanıt verir?

Bu durumda ya susar ya da bir ırka mensubiyeti ile ilgili olarak bir yanıt verebilir.

Şahsen ben o zaman sussa da yanıt verse de ilk sözleri ile ilgili olarak ‘’sen nesebi gayrisahih,ahlaksal zaafiyeti olan, başka bir ırka mensup,Türk düşmanı bir zavallı mısın? ’’ diye sorarım.

Çünkü,ben Türk’üm; “Türk diye bir ırk yok’’ demekle,bana Türk değilsin imasında bulunuyor, böylece Türk’üm diyenlerin nesebini inkar ederek en büyük küfrü etmiş oluyor; bu nedenle böyle birisine “alçak hain’’ dememek için kendimi zor tutarım.

Bu tür ahlaksız zavallılar genellikle yedikleri halta karşı kamuoyundan gelen tepkiler için şark kurnazlığı ile diğer insanları enayi yerine koyarak sahte bilimsel takıntılara girerek yanıt vermeye çalışırlar.

Bu tür Türk düşmanı hainler, bilimi sahtekarlıklarına araç olarak kullanan alçak sahtekar cahillerdir.

Yığınla aydını olan bir toplumda bize yutturacakları bir şeyleri yoktur; böyle zavallıların.

Bilimsel takılan sahtekarlar ancak kendilerini aldatırlar.

Ama maalesef bu minnacık beyinliler,küçüklüklerinin farkında değildirler.

Ve bunlar yüzyıllar boyu, Türk’den gördükleri himaye ve sevgi nedeniyle eziklik duyarak velinimetlerine küfreden zavallılardır.

Örneğin, böyle bir bedbaht Arap diye bir ırk yoktur desin bakalım.

Kürt diye bir ırk yoktur desin bakalım.

Diyemez;çünkü,hainlerin ihaneti iyilikler üzerine kurulmuştur.