Çapsız Dışişleri Bakanı

Çapsız Dışişleri Bakanı
9 Ekim 2012 14:18

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları:
 
Son bir yıl içinde elektriğe yapılan zam yüzde 35. Doğalgaza yapılan zam yüzde 54. Peki memurun maaşı ne oldu? Bir yıl önce 100 liraydı, bir yıl sonra 111 lira. İşçinin 106 lira oldu. Masal ülkesi Türkiye ile gerçek Türkiye bu kadar farklı. Eğer siz halkı yoksullaştırmak için bu zamları yapıyorsunuz, bunu başardınız demektir.
 
Ecevit hükümeti Türkiye ekonomisini krizden çıkardı, ağır bedeller ödedi, terörü bitirdi, kemiksiz bir Türkiye’yi AKP hükümetine devretti. Geldiğimiz noktaya bakın. Ekonomik kriz var. Zamların arkası kesilmiyor, terör batağına batmış, devraldığınız Türkiye bu muydu sizin?

Elektriğe ve doğalgaza zam tam okulların açıldığı sırada yapıldı. Siz oturdunuz ölçüsüz biçimde zam yaptınız. Bu zamları ahlakla şerefle bağdaştırmıyorum. Bu zamlar ahlaksız zamlardır.
 
KÜLAHIMA ANLATIN
 
Küreselmiş sorunlar, geçiniz siz onları. Onları benim külahıma anlatın. Siz bu ülkede ekonomiyi yönetemiyorsunuz. Türkiye’yi yönetemiyorsunuz. Şimdi biz ‘Doğalgaza neden zam yaptınız?’ dediğimiz de şunu diyorlar, ‘dışarıdan getiriyoruz, dolarla getiriyoruz. Bunu halka yansıtmak zorundayız.’ Bu mantıklı bir açıklama ama gerçek böyle mi?
 
DOĞALGAZ DÜNYADA DÜŞÜYOR, BİZ ZAM YAPIYORUZ
 
Siyasete girerken şunu söyledim. Bu millete doğruları anlatmaya söz verdim ve arkasında duracağım. Doğalgaz fiyatlarına bakalım. 2011 Aralık ayında Rus doğalgazının dünyadaki fiyatı bin metreküpün fiyatı 436 dolar. Geliyorum 2012 ağustos ayına, yine bin metreküpün fiyatı 436’dan 410’a inmiş. Diyebilirler ki TL olarak düşmedi.
 
TL olarak Aralık ayı başında, bin metreküp 810 lira, daha sonra bu fiyat 733 liraya düşüyor. Bir Allah’ın kulu çıkıp bu zamlar ahlakidir desin. Dünyada düşüyor, biz yüzde 30 zam yapıyoruz arkadaşlar. Öyle anlaşılıyor ki kendileri yediler, yandaşlarına yedirdiler, herkesin karnı doydu, kara delik gibi yutuyorlar, faturayı da gelip bunu vatandaşa çıkartıyor. Faturayı sen artık ödeme, iktidara ödet bu faturayı sen.
 
Milletin yüzüne nasıl bakıyorlar, gerçekten merak ediyorum. Yalan söylenmez ki bu kadar. Göz göre göre, dünyayı bile bile millete yalan söyleyeceksiniz.
 
Bir şey daha var. Ekonomik Sosyal konsey diye bir kurumumuz var. Ecevit döneminde kurulmuştu. Yasası çıktı, anayasal kurum haline geldi. Bu konsey, ülkedeki temel ekonomik adımlar içKn karar alırlar. Yasasına göre, ekonomik sosyal konseyin başkanı başbakan, üç ayda bir toplanması lazım. Ne zaman toplanmış en son? 5 Şubat 2009.
Anayasal kurum, üç ayda bir toplanması lazım. Üç yılda bir toplanmıyor ve bunlar diyor ki biz hukuk devletiyiz. Peki siz yasaları ihlal etme hakkını kimden alıyorsunuz siz?
 
Tükettiğimiz elektrik enerjisinin yüzde 33’ünü doğalgazdan karşılıyoruz. Doğalgazın da yüzde 98’ini ithal ediyoruz. büyük kısmı da Rusya’dan. Eğer siz kendi enerjinizi, elektriğinizi bir ülkeye bağlamışsanız, bir ülkeye kaderinizi bağlamışsınız demektir. dünyada hiçbir ülke yoktur ki kendi enerjisini yüzde 60 oranında bağlamış olsun.
 
RUSYA MUSLUKLARI KAPATIRSA NE OLACAK?
 
Yarın diyelim ki Suriye’yle savaş çıktı, Rusya destek verdi. Rusya muslukları kapattı. Ne olacak o zaman? Devleti yönetecek kişilerin gelecekte Türkiye’nin çıkarlarını koruması lazım. Siz Türkiye’nin çıkarlarını birilerine peşkeş çekiyorsunuz. İhanete varan bir tezgahla karşı karşıyayız. Bu soygun düzenine hayır diyen bir parti var. Bu soygun düzenini halka anlatan bir parti var o da Cumhuriyet Halk Partisi var.
 
Bu soygun düzenini Ahmet Arif çok iyi anlatır.
“Bunlar engerekler ve çıyanlardır.
Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır.
Bunları tanı, tanı da büyü.”
 
ENGEREKLİ ÇIYANDAN NE FARKIN VAR
 
Doğalgaz düşecek, sen zam yapacaksın. Senin engerekli çıyandan ne farkın var?
 
Deniz Feneri faciasını da biliyoruz. Fitreye göz konur mu, zekat parasına el konur mu? Şimdi bu savcılar yargılanıyorlar. Sen niçin Deniz Feneri soygununu araştırıyorsun diye. Önce görevden alındılar.
 
TEZKEREYE NEDEN HAYIR DEDİK
 
Geçen hafta Suriye konusunda tezkere çıktı. CHP tek grup toplantısı yapan partiydi. Oturduk beraber kararımızı verdik. Tezkerenin yanlışlığını kabul ettik ve hayır oyu kullandık. Neden? Bizim yaptığımız çabaları anlatayım.
6 Şubat 2012: Olaylar bu kadar büyümemiş. Hükümete bir çağrı yaptık. Dedik ki Türkiye’de Uluslar arası Suriye konferansı toplayın dedik. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine uygun olarak, çatışmayı sonlandıran, barış iklimini yaratan bir devlet olarak öne çıkmalıyız. Sonra bu teklifi Rusya yaptı, orada topladılar. Bizimkiler oraya gittiler.
 
18 Nisan 2012: Parlamentoda bir öneri yaptık. Meclis ‘in tavrını koyalım ortaya. TBMM’nin ortak iradesini yansıtalım. Bunu da kabul etmediler.
Şimdi kalkmışlar ortak iradeden söz ediyorlar. Sen kim ortak irade kim. Kendi iradesini halkın iradesi sanıyorsun sen. O egon senin başına bela zaten. Önce oradan kurtulacaksın sen.
 
Sonra ne oldu? Yine durmadık. CHP olarak sorumluluğumuzu sonuna kadar yerine getiririz. Çünkü biz ülkemizi seviyoruz. Ülkemizin kanının ortadoğu’da dökülmesini istemiyoruz
 
Suriye konusunda bir mektup gönderdik kendisine. Suriye sorunu nasıl çözülür? Gündem ne olsun? Kaç gün toplansın? Bunu da kabul etmediler.
Şimdi diyorlar ki niye bize destek vermiyorsunuz? Ülkeyi savaşa götüren hiçbir belgenin altına imza atmaz. Bütün çabaları gösterdik, yanlış yapıyorsun dedik. Dedik anlatamadık. Ben doğru yapıyorum, ben biliyorum dedi. Sen biliyorsan, ülkeyi nereye götürdüğünü gör. Türkiye’yi savaşın eşiğine getirdin sen. Bana bir Allah’ın kulu çıkıp, niçin biz Suriye ile savaşmak istiyoruz, bana anlatsın.
 
‘HESABI SORULACAK’
 
Tek başına kalan bir Türkiye. Siz bir parlamento düşünebiliyor musunuz? Karar almadan, yabancı bir ülkenin askerleri Türkiye topraklarında konuşlanacak. Cemil Çiçek’e sesleniyorum, Özgür Suriye Ordu’sunun hangi kararla geldiğini bize anlat. Artık parlamentonun iradesi var mı yok mu? Meclis koltuğu, başkanlık koltuğu güzel olabilir. Ama unutmamak lazım bu ülkenin anayasası var. Yabancı bir ülkenin Türkiye’de konuşlanmasının yolu Anayasa’dan geçer. Bunun adı vatana ihanettir. Hesabı sorulacak bunun.
 
SAYIN ÇİÇEK, O KAMPIN HESABINI SORDUN MU?
 
Eğer bizim arkadaşlarımız Apaydın Kampı’na gitmeseydi, orada Özgür Suriye Ordusu’nun konuşlandığını bilmeyecekti. Sayın Cemil Çiçek’e bir daha soruyorum. TBMM milletvekillerinin Türkiye’de giremediği kampın hesabını sen sordun mu? Bunun da hesabını vereceksin.
 
‘ÇAPSIZLIĞIYLA DÜNYADA BİLİNEN DIŞİŞLERİ BAKANI’
 
Türkiye’nin yanında kim var? Hamas var, Barzani var, Katar var, Suudi Arabistan var. Denklemin diğer tarafına dönüyorum. Suriye’nin yanında, İran, Rusya, Çin, Brezilya var. Dünya nüfusunun yarısı var. Bu stratejik derinlik midir, yoksa stratejik körlük müdür? Böyle bir anlamsız dengenin içine Türkiye’yi sokan bir süreci bizim başımıza bela eden, çapsızlığı dünyada bilinen, bir Dışişleri Bakanı’yla yola çıkılırsa Türkiye’nin geldiği nokta budur.
Bunun için engin bilgiye gerek yok. Bunu yapmak için ileri derecede geri zekalı olmak lazım.