O Canavarı Sen Yarattın!..

O Canavarı Sen Yarattın!..
27 Temmuz 2014 08:30

Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Hikmet Çetinkaya yazdı.

 

Yıldırma, korku, nefret dalgası, bir bakıyorsunuz kum fırtınasına dönüşüyor…
İçerisi ve dışarısı…
İçerisi bildiğiniz gibi!
Paralel yapı…
Haşhaşi…
Cemaat…
Gözaltına alınan polisler, aralarında Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 12 emniyet görevlisinin tutuklanması.
Bir ülkede adalet ya vardır ya da yoktur!
Hukuk ise gün gelir herkese gerekebilir.
Şimdi şöyle yine gerilere gidelim, Türkiye’nin geçmişinde neler olduğunu anımsayalım…
Ölümleri düşünelim!
Reyhanlı’daki o terör eylemini, onlarca ölümüzü…
Kim yapmıştı bu kanlı eylemi?
Kendi çocuklarımız ölürken sessiz kalanlar, bugün Gazze’de yaşanan kıyımı gösteriyorlar.
Peki bu coğrafyada kıyımlar yaşanırken ne yapmışlardı?
O genç insanlara terörist yaftasını yapıştırmışlardı…
Oysa çocuklarımız yaşasaydı bugün onlar da Gazze’yi, Filistin’i göstereceklerdi…
Bu ülke topraklarında düşman yaratıldı, insanlarımız zindanlarda öldü, kin nefret duygularıyla en acımasız iftiralar yapıldı.
Zulmün zulüm olduğunu bir türlü söylemeyenler, bugün o zulümle karşı karşıya…
Vicdanları kapkara!
Sevgi yok, aşk yok, çiçeklenmiş bir sevgi var!
Düşmanlık ve nefret duygusu!
Kin!
Emperyalizmin şarlatanlığı, yağma, talan, rüşvet!
Dünyada kendi çocuklarını öldüren kim varsa hepsine seslenmenin tam sırasıdır:
“Yeter artık, yeter!”

***

Yüreğinde sevgi olmayan, barış dili yerine savaş dilini benimseyen, konuşan herkese…
İşkencecilere, krallara, diktatörlere, padişahlara, sultanlara sözüm!
Zulüm bugün sana yapılıyor değil mi?
Şöyle başını çevirip geçmişe, düne bak…
O günlerde, yıllarda sen yapıyordun zulmü insanlara…
Türkan Saylan’ı anımsadın mı, evinin penceresinden el sallıyordu hani.
Sabahın beşinde evi basılmıştı!
Unuttun mu kanser hastası olduğunu, söyle bakalım!
Gözatına alındı, hastaneye gidemedi…
Ve daha sonra öldü!
Bilmem o zaman vicdanın sızladı mı senin hiç?
İçin acıdı mı?
Bu bozuk düzen, insanı insana kırdıran iktidarlar, petrol şeyhleri, köktendinci terör örgütleri, TIR’lar…
Bak şu havuz medyasına hele!
Ah eski dostlar eski dostlar…
Vicdanla cüzdan arasında olanları bu köşede çok yazdım çok…
O Soma’yı, genç ölülerimizi!
Sömürü düzenini!
Acılar yumağında geçen bir yaşam, “al gülüm ver gülüm” hikâyesi, Filistinli çocuklar ve bizim çocuklarımız…
Ne olur bir de hem Filistinli hem de bizim çocuklarımız için gör!
Bizim çocuklarımız için de gözyaşı dök!
Bırak din, ırk, mezhep, dil ayrımcılığını…
İnsanları ayrıştırma “inananlar- inanmayanlar” diye, bu ülkeyi “polis devleti” yapma, demokrasiyi, özgürlükleri hayata geçir…
O canavarı sen yarattın sen!
Senden öncekiler ve sen örgütledin onları, sen getirdin o görevlere, Deniz Kuvvetleri’ni yedin bitirdin, açıkça söyle…

***

Hayat böyle bir şey işte…
Zulmü sen yapıyordun, bugün sana yapıyorlar…
Altı yıl önce bunları düşünmüyordun bile…
13 ay önce Gezi Direnişi’nde kahramanlaşmıştın, o gaz bombaları, plastik mermiler, basınçlı kimyasal sular hepimizin üzerine atılıp sıkılırken…
Eskişehir’de devletin polisi ve kışkırttığı eli sopalı gariban işçi tarafından dövülüp hastanelik edilince…
Hastane acil servisinde doktor, Ali İsmail’e “haydi git bir şeyin yok” deyince…
Fenalaşan Ali İsmail, hastaneye yeniden gelince…
Ve can verince!
Otopsi raporu, bir annenin çığlığı…
O zulmeden, zulme uğrayan siz!
İçiniz hiç acımadı mı?
Büyükler küçükler, bu devleti yönetenler, polisler, yargıçlar, savcılar, askerler…
Döve döve öldürülen İsmail, Berkin, Ethem, Ahmet, Adana’da köprüden düşen genç komiser, kâğıt toplayan küçük çocuk, Burakcan, Uğur Kurt…
Kapkara bir yaşam!
Umutsuzluk!
Barış dili çoktan unutulmuş, savaş dili!

***

Biz paramparça olmuş genç bedenler gördük, Uludere’ye, hayata şafak sökerken baktık uzun uzun.
Hem rüzgâr hem de deniz dalgalarıyla birlikte yaşama sarılmayı öğrendik; senden değil ezilenden yana olduk…
Gül mevsiminde sevdalandık, bağbozumunda hüzünlendik!
Yıllar böyle akıp gitti bir ırmak gibi!
Adaletin, eşitliğin ve adalette dürüstlüğün ne olduğunu…
Ne yazık ki kimseye anlatamadık!

***

Yarın izin günüm…
Tüm okurların Şeker Bayramı’nı kutluyorum…